Back to Life / Justin Bieber & Barbara Palvin

♥5

Aldıklarımızı yerleştirdikten sonra odama çıkıp şortumu ve salaş tişörtümü giyip saçımı topuz yapıp aşağı indim. Koltuğa yayılıp ayaklarını sehpaya uzatmış tv izleyen Matt dalga geçeceğini önceden belli eden bakışlarla konuşmaya başladı.

''Ev kızı ha?'' diyip sırıtırken , tekli koltuktan yastığı alıp kafasına geçirdim.

''Evet en sevdiğin.'' diyip dalga geçtim bende.

''Acaba hayatı boyunca kızların belden yukarısına bakmış mıdır hiç?'' diyerek mutfaktan çıktı Mia.

''Evet baktım , göğüsler belden yukarısında oluyor moron.''

Mia ile yüzümüzü buruşturduk. Mia kusarmış gibi yaparken ben ise gülüyordum.

''Hadi ama yapmamız gerekenler var.'' diyip ellerimi çırptım.

''Midemizi ne ile ödüllendireceksin Böğürtlen?'' diye sordu Matt. Yaptığım yemekleri her zaman çok severdi.

''Büyükannemin mantar soslu tavuğundan yapacağım.'' dedim. İkisi de sevinç çığlıkları atmaya başladı. Küçükken büyükannem bu tarifi yapar ve bizi çağırırdı. Dördümüz de ikişer tabak yerdik. Bir keresinde Andrew ile Matt çok aç oldukları için üçer tabak yiyip akşam mide ağrısı çekip, kusmuşlardı.

Çığlık atan hallerine gülümsedim ve mutfağa geçtim.

Mantarları kestim ve diğer sos malzemelerini de hazırlayıp ocağın altını açtım.

''Mia saat kaç?'' diye sordum masada oturmuş telefonuyla oynayan en yakın arkadaşıma.

''5 buçuk.'' dedi ve iç çekti. Birden morali bozulmuş gibiydi.

''Neyin var senin?''

''Cooper. Kızların fotoğraflarını beğenip duruyor.''

''Tanrım, sen bu çocuk hakkında ciddisin.'' dedim açık kalmış ağzım ile birlikte. Stalk yapardı ama yüzü düşmüşse gerçekten üzülüyor olmalıydı.

''O masmavi gözleri ve o şirin gülümsemesi beni heyecanlandırıyor. Lanet olası bir mıknatısmış ve beni çekiyormuş gibi.'' göz devirdi.

''Bu kadar takma bitanem. Hallederiz.'' diyip göz kırptım. Ona daha önce çöp çatanlık yapmıştım tekrardan başarabilirdik değil mi?

''Hadi kaldır kıçını da salata yap.'' diye kafasını dağıtmaya çalıştım.

''Zaten yapabildiğim tek şey o.'' Adeta ayaklarını süre süre oturduğu yerden kalktı. Kıkırdadım.

Buzdolabından tavuğu çıkardım ve suyun altına tuttum. Büyük tabağın içine sostan koyup üstüne tavuk parçalarını da koyup üste kalan sosu da döktüm ve üstüne kaşar rendeleyip fırına verdim. Bir buçuk saat pişmeliydi.

Sonra tavuğun yanına makarna yapmayı düşündüm. Fazla kişi olduğumuz için iki paket yapmakta kararlı kıldım. Suyu tencereye koydum ve kaynamasını beklerken dağılmış olan tezgahın üstünü toplayıp sildim.

Tatlı için vazgeçilmezim olan cupcake de karar kıldım. Malzemeleri çıkarttım. Kabın içine yumurtaları kırdım ve diğer malzemeleri ekleyip mikser ile karıştırmaya başladım. Kekini çikolatalı yapıp üstüne ve içine çilekli krema eklemeye karar verdim ve işe koyuldum.

Mia gelip pişmemiş kek karışımına parmağını daldırdı ve parmağını yaladı.

''Mmm...'' diye hoşnut bir şekilde mırıldanırken bende kıkırdadım. Parmağını yalarken gözlerini kapalı tutmuş sanki öpüşüyormuş gibi iğrenç şeyler yapmaya başlayınca yüzümü buruşturup kahkaha attım.