²⁰|Evlilik

1.1K 134 389
                                    

Oy:120
Yorum :350

Oy:120Yorum :350

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

5 ʏıʟ sᴏɴʀᴀ

"Ya Minho hala gelmedi değil mi? Kafayı yiyeceğim. Yarım saate çıkmamız gerekiyor"

Jisung sinirle bir oraya bir buraya yürüyordu. "Gelicek elbet, 2 dakikaya burada olur. Sen bir sakin ol-"

"Ya neye sakin olayım yarım saat sonra millet içine çıkıcaz nikah memuru gelecek bu adam ortada yok"

"Ya terleyeceksin makyajın bozulacak kokarsın bir de onunla uğraş otur sakinleş" Bu sefer Hana konuştuğunda Jisung bir sandalyeye oturmuştu. Bugün evlenecekleri gündü. Bayağı kalabalık bir salon vardı onları bekleyen. Felix ile Hyunjin bekleyememiş bu günden tam bir yıl önce evlenmişlerdi.

Minho damatlığının bir yerinin hatalı olduğunu son anda fark etmiş bir terziye diktirmeye gitmişlerdi. Şimdi ise Jisung ne olduğunu bilmeden onu telaşla bekliyordu.

Kapı açılıp içeriye Minho ve Changbin girdiğinde Jisung ayağı kalktı. "Nerdesin sen? Ne kadar telaşlandım haberin var mı? Neden gittin?"

"Hayatım ceketimin bir yeri söküktü orayı diktirdim. Bak geldim ama." Jisung ona ters bir bakış attı. "Hyung nikah memuru geldi." Hyunjin'in söylediği şey ile oda tamamen boşaldı. Minho heyecanla ceketini düzelti ve kolunu Jisung'a uzattı. Jisung da derin bir nefes aldı ve Minho'nun koluna girdi. İkiside çok fazla heyecanlılardı.

İnsanların içine girdiklerinde büyük bir alkış yankılandı salonda. Jisung gülümseyerek Minhoya baktı. Minho da ona baktığında birlikte masaya doğru yürüdüler.

Oturduklarında nikah memuru önce karşısında ki şahitlere sonra Minho ve Jisung ikilisine baktı.

Jisung bembeyaz bir takım elbise giymişti saçlarında parlak taşlardan oluşan sırayla dizilmiş çiçekler vardı tacın arka tarafından kısa ve ince bir kaç tane tül ip iniyordu. Ensesine kadardı bu tüller. Sarıya boyattışı saçlarında aşırı hoş bir görüntü yaratmıştı.

Minho ise siyah damatlığın içinde aşırı ateşli bir görüntüsü vardı. Siyah saçları ile takımı tamamen uyumluydu.

"Bay Jisung, iyi günde, kötü günde ; hastalıkta sağlıkta Hajun oğlu Minho'yu eşiniz olarak kabul ediyor musunuz?"

Jisung'un"evet" diye önündeki küçük mikrofona bağırması ile salonda bir büyük alkış daha koptu. Nikah memuru bu sefer Minho'ya baktı.

"Bay Minho, iyi günde, kötü günde ; hastalıkta sağlık-"

Minho sabredemeden memurun sözünü keserek "evet diye bağıdı. Gülüşmeler eşliğinde alkoşlandığında Jisung ve nikah memuru da gülüyordu.

"Sizler de şahitlik ediyor musunuz?" Diye karşısında ki Felix ve Jungkook'a sorduğunda ikili de mikrofana eğilip sözlerini söylemişlerdi. Jungkook'u tanıyan bazı insanlar onun hayır demesinden korksada -özellikle Minho- bunu yapmadığı için içten içe şükretmişlerdi.

"Öyleyse bende bana veriler yetkiye dayanarak sizi eş ilan ediyorum. Birbirinizi öpebilirsiniz" Son bir alkış koptuğunda defter imzalandı ve evlilik cüzdanı Jisung'a verildi. Nikah memuru salondan ayrılızken Minho Jisung'un dudağına kelebek öpücük kondurup çekildi.

"Anlımdan öpmeliydin. Babamlar var." Jisung, Minho'ya sahte kızgınlığı ile söylendi. "Olsun babanlar, evliyiz biz."

Jisung kıkırdadı sadece. Bundan sonrası tamamen eğlenceye kalırken gecenin sonunda gençler toplanıp içmeye karar vermişlerdi. Kimsenin olmadığı sokakta kalabalık bir şekilde yürürken Jisung ve Minho en arkadan el ele geliyorlardı.

"Artık evliyiz." Minho gülerek söyledi. Jisung gözlerini denizden çekip yanıda ki eşine çevirdi. Ardından o da güldü. "Gece gece babamdan saklanarak penceremin altına gelmene gerek yok artık."

"Harbi ilk başlarda gelmeme bir şey demiyordu neden öyle oldu bilmiyorum."

"Çünkü çok fazla geliyordun. Adam bizi öpüşürken basınca delirdi bide tam 1 ay seni gördüğünde siniri tepesine çıkıyordu. Çok komikti."

"Tabi komik olur. Derdini ben çekiyordum." Jisung durduğunda Minho da durmak zorunda kaldı. Burnunu büyüğünün yanağına sürttü. "Çok eğleniyordum." Minho ellerini çözüp küçüğün beline doladığında Jisung da onun boynuna dolamıştı kollarını.

"Çok seviyorum seni."

"Bende seni" birbirlerinin dudaklarına küçük küçük öpücükler bırakıyorlardı. Anlını anlına dayadı. "Evimiz hazır, bizi bekliyor." Jisung daha içmeye başlamadan Minho'nun bu sözleri ile sarhoş olmuştu.

"Arkadaşlarımıza sözümüz var bu gece onların."

"Sonrası bizim ama yine değil mi?" Gözlerini açıp ona bakarken sordu Minho. Jisung dudaklarını birbirine bastırıp kafa salladı. Ardından tekrar el ele tutuşup arkadaşlarına yetişmek için biraz hızlı yürümeye başladılar.

Taehyung'un kafesine vardıklarında içeri girdiler. "Ay iyi ki sabah ısıtıcıları açık bırakıp gitmişiz sıcacık olmuş." Felix elindeki poşeti bir masanın üzerine koyarken söyledi. "Ay evet, yolda üşümüştüm."

"Bana söyleseydin ısıtırdım seni." Jungkook, Jisung'a karşı sırıtarak konuştuğunda küçük olan ona isyankâr bir şekilde baktı. "Hyung ben artık evliyim evli. Hemde ikizinle"

"Bu sana yavşamamam için yeterli bir sebep değil." Minho artık takmıyordu onun bu hallerini. "Takımlarla getirdiğiniz bizi buraya ya."

"Siz takımlasınız bir nasılız afedersin" Bu sefer Seungmin. Onunla ortaokulda yakın olmasalar da üniversiteyi aynı yeri kazanmış ve bir anda samimi olmuşlardı. Ve sevgilisi Changbin ile de samimilerdi.

Felix gastronomi bölümü okuyordu şuan. O farklı şehirdeydi ama yaz tatili için gelmişti. Hyunjin bu duruma baya üzülmüştü çünkü eşinden ayrılmak hoşuna gitmiyordu. O da mimarlık bölümü seçmişti. Farklı bir şehirdeydi. Felix Busan, Hyunjin ile Daegu'daydı.

Minho ve Jisung birlikte Wonju'yu tercih etmişlerdi. Birlikte yazılım okumak istemiş ve kazanmışlardı.

Jungkook ve Taehyung ise bir yandan birlikte kafe işletiyor bir yandan okuyorlardı. İkisi birlikte konservatuar okuyorlardı.

İçmeye başladıklarında ilk sarhoş olan Felix olmuştu. Hyunjin'e karşı biraz fazla garip davranmaya başlamıştı. Yanlarındakiler onlara garip bakışlarını asla umursamıyordu.

Jisung ise Felix'in aksine içince fazla sakin oluyordu. Aşırı derecede softlaşıyordu. Şuan Felix, Hyunjin'in kucağında onu öpmeye çalışırken; Jisung dizine Minho'yu yatırmış saçlarını okşuyordu.

"Siyah sana çok yakıştı." Gözlerini dizinde yatan büyüğünün yüzünde gezdirdi. Gözleri kapalı bir şekilde saçlarının okşanmasıyla mayışmışa benziyordu.

"Sarı da sana" dedi ve gözlerini açıp aşağıdan beri eşine baktı. "Eve gitmeli miyiz artık?" Jisung dudaklarını onun sağ gözünün üzerine kondurup geri çekildi. Ardında ağır bir şekilde kafa salladı.

Birbirlerine sarılmış bir şekilde sızan Taehyung ve Jungkook' baktılar. Onları es geçip Hyunjin ve Felix'e baktıklarında haber verilecek şekilde değildi. Sessiz bir şekilde el ele kafeden çıktılar. Yürüyerek yarım saatte eve vardılar.

Asıl gece onlar için şimdi başlıyordu. Çünkü Jisung eve girdikleri anda kafede ki sakinliği tamamen gitmişti. Minho'yu bir anda aşırı zorlamaya başlamıştı. Gece biraz uzun olacaktı sanırım.

Sınırlar dolmadan attım hadi bakalımsınav haftam başlıyo biraz zor bölüm alırsınız bir iki hafta ama sonra tamamen boşum elimden geldiğince yazıp atarım

Çölyak | Hyunlix MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin