♥8

400 79 31
                                    




Merhaba arkadaşlar! Yeni bölüm ile karşınızdayım. Aslında 10 oy almadan koymayacaktım fakat yarın sınavım var ve bana şans dilemenizi istiyorum.

Okuyan kişiyle oy sayısı arasında çok fark oluyor. Eğer hikayeyi beğenmiyorsanız ya da anlatım tarzımı değiştirmemi istiyorsanız yorum yapın ki bileyim.

Belli bir oy sayısı ya da okunma gelmediği sürece yeni bölüm için beklemeniz gerekecek.

Desteklerinizi bekleyeceğim. İyi okumalar :)





İçeri girdiğimde geçen gün olanlar aklıma gelmişti. Attığım masa karşımda herşeyi hatırlatmak istermişcesine duruyordu. Kendimi bir an kötü hissettim. Yapmamam gerekenleri yapıyor olmak beni daha da kötü yapıyordu. O gün kim bilir insanlar hakkımda ne düşünmüştü sonuçta kafede bir tek biz yoktuk. Utanç vericiydi.

Birden kolumda bir el hissettim. Beni bu durumdan kurtaran kişiye döndüm. Justin yaşadığım zorluğu farketmişti. Ona döndüm ve iyi olduğumu belirten bakışlarımı yolladım.

''Hey Eve!'' Karşıdan gelen Mike endişeli bir şekilde beni süzüyordu. Üstünde kaslarını belli eden gri bir tişört ve siyah kot vardı. Saçları her zamanki gibi yukarı kalkıktı.

Adımları yanıma gelince yavaşladı ve beni kolları arasına aldı. Justin hala yanımdaydı ve yüzü duygusuz bir hal almıştı. Biraz önce ki anlayışlı halinden eser yoktu.

''İyi misin?'' Bu soruya son bir buçuk yıldır doğru cevap vermemiştim.

''Evet.''

''Yalan söyleyen pis bir cadı.'' Bir kolu omzumdaydı bende bir kolumu beline dolamıştım.

''Geçen gün olanlar için çok özür dilerim Mike. Birden kendimi kaybettim.'' Şuan sarılmış olduğum çocukluk arkadaşımın yüzüne bakmaya cesaret edemiyordum. Yer yarılmış ve ben magmaya kadar gömülmüş gibiydim.

''Ciddi olamazsın Eve.'' Durdu ve yüzüme baktı. ''Tanrım ciddisin.'' dedi ve kafasını geriye atarak bir kahkaha patlattı. Bu hareketi onu aşırı seksi göstermişti , bizim kızların masadan buraya baktıklarını görünce söylediğimin doğruluğunun kanıtlanmış olduğunu anladım.

''Kendimi çok kötü hissediyorum, ah lanet olsun.'' Derin bir nefes verip ayaklarıma bakmaya devam ettim.

''Eğer biraz daha saçmalamaya devam edersen seni mutfağa kapatır bütün bulaşıkları sana yıkatırım. Lütfen o güzel ağzını kapalı tut.'' Tehdit dolu bakışlar attığında yalan söylemediğini anladım.

''Eğer affediceksen istediğin kadar gönüllü çalışmaya razıyım.''

Dediğimin üstüne kocaman bir kahkaha patlattı. Birilerini bu denli güldürebilmek hoştu.

''Cupcake sıkıntısı çekmemizden korkuyorum.'' Söylediği cümlenin üzerine sırıttım.

'' Affedildiğine göre masaya geçebilir miyiz?'' Justinin hala yanımızda dikilmesine anlam verememiştim. Bakışları keskin ve soğuktu.

Başımı onaylar biçimde salladım. Mike ile sarılmaya devam ederken masaya doğru yürüdük. Justin önden önden gidiyordu.

''Ben hamburger istiyorum. Ama 'kaslı' olanından.'' Alex'in dediği üzerine masada ki herkes gülmeye başladı. Anlamayan gözlerle bakan Mike'a 'sonra anlatırım' bakışı attım.

Matt kalkıp Mike'ın yanına geldi ve tokalaştılar.

''Çekil aramızdan seni şıllık.'' diyip beni hafiften iktirdi.

Back to Life / Justin Bieber & Barbara PalvinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin