Back to Life / Justin Bieber & Barbara Palvin

♥18

Merhaba arkadaşlar bu sefer bekletmeden yeni bölümü paylaşmak istedim.

Sürekli yapılan bir yoruma açıklık getirmek istiyorum. Artık aşk yaşasınlar diyeniniz oluyor. Şöyle belirtmek istiyorum; tabiki ilerleyen zamanlarda olacak ama bu kitabın vıcık vıcık olmasını istemiyorum. Gerçek aşkı hissedebilmenizi istiyorum. Bu yüzden ilk bölümde direk öpüşme vs gibi şeyler olmadı. Bu aralar o tarz kitapların çok tutulduğunu biliyorum ama bu kitabın öyle olmasını istemiyorum.

Hepinizi öpüyorum iyi okumalar! :) 

+15 Oy sonra yeni bölüm.

Justin

Şirketten çıktığımda arabama hızla atlayıp Ryan ve Alex'in yanına sürdüm. Aslında eve gitmeyi düşünmüş olsam da tek başıma kafayı yeme fikri beni çelişkide bırakmıştı. Onlarla takılmak iyi bir bahane olmuştu.

Yol hızla altımdan akarken mekanın yerini hatırlamaya çalışıyordum. Yanlış yola saptığımı farkettiğimde arabayı geriye alıp yoldan çıktım. Lanet olası bar neredeydi?

Sinirden sürekli gittiğim barın yolunu şaşırıyordum.

Sağa döndüğümde kaldırımda bir çiftin el ele tutuşup güldüklerini gördüm. Karşımdaki manzaranın bu denli basit olup canımı nasıl bu kadar yakmayı başardığını bilemiyordum.

Ben ve Victoria? Nişanlanmak? Bu asla olmayacaktı. Hayatımı egoist ve süs köpeğine benzeyen biriyle geçirmeyecektim.

Anita'nın beni aldatmasından sonra hiçbir kızla birlikte olamayacağımı biliyordum hatta bundan emindim. Ama beklemediğim bir anda karşıma Evelyn çıkmıştı. Onun masum ve temiz kalbinin parçalarını birleştirmek istiyordum. Onu hayatımın odak noktası yapmak istiyordum. Bana aşk duygusunu tekrardan hissettirdiği için onu hayatım boyunca mutlu hissettirmek istiyordum. Gel gelelim büyük bir acı içerisindeydi. Sayamadığım yıl beraber olduğu sevgilisini unutması imkansızdı. Belki de zamanla o da beni severdi. İçimde barınan bu küçük umut parçası hayata tutunmamı sağlıyordu.

Evelyn'i düşünürken az kalsın büyük harflerle yazılmış olan kahverengi tabelayı kaçıracaktım. Tabelada ki Bill's Bar yazısı uzun zamandır görmediğim bir görüntüydü.

Kahverengi yazıların arkasındaki kırmızı ışık mekanı havalı kılıyordu. Fazla işlek olmayan ama yine de hafta sonları güzel bir yer bulabilmek için Bill'i arayıp yer ayırtmanız gereken bir bardı.

Bill çocukluk arkadaşımızdı. Okulu bırakıp bar açtığında ailesi onu evden atmıştı. Uzun zaman bizde ve Ryanlarda kalmıştı. İçindeki azim ve istek onun açtığı mekanın daha işlek olmasını sağlamıştı.

Ne güzel diye düşündüm. Kimseye bağlı kalmamış istediğini yapmıştı ve mutlu bir hayat sürüyordu. Böyle giderse gördüğüm herkese özenecektim.

İçeri girdiğimde fazla kalabalık yoktu. Çocuklara bakındığımda bar taburelerinde oturmuş Bill ile muhabbet ettiklerini gördüm.

Yanlarına yaklaştığımda Bill hızlı adımlarla yanıma geldi.

''Büyük adam olduğunu duydum.'' Dost tokalaşmamızı yaparken konuşmuştum.

İçerideki canlı müzik ortamı yumuşatıyordu. Şarkı söyleyen kişinin arkadaşımız Jack olduğunu fakedince el kaldırarak selam verdim. Selamımı görüp kafasıyla bana selam verdi.

''Babanla işlerin yolunda olmadığını duydum.'' Ah harika.

Bar taburesine geçip bana içki vermesini bekledim. Önüme koyduğu viski babamın yanında içtiğim viskinin yanında değersizdi. Jeremy içki konusunda bilgiliydi.