Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
jason mraz, colbie caillat - lucky
-
Ona bir mektup yazmak istiyordum.
Jeon Jungkook'a olan hislerimi, onu sevdiğimi, onun için her şeyi geride bırakabilecek kadar yüreğimdeki duyguların büyüdüğünü anlatmak istiyordum. Korece dersimizin ortasına doğru ilerlerken aklımdan tek geçenler buydu. Jimin tamamen tahtada yazılanlara odaklanmış, defterine geçiriyordu notları. Jungkook başını sıraya yaslamış, uyumuyor olsa da dersle ilgisini yitirdiği belliydi. Onun yanına oturmak, saçlarını okşamak istiyordum. Daegu'dan döneli iki gün olmuştu, onunla yaşadığım o anları düşünmek gülümsememe neden oluyordu.
Onu öpmüştüm. Kısa, ikimizin de içimizi can ısıtıcı bir andı. "İyi misin?" diye sordu Jimin bana dönerek, sesi kısıktı. "İyiyim." Bakışlarımı yeniden beyaz tahtaya çevirdim. Birkaç dilbilgisi konusu ve örnek cümleler bulunuyordu. Arkama yaslanarak Bay Kang'ın sözlerini dinlerken aklım başka yerlerdeydi. Ne zaman bu hale gelmiştim, emin olamıyordum. Ne zamandan beri ona olan hislerim bu kadar ele geçirmişti beni ve ondan başkasını düşünemez hâle gelmiştim? Bay Kang dersi bitirmeden önce hayata dair konuşmak istemişti fakat içimden konuşmak gelmiyordu. Bir evin içinde, bir koltuğa uzanmış, Jungkook'u kollarımın arasına almış olmak istiyordum.
"Kim Taehyung."
Bay Kang bana seslendiğinde tahtada olan odağımı ona çevirdim. "Yeni bir şehir ve okula adapte olmaya çabalamak nasıldı?" diye sordu, iç geçirerek ayağa kalkmam gerekip gerekmediğini sordum. Oturabileceğimi söyledi. "Benim için zor olan hiçbir şey yoktu. Kendimi insanlardan, zamanı geldiğinde kendimden bile soyutlamak konusunda iyi bir ruh haline sahiptim." dedim, Bay Kang benim hislerimi ölçmek ister gibi gözlerimin içine bakıyordu o anda. "Beklemediğim olaylar yaşadım. Jimin ile arkadaş oldum, bazı insanları tanıdım, sınıfımızın uykucusunu uyandırmayı başardım. Busan'a gelirken beklediklerimdi bunlar ve bilmiyorum, herkes benzer bir hayatı yaşayamaz. Adapte olmaya çabalıyorum ama benim gibi biri için bile zor." diyebildim, bakışlarım hâlâ başını sıradan kaldırmamış erkek arkadaşıma kaydı. Uykuya dalmış olabilir miydi?
Zil sesi Bay Kang'ın bir başka öğrenciye soru sormasına engel oldu, Jimin top haline getirdiği kâğıdı Jungkook'a fırlattı. Güzel sevgilim başını kaldırdı sıradan ve uykulu gözlerle baktı bize doğru. "Bana kâğıt atmaktan vazgeç." dedi Jimin'e, ellerini küçük yumruk yaparak gözlerine götürdü ve ovaladı. O kadar sevimli görünüyordu ki, onu sakınmak istiyordum herkesten. "Sıcak bir şeyler içelim mi?" diye sordum Jungkook'a, yerinden kalktı ve yanıma ilerledi. "Tamam, bana kahve ısmarla." dedi Jungkook, ayağa kalktım ve onun uzattığı kolunu tuttum. Bir kolunu omzuma atarak beni kendine daha çok çekti. "İyi misin?" diye sordum ona, başını sallayarak onu onayladım. "İyiyim, sen yanımda olduğun sürece ben hep iyi olacağım." Güldü, başımı onun omzuna yasladım.
