Diğer günlerden daha mutlu, daha huzurlu uyandım. Hatta kendimi öyle mutlu hissediyordum ki evde bağıra bağıra şarkı söyleyerek dolaştım. Okula daha erken gittim bugün. Bir kaç kız vardı sınıfta. Onların yanına gittim. Sohbetlerine eşlik ederek zaman geçirdim.
4. ders'in ortalarında sınıfa nöbetçi geldi.
"Hocam bir duyuru yapacaktım?" diyerek izin istedi.
"Evet." dedi hoca.
"Bu perşembe yani 2 gün sonra bir gezi olacak. Tüm 12. sınıflar için. Antalya'da kamp olacak. Ayrıca ücretsiz ve 4 günlüğüne, çeşitli aktiviteler olacak, herşeyi müdür karşılayacağını söyledi ve ayrıca müdür herkesin gitmesi gerektiğini de söyledi." sınıfta sevinç uğultuları, konuşmalar yükseldi. "Geleceklerin isimlerini alabilir miyim?" Sınıfta Ekim ve Doruk hariç herkes parmak kaldırıyordu. Eğlenceli olacağını düşündüğüm için bende parmağımı kaldırdım.
"İndir parmağını." dedi Doruk itaatkar bir tavırla.
"Ne?" diye sordum şaşırarak.
"Sen bu geziye gelmeyeceksin."
"A-a nedenmiş?"
"Çünkü ben öyle diyorum."
"O zaman geçerli bir neden sunmalısın."
"Gitmeni istemiyorum."
"Bence gelmeli." diyen Gencay'a baktım.
"Bencede." dedim onu destekleyerek.
"Sonuçta onu bundan mahrum bırakamayız."
"Sen karışma!" dedi Doruk. O arada nöbetçi kız adımı sordu. Ona adımı, soyadımı ve okul numarımı söyledim.
"Bir dakika. O gelmeyecek!" diye atıldı Doruk. Tüm sınıf ona bakıyordu. Kaşlarımı çattım.
"Bu seni ilgilendirmez." dedim.
"Evet Doruk." diye katıldı hocada bana.
"Hayır onun gitmesini istemiyorum." dedi Doruk, küstah bir tavırla.
Kendimi ezilmiş gibi hissettim. Terlediğimi farketmemiştim bile. Ne diye karışıyordu ki? Tüm sınıfta beni küçük düşürüyordu.
"Buna karışabileceğini sanmıyorum." dedi hoca.
"İsmini yazayım mı?" diye soran kıza baktım.
"Yaz."
"Yazma!" dedi Doruk. Şaşırarak ona baktım. Niye bu kadar ısrarcıydı ki? Sanki masrafı o karşılayacak.
"Niye yazmıyorsun?" diye sordum kıza. "Soruya bana sordun ve bende yazmanı söyledim." dedim. Nöbetçi öğrenci tereddüt ederek yazdı adımı. Tekrar Doruk'a baktım.
"Senin derdin ne?" cidden sinirlenmiştim. O gitmememi söyledikçe daha çok gidesim geliyordu.
"Neyse zaten göndermeyeceğim." dedi Doruk kendi kendine. Öğrenci isimlerimizi aldıktan sonra çıktı. Sınıfta yükselen uğultuları bastırmaya çalışan hocayı aldırış etmiyor Doruk'a bakıyordum.
Zil çalınca tekrar ona döndüm. "Bir açıklama yapmalısın." dedim.
Etrafına baktı. "Açıklamayı burada yapabileceğimi sanmıyorum."
"Ne için endişeleniyorsun Doruk?" dedi Gencay.
"Bu seni ilgilendirmez."
"Hayır ilgilendirir. Eğer İpek bu kampa gelmezse herkesin şüpheleneceğini biliyorsun değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Aya Aşık Olur
FantasiaHayatım boyunca kaçarak yaşadığım hayatım annemin ölümü ile daha bir çıkılmaz hale gelmişti. Yeni bir hayat için, annem ve babamın daha önce yaşadığı yere, Sakarya'ya gitmiştim. Her şeyin daha güzel olacağına inanırken kaçınılmaz bir sırrın ortasın...