"Ya aşkım hani getirecektin. Hamileyim ben kocaman karnım var. Duymaz ki beni. Hyunjin hazır mısın? Hadi geç kalacağız ya."
"Geldim bebeğim geldim. Sen iyisin dimi ağrın, sızın, sancın yok." Elini Felix'in karnında gezdirerek sormuştu. Felix olumsuz anlamda kafa salladı. "Doğuma gidiyorum ama hiçbir şeyim yok. Ne enteresan."
Evden çıkıp arabaya bindiklerinde saat sabahın altı buçuğuydu. "Sabahın körüne doğum mu verilir ya."
"Sus söylenme annemler gidip odayı süslemişler." Hastaneye geldiklerinde Hyunjin hızla inip Felix'in kapısını açıp onu dikkatlice indirmişti. Felix bu hareketlerine bayılıyordu.
Odaya çıktıklarında Doktor gelmiş. Felix'e bir kaç soru sorup hastane kıyafetini giymesini söylemişti. Annesinin ve Hyunjin'in yardımı ile giyindikten 1 saat sonra doğuma gitmişti. Herkes heyecanla bekliyordu. Jisung ise evinde telefonunu yanından ayırmadan Minho'dan haber bekliyordu. Daha iki hafta önce doğum yaptığı için bebeği ile evde kalması daha doğruydu.
Bir süre sonra elindeki telefon çaldığında heyecanla görüntülü aramayı açtı. Minho karşısına çıktığında gülümsedi. "Doğdu. Bak." Diyerek pembe battaniyenin içindeki minik kızı gösterdi. Jisung'un gözleri sulanmıştı. "Çok tatlı. Felix nasıl?"
"Daha getirmediler onu. Bekliyoruz. Hyunjin ise bebeğin başına çökmüş ağlıyor ezik."
"Tam 2 hafta önce daha kötü bir haldeydin hayatım hatırlatayım. Kucağına almaya bile korkup ağlıyordun düşürürüm diye. Tam 4 gün boyunca ağladın Minho."
"Bebeğim bu konuları açmaya ne gerek var şimdi. Şuan Hyunjin komik ve ona gülüyoruz." Jisung omularını silkti. Bebek odasına gidip eşine uyuyan küçük bebeği gösterdi. "Oğlum ne de tatlı aynı babası."
Jisung göz devirdi. "Felix gelince ara beni."
"Tamamdır bir tanem, görüşürüz."
🥕
1 yıl sonra
"Aşkım hadi ama. İki adım atsan yeter." Minho sanki geri cevap alabilecek gibi oğluna karşı konuşuyordu.
"Zorlama çocuğu Minho. Öldürürüm seni." Minho ağlar gibi sesler çıkardığında emekleyen bebek Minho'nun kucağına çıkıp onun göz altlarına parmaklarını bastırmıştı göz yaşlarını siler gibi. Minho ise oğlunun böyle bir şey yapması ile gülümseyip onu kol altlarından tutmuş ve kucağına oturtup gıdıklayarak güldürmeye başlamıştı.
"Yerim seni çocuk."
"Aşkım hadi Taejin'i de al mutfağa gel yemek yiyeceğiz." Jisung'un seslenişini duyan Taejin hareketlenerek Minho'nun kucağında onun kollarına kalkması için yumruk atmaya başlamıştı.
Tam mutfağa girdikleri sırada Jisung masaya salatayı koyup bebek sandalyesini masanın yanına çekmişti. Taejin'i yerleştirdikten sonra yanına oturmuştu. Taejin ise kollarını Minho'ya uzatmıştı. "Babba"
İkili şaşkınlıkla birbirlerine baktıklarında Minho'nun hemen gözleri dolmuştu. Bebek doğduktan sonra hassas birine dönmüştü. Taejin'in en ufak hareketinde ağlıyordu.
Ağlayarak oğlunu kucağına aldığında Taejin yine parmaklarını Minho'nun akan gözyaşlarının üzerine koymuştu. Ve aynı şeyi tekrarlamıştı. "Babba" Jisung ise ikisini gülümseyerek izliyordu.
Aynı şekilde Hyunjin ve Felix'te yemek yiyordu ama tek fark yanlarında minik kızları yoktu.
Heejin çok uykucuydu. Tüm gününü uyuyordu. Bir iki saat bile ayakta kalmıyordu. Sadece yemek yediğinde ve üzeri değiştirilirken uyumuyordu. Çok arada iki babasını da sevgiyle besleyip geri uyuyordu.
Heejin bir de kuzeni Taejin'i çok seviyordu. O geldiğinde kocaman gülümsüyor ve küçük parmaklarıyla Taejin'in, Jisung'a çekmiş yanaklarını sıkıyordu.
Hyunjin ise kızının bol bol fotoğraflarını çekiyor ve evin her köşesine asıyordu. Ağlama sesi duyduğunda Felix ayaklandı ve kızını odasından alıp geldi. Heejin ilk adımlarını iki gün önce atmıştı. Hemen peşine kendini Hyunjin'in kucağın atıp uyumuştu. Büyük babasına aşırı düşkün bir kız olmuştu. Felix kendisi gibi Hyunjin enayisi bir kız yapmıştı.
"Kızım uyanmış mı benim? Hanimiş." Heejin babasının sesini duyduğunda susup etrafta onun yüzünü aramıştı. Felix, Hyunjin'e sırtını dönerek bebeğinin yüzünü babasına yaklaştırmıştı.
"Bugün biz nereye gideceğiz babası?" Felix kızının sırtını kendi göğsüne yaslayarak yerine oturdu ve bebeğini de kucağına oturttu.
"Nereye gideceksiniz?"
"Taejin'e gideceğiz." Küçük kız kuzeninin adını duyduktan sonra sonra ellerini çırpmaya başladı. Yemeği yedikten sonra kızını eşinin kucağına verip ona bir biberon süt yapmıştı.
Babasının kucağında sütünü içtikten sonra Felix hazırlanmış bir şekilde yanlarına geldi. Heejin'i kucağına alıp giydirmeye götürdüğünde Hyunjin'e seslenmişti. "Hyunjin kalk sende üzerini giyin şirkete git."
Hepsi hazırlandıktan sonra Hyunjin onları bırakıp direkt şirkete geçmişti. Jisung kardeşini görünce sarılmış ardından kucağında ki yeğenini kendi kucağına almıştı. Heejin normal bebeklere göre cılızdı. Ama buna rağmen çok güzeldi. Taejin ise küçük babasından aldığı tombul yanakları ile çok fazla yiyor ve kilo alıyordu. Azıcık tombul olması onu aşırı tatlı yapıyordu.
Heejin'in ilgisini çeken şey Jisung'un yanaklarıyda her gördüğünde onları minik parmaklarının arasında kendince sıkıyordu. Aynısını Taejin'de de çok yapıyordu. Kafasını Jisung'un omzuna koymuş. Hemen gözlerini kapatıp uyku moduna geçmişti.
"Yarım saat uyanık kaldı ya. Aman aman. Uyumasa olmaz." Felix ceketini vestiyere asarken konuşmuştu. Jisung da yeğeninin sırtını patpatlayarak uyumasına yardımcı oluyordu. Oturma odasına geçtiklerinde Taejin orta sehpanın altından çıkmıştı.
"Seninki yine uyuyor da uslu duruyor. Taejin asla rahat durmuyor. Geçende az kalsın prize elini sokuyordu Minho priz koruyucu aldı. Tüm prizlere taktık. Bir ara mutfakta mermerin altında ki unu başından aşağıya boşaltmış. Çekmecelere kapaklara kilit aldık."
"Ay çok şükür yok öyle şeyler." Taejin neşeli sesler çıkardığında Heejin kafasını kaldırıp ona doğru gülmüştü. Ellerini çırpıp yere inmek için ayaklarını salladığında Jisung Heejin'i yere oturtmuştu. Orta sehpadan tutunarak ayağı kalkmaya çalıştığında kafasını vurmuştu. Babasına baktığında Felix telaş yapmadan eğilip kızının kafasını okşadığında Heejin onun gülümsemesini görüp gülümsemişti. Başını Felix'in yüzene doğru ittiğinde orayı öptürmüştü.
"Taejin gördün mü hiç ağlamadı sen hemen burayı göle çevirmiştin. Nasıl dramacı amcana çektin anlam veremiyorum."
Güldüklerinde çocukları kendi haline bırakıp mutfağa geçtiler. Uzun zaman görüşememişlerdi dedikodu birikmişti bir sürü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çölyak | Hyunlix Minsung
FanfictionLee Felix, olduğu okula gelen ve kimsenin dilinden düşüremediği. Hwangları hiç umursamıyordu. Fakat hayatında ne denli yer edineceğinden habersizdi. İkizin çoktan onları tanıdığından ve arkadaş olduğundan, Sadece sosyal medyada görüp ona aşık olan...