Aradan bir kaç hafta geçmişti ve Felix artık Hyunjin'e karşı bir şeyler hissettiğinin farkındaydı.
Onu yanında güvende hissediyor ve hiç ayrılmak istemiyordu. 5 dakika bile ayrılsa hemen özlüyordu. Sürekli yanındayken heyecanlanıyor. Ne yapacağını şaşırıyordu. Hep bir ona temas halindeydi. Kalbi onun yanında deli gibi atıyordu.
Ama tam emin olmadan söyleyip onu üzmekte istemiyordu. Geçici bir heves olmasından korkmuştu. Gerçi ona hissettiği bunca şeyin geçici olacağınıda düşünmüyordu.
Yatağında doğrulup sıkıntılı bir nefes verdi. Tam emin olmadan söylemek istemiyordu. Ama onuda oyalıyor gibiydi sanki.
Ne yapacağını bilmeyerek ayaklandı. Önce lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı. Ardından koridorun sonunda olan ikizin odasına ilerledi. Kapıyı çalmadan girdiğinde Jisung üzerini değiştiriyordu.
Kaşlarını çatıp diğerinin yatağına oturdu. "Hayırdır bir yere mi gidiyorsun?"
"Hayır be. Yeni duş aldım." O an fark etmişti ıslak saçlarını. Kafasını salladı. O an çalan telefonu ile elini arka cebine atıp telefonu çıkardı ve arayan kisiye baktı. Çok geçmeden açtı.
"Efendim hyung"
"Lix birtanem nasılsın?" Gülümsedi. Çoğu kişi onun bu tavırlarından pek hoşlanmasa Felix'e samimi geliyordu.
"İyiyim hyung. Sen?"
"Bende iyiyim. Benim canım çok sıkılıyor. Jisung'u arasaydım benimle gezmezdi sen gezer misin?"
"Bilmem hyung. Taehyung hyunga ne oldu?"
"O da gezmiyor benimle. Kimse istemiyor beni. Lixiem sen benimle gezersin değil mi?"
"Tabi ki gezerim"
"Tamam bebeğim ben seni 1 buçuk saate alırım evinin önünden"
"Tamam hyung görüşürüz" Telefonu kapattığında Jisung üzerini giymiş ve onu izliyordu. Yüzünde garip bir ifade vardı.
"Jungkook hyungsa gitme derim pişman olursun" Felix daha çok gülümseyerek kafasını iki yana salladı. "Ben olmam hem biraz kafa dağıtmaya ihtiyacım var"
"Benimde kafamı dağıtmam gereken zamanda yapmıştı acaba hissediyor mu" ikili kıkırdadı.
"Hissediyordur. Neyse ben gideyim hazırlanayım. Hyung bir buçuk saate gelirim dedi." Jisung söylenene kafa salladı.
"Tamam." Dediğinde çilli olan odadan çıkıp kendi odasına gitti. Dolabına bakınıp güzel bulduğu bir kombin yaptı. Yatağın üzerine bıraktıktan sonra bakıp gülümsedi. Böyle giyinmeye bayılıyordu. Her ne kadar basit olsada.
Bir tane bol bir bebek mavisi kapşonlu sweat altınada bol bir açık mavi pantolon seçmişti.
Kıyafetlerini üzerine geçirdi. Ve içinden ani gelen hevesle saçlarını dalgalandırmaya karar verdi. Düzleştiricisini alıp aynanın karşısında bir o yana bir bu yana kıvırarak dalgalı hale getirdikten sonra gülümsedi. Basit bir gezmeydi. Zaten o da fazla özenmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çölyak | Hyunlix Minsung
FanfictionLee Felix, olduğu okula gelen ve kimsenin dilinden düşüremediği. Hwangları hiç umursamıyordu. Fakat hayatında ne denli yer edineceğinden habersizdi. İkizin çoktan onları tanıdığından ve arkadaş olduğundan, Sadece sosyal medyada görüp ona aşık olan...