♥39♥

72 3 5
                                    


Sizlere özel bir bölümle geldim. İyi okumalar ♥


Eve vardığımızda kendimi fazlasıyla yorgun hissediyordum. Justin ile birlikte benim evime gelmiştik. Mezarlıktan çıktığımızda Mia'yı arayıp her şeyin yolunda olduğunu söylemiştim. Aklımdan tamamen çıkmış olmasının verdiği üzüntüyü dile getirdiğimde iyi olmamın tek önemli şey olduğunu söylemiş, yüreğime su serpmişti. 

''Hayatım ben hemen duşa girip geliyorum.'' Justin'in dudağına ufak bir öpücük kondurdum.

 ''Tamam güzelim bekliyorum.'' Yanından kalktığımda kalçama ufak bir şaplak attı. Gülüp merdivenleri çıktım.

Üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup kendimi ılık suyun altında gevşemeye bıraktım. Mezarlığa gitmemiz kendimi kötü hissetmemden ziyade beni daha da rahat hissettirmişti. Artık Justin'e olan aşkımı tüm dünyaya göstermeye hazır gibiydim. Kendimi böğürtlenli şampuanımla mest edip, vücudumu bol vanilya aromalı jelimle yıkadım ve kısa bir süre sonra duştan çıktım. Havluma iyice sarılıp giymek üzere pembe dantelli iç çamaşırlarımı çıkardım. Üzerime çamaşırlarımı geçirdiğimde vücuduma vanilyalı nemlendiricimi sürüp boynuma parfümümden sıktım. Tüm odayı kokumla doldurmuştum. Üzerime giymek üzere saten bordo şort ve üst pijamalarımı çıkardım. Evin içerisinin sıcak olması sebebiyle Justin için de dolaptan Andrew'un şortlarından bir tanesini alıp aşağı indim. 


Salona geçtiğimde Justin'i elinde şarap şişesi ve iki kadehle beklemiyordum. Beni görünce gözleri pijamama indi ve bacaklarımdan başlayıp beni incelemeye başladı. Gözleri şehvet ile parıldıyordu.


Masanın üzerinde yanan mumlar dışında ortamı aydınlatan herhangi bir ışık yoktu. Kısa sürede hazırladığı bu güzel ortam içimi titretmişti. Beni mutlu etmek için yapacaklarının sınırı yoktu. Yanına gittiğimde elindeki şişe ve kadehleri masaya bırakıp beni belimden çekti ve sıkıca sarıldı. Kokumu içine hapseder gibi derin derin kokladı. ''Tanrım kokun beni sarhoş ediyor.'' Kulağıma doğru konuştuğunda nefesi tenimi gıdıkladı. Yüzünü boynumdan kaldırıp yüzümü incelemeye başladı. Ben de onun heykeli andıran mükemmel yüzünün her noktasını incelemeye başladım. Çakma sarı saçlarının hafif dibi gelmişti ama bu onu nedense daha da mükemmel gösteriyordu. Yeni çıkmış bıyıkları ona değişik bir hava katıyordu. Karşımdaki sevimli surata bakıp sırıttığımda burnunun ucuna öpücük kondurdum.


Bal rengi gözleri aşkla parladığında mükemmel dişlerini gösterip bana sırıttı. Uzanıp dudaklarıma eğildiğinde öpücüğüne karşılık verdim. Alt dudağımı esir aldığında bende üst dudağı ile meşguldüm. Kendimi ona daha çok bastırdığımda belimdeki elleri sıkılaştı ve burnundan nefes verip hafifçe inledi. Öpüşmeye devam ederken memnuniyetle sırıttığımda öpücüğümüzü sonlandırmıştık.


''Ne o hanımefendi erkeğinizi inletebildiğiniz için çok hoşnutsunuz.'' Sırıtması genişlediğinde bende sırıttım. ''Evet fazlasıyla.'' Ona karşı dürüst olmak ve gardımı indirmiş olmam beni daha da mutlu etmeye başlamıştı.


Kahkahası salonumu doldururken kafasını eğip kulağıma yaklaştı. ''İnletme sırası bana geçtiğinde de böyle sırıtacak mısın peki?'' Seksi ses tonu beni baştan ayağı titrettiğinde ona karşı verdiğim ve vereceğim tüm savaşları çoktan kaybetmiş olduğumu anlamıştım. Sesiyle beni bu hale getirebilen Justin kim bilir başka ne şekilde ayağımı yerden kesecekti.

Back to Life / Justin Bieber & Barbara PalvinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin