♥25

109 14 12
                                    


Merhaba arkadaşlar çoook uzun zaman sonra geri döndüm ve açıkçası heyecanlıyım. Hikayeyi sevenler ve destekleyenlerden çok özür diliyorum ama karar vermem biraz zaman aldı. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar :)

+10 Oy



''Kırmızı daha hoş duracak gibi.'' Mia, Coo ile beraber elindeki taslaklara bakarak karar vermeye çalışırken benim aklım bir karış havada boş boş bakınıyordum.

İçkinin vermiş olduğu etki geçtiğinde hala kendime inanamaz haldeydim. Justin ile birlikte bir gece geçirmiştim. Tanrım.

Kulağa her ne kadar garip ve tuhaf gelsede hala yaşanmış olduğuna inanamıyordum. Uykulu ve içkili olmanın verdiği saçma ruh halimde neler söylediğimi veya yaptığımı hatırlayamamak beni çıldırtıyordu.

''Sen ne düşünüyorsun?'' Mia yüzüme cevap beklercesine bakarken afalladım.

''Bir şey düşünmüyordum sadece...''


''Elbisenin renginden bahsediyorum Eve.'' Mia yüzüme 'sende bir haller var' dercesine bakarken Coo devreye girdi.

''Bugün biraz dalgın gibisin, canını sıkan bir durum mu var?'' Mavi gözleri, gözlerimle buluştuğunda sesindeki içtenliğin gözlerine yansıdığını farkettim.

Gülümsedim. ''Her şey yolunda merak etmeyin. Sadece biraz uykusuzum o kadar.''

Mia inanmış gibi gözükmese de Cooper çok üzerinde durmadı. ''Bunu başımdan şu belayı atlattıktan sonra konuşacağız Brownie.'' dedi.

''Gerçekten bir şey yok...'' Yemekhaneye giren kişiyi gördükten sonra cümlemi tamamlayamadım.

Justin tüm albenisiyle Matthew ile birlikte içeri girerken göz göze geldik. Gözleri gözlerimle buluşunca bana sıcak gülümsemesini yolladı.

O an yaşadığım panik ve ne yapacağını bilememezlik yüzünden hemen gözlerimi kaçırdım ve ayağa kalktım. Şuan Justin draması çekebilecek durumda değildim. Bana attığı anlamlı bakışları, o geceye dair soruları olduğunu kanıtlar biçimdeydi ve benim sorularına verebilecek bir cevabım yoktu.

''Tuvaletim geldi tuvalete gideceğim!'' dedim ve koşar adımlarla yemekhaneden çıktım.

Koridoru hızlıca geçerken tuvaletin ne kadar dolu olduğunu görmemle ofladım. Acilen yalnız kalabilecek bir yer bulmalıydım.

Hızlı hızlı yürürken gözüm müzik odasına takıldı. Öğle arasında olduğumuzdan burada birilerinin olacağını sanmıyordum.

İçerisinin boş olduğunu gördüğümde derinden bir nefes verip sıralardan birine oturdum. İçerideki müzik aletlerini incelerken hala panikten ellerim titriyordu.

O geceye dair duyduğum pişmanlığım ve Andrew'a ihanet etmiş gibi hissetmem, beni içerisinden çıkamadığım bir duyguya sürüklüyordu.

Gözlerim piyanoya takılınca yerimden kalkıp oraya doğru ilerledim.

Kafanı boşaltmak için müzik sana yardımcı olur. Götümden uydurduğum cümleyle gaza geldim.

Kendime akıl vermeye çalışırken ellerimi tuşlarda gezdirmeye başladım. Kafamın içerisinde rüyamdaki melodi dönüp dururken bunu gerçeğe dökmeye başladım.

Müziğin sesi beni alıp oradan oraya götürürken gözlerimi kapattım ve doğru notalara basmaya çalıştım.

Melodinin sonuna geldiğimde ellerimi yavaşça tuşlardan çekip derin bir nefes verdiğimde gözlerimi kapattım.

''Her geçen gün hakkında yeni şeyler öğrenmek çok hoş.'' Duyduğum sesle yerimde sıçrarken gözlerimi açıp tanıdık sesin geldiği yöne doğru bakışlarımı çevirdim.

''Annemin kafamı dağıtma çabalarından biriydi.'' Dedim.

Yavaşça gelip önümde durdu. ''Başarılı olmuş gibi gözüküyor.'' Ses tonu olması gerektiğinden çok sakin ve yavaş çıkmıştı.

Omuz silktim. Ayağa kalkıp ''Derse yetişmem gerekiyor.'' dedim.

Adım atacakken Justin kolumdan yakaladı. ''Eğer benden kaçmanın sebebi o geceyse...'' Sözünü bitirmesine izin vermedim.

''Hayır, hayır senden kaçmıyorum.'' Söylediğimin yalan olduğunu anlaması bir saniyesini aldı. ''Çok kötü bir yalancısın.''

Ağzımı açtığımda beni susturma sırası bu sefer ondaydı. ''Dinle.'' elini kolumdan çekip karşıma geçti. ''Kendini kötü hissetmeni istemiyorum aramızda bir şey geçmedi ve ben seni üzecek bir şey yapmam Eve.'' Gözleri samimiyetini kanıtlar nitelikteydi ama söylediklerine zaten inanıyordum.

''Bak Justin, sana güveniyorum ve bana karşı kötü bir davranış sergilemeyeceğine de eminim. Sorun seninle alakalı değil bu tamamen benimle ve vicdanımla alakalı.'' Dedim bitkin bir sesle.

''Kötü hissetmeni sağlayacak bir şey yapmadık Evelyn. Benden kaçmana sebep olan şeyi göremiyorum.'' Elini yanağıma koyduğunda geri çekildim.

''Arkadaşlar birlikte uyumazlar Justin. O gün ne söylediysem ve yaptıysam lütfen her şeyi unut. Gitmem gerekiyor.''

Justini hayal kırıklığına uğramış bir şekilde arkamda bırakırken son 3 derse girmemeyi düşünüyordum. 





Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Back to Life / Justin Bieber & Barbara PalvinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin