Okula nasıl gideceğimi bilmiyorum. Öyle utanıyorum ki. Doruk'u bile görmek istemiyorum. Muhtemelen okulda dalga konusu olurdum. Ama gitmeme gibi bir ihtimalim olamayacağı için evden çıktım. Telefondan Batu ile mesajlaşırken yürüyordum. Bir şeye takılma ihtimaline karşıda iki de bir önüme bakıyordum. Biri koluma dokununca korkuyla ona baktım. Doruk'u görünce rahatladım.
"Günaydın." dedim bozuntuya vermeyerek.
"Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu.
"Garip." diye yanıtladım.
"Neden?" Kaşlarını çattı.
"Çünkü bana kendimi nasıl hissettiğimi sordun? Normalde böyle şeyler yapmazsın. Kafan mı iyi?"
"Kafamın iyi olduğunu biliyorsun." Tekrar ciddi oldu. "Cumartesi günü o kadar içtin ki hala sarhoş olacağını düşünmüştüm."
Gözlerimi devirdim. Her cümlesinde bir iğneleme olur mu ? Doruk uzun yıllar yaşadığına göre, Tariz sanatını bulmuş olma ihtimali de var.
"Sana bir şey soracağım. Cumartesi günü neden aniden Letal toplantısı oldu."
"Sen onlardan biri olmadığını biliyorsun değil mi?"
"Evet. Ama merak ediyorum."
"Etme." dedi itaatkar bir tavırla.
"Neyse Öykü'ye sorarım." deyip geçiştirdim.
"Niye bu kadar merak ediyorsun?" sorduğu soru garip bir şekilde benden şüpheleniyormuş gibi hissettirdi.
"Gerçek bir Letal olmasamda öyle davranmalıyım öyle değil mi? O yüzden merak ediyorum."
"Etme. Sen bir Letal değilsin. Ve öyle de davranmayacaksın."
"Ne yapacağım o zaman?"
"Normal hayatını yaşa. Hiç bir şey olmamış gibi."
"Cidden böyle bir şeye olasılık veriyor musun? O kadar şey bildikten, o kadar şey yaptıktan sonra."
"Evet." açıklama yapmadı. Ona cevap vermesem daha iyi olurdu herhalde yoksa az sonra onunla kavga edebilirdim. Yürümeye devam ederken telefonum çaldı.
"Alo." dedim.
"İpek neredesin? Niye cevap vermiyorsun?" Batu'nun sesi telaşlı gibiydi.
"Ah pardon."
"Görüldü oluyor ama cevap yok. Sana kamyon çarptığını sandım." dedi ama sesinde hiç şakacı bir ton yoktu.
"Niye kamyon?" diye sordum. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Çünkü anca o sana zarar verir. Normal bir araba çarpsa sen yine kalkıp cevap verirsin."
Tuttuğum kahkahamı patlattım. O da güldü.
"Okula vardık." dedi Doruk. Normalde hiç böyle bir şey demediği için şaşırtıcı gelmişti.
"Neyse Batu, okulda görüşürüz." deyip telefonu kapattım.
Sınıfa gidene kadar bir sürü kişi bana 'günaydın' dedi. Şaşırarak bende onlara karşılık verdim. Sınıfa gittiğimde İrem hemen yanıma geldi. "Bir ara beraber içmeye gidelim." dedi gülerken.
"Bir daha senin yanında içeceğimi düşünmüyorum."
"Farketmedim değil. O fotoğraflardan ve partiden sonra arkadaş sayın çoğaldı."
"Tabi çoğalır. Her yerde yok çünkü, benim gibi deli." Fotoğraflar tekrar gözümün önüne gelince titredim.
"Dansın da çok iyiydi İpek." dedi kızlardan biri. Sonra Öykü sınıfa girdi. Kızların başıma toplandığını görünce şaşırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Aya Aşık Olur
FantasyHayatım boyunca kaçarak yaşadığım hayatım annemin ölümü ile daha bir çıkılmaz hale gelmişti. Yeni bir hayat için, annem ve babamın daha önce yaşadığı yere, Sakarya'ya gitmiştim. Her şeyin daha güzel olacağına inanırken kaçınılmaz bir sırrın ortasın...