Yarın İrem'in doğum günü partisi vardı o yüzden Öykü ve Aslı ile beraber elbise ve hediye almaya şehire çıktık. İrem okulda fazla tanınan ve sevilen bir kız olduğu için partinin kalabalık olacağına emindim. Tüm çarşıyı dolaşıp, girmediğimiz mağaza bırakmadığımıza emin olunca, alacağımız elbiseye karar verip kasabaya döndük.
Evde aynanın karşısında uzun uzun giydiğim elbiseye bakarken, ilk defa bir elbisenin üstüme bu kadar yakıştığını fark ettim. Fiziğim güzel olsada hiç bir zaman tam tarzıma uygun bir elbise bulamamıştım. Ve bu aldığım elbise üstümde sade ve narin duruyordu. Şaşalı bir elbise değildi. Siyah mini bir elbise , üstü tül ve yakası ilk başta beğenmediğim ama giyince çok tatlı durduğunu farkettiğim boncuklu, ince bel kısmı da siyah kuşak ve beyaz kurdele ile modellenmiş sade bir elbise.
Doruk'un partiye gelmeyeceğine emindim ama yine de sormak istedim. Tekrar cesaretimi toplayıp "Ukala" yazan yerin altındaki arama tuşuna bastım. Fazla beklemeden telefon açıldı.
"Ne var?" diye açtı yine, telefonu.
"Şey diyecektim.. Yarın ki partiye geliyor musun?"
"Ne partisi?"
"Hani bizim sınıftaki İrem var ya, onun doğum günü partisi." dedim 'eğlenceli olur gelirim.' demesini bekleyerek.
"Ne işim olur doğum günü partisinde. İyi olmuş büyüyor. Çok saçma insanlar neden bir yaş daha yaşlanınca bunu kutlar ki." Tam da Doruk'tan beklendiği gibi bir cevaptı.
"Yaşlanmasını değil ergenlikten çıkmasını kutluyor." dedim kızcağızı haklı çıkarmaya çalışarak.
"Ne farkeder?"
"Gelmiyorsun yani."
"Yani."
"İyi o zaman görüşürüz." dedim ve yine hiç bir şey demeden telefonu kapadı. Cidden ukala.
Şimdi düşününce Doruk'un söylediği çok doğruydu. İnsanlar neden 1 yaş daha yaşlanmalarını kutlar ki. Sonra da keşke büyümeseydim, çocukken çok mutluydum deyip dururuz.
**********
Ertesi günün akşamı giyinip Öykü'nün gelmesini beklerken Aslı'da benim evime geldi. O da turkuaz prenses model kısa bir elbise giymişti. Ben çok abartılı bir makyaj istemediğim için hafif bir makyaj yapmıştım, ama Aslı yaptığım makyajın çok az olduğunu söyleyip bana makyaj yapmaya başladı. İkimiz bir sürü fotoğraf çekilip şarkı dinleyerek Öykü'nün gelmesini bekledik.
Kornanın sesi ile gelenin Öykü olabilme ihtimali ile cama doğru gittik. Gelen Turuncu mini cooperı ile Öykü'ydü. Arabaya binip partinin olacağı yere gittik. Partinin İrem'in evinde olacağını ve İrem'in de gayet zengin olduğunu biliyordum ama evleri cidden çok güzel görünüyordu. Kasabada ki en şık ev onlara aitti. Filmlerdeki zenginlerin evini andırıyordu.
İremlerin evine doğru giden bir kaç kişi ile beraber açık kapıdan girdik. Ev dışı kadar güzeldi ve balonlarla süslenmişti. Kapının orada duran, pembe elbisesi ile tam doğum günü kızına yakışır bir güzellikle İrem, misafirlerine geldikleri için teşekkür ediyordu.
Kızlarla büyük bahçeye gittiğimizde çoktan herkesin geldiğini farkettik. Hepimiz ayrı alemde takılırken bizim yaşlarımızda bir çocuk yanımıza geldi. Daha önce onu bir çok kez okulda görmüştüm. Bizim okulun müzik sınıfında arkadaşlarıyla müzik çaldığını duymuştum. O, grubun bateristiydi. Ve onunla birlikte söyleyen arkadaşları da, erkekleri yakışıklı kılan o iki özelliğe sahiptiler. Yüzlerine yakışan saç ve tarz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Aya Aşık Olur
FantasyHayatım boyunca kaçarak yaşadığım hayatım annemin ölümü ile daha bir çıkılmaz hale gelmişti. Yeni bir hayat için, annem ve babamın daha önce yaşadığı yere, Sakarya'ya gitmiştim. Her şeyin daha güzel olacağına inanırken kaçınılmaz bir sırrın ortasın...