Olaylı, berbat bir yazdan sonra eylül gelmişti. En nefret ettiğim aydı Eylül. Aslında hiç bir ayı sevmezdim. Eylül ayı 2 hafta önce gelmişti aslında. Katliamdan sonra kafe bir daha hiç açılmadı. Öykü kafenin kapandığını söyledi. O yüzden yeni bir işe başladım. Part-time işti. Garsonluk. Fazla lüks olmayan bir resturantta. Geçen hafta minibook'um geldi. Fakat hiç açamadım bile çünkü internet yoktu 3 gün önce bağlattığım internet bugün açılıcakmış.
Sabah okul yüzünden erken kalktım. Bugün okulun ilk günüydü. Okul değiştirmeye alışkın olduğumdan dolayı zorluk çekiceğimi sanmıyordum. Okul 4 katlı büyük bir okuldu. Ama öğrenci sayısı çok azdı. Tabi kasabanın nüfusu 2 bin olduğuna göre. Bin kişi vardı okulda. Ben 12/D 'ydim. Öykü ile aynı sınıfa düşmedik ama Aslı ve Doruk ile aynı sınıfa düştük. Birde malesef Ekim ile aynı sınıftayız. Okul forması almadım boşuna. Çünkü çoğu lise gibi bununkide gömlek, kravat ve etekti. Giyindikten sonra saçlarımı tarayıp çıktım. Kasaba zaten küçüktü. Bende yürüyerek gittim okula. Çanta almayı unutmadım çünkü kitapları dağıtacaklardı. Okulun önünde durup baktım. Klasik turuncu beyaz okuldu. Ama bu zamana kadar gittiğim hiç bir devlet okuluna benzemiyordu. Özel okulları andırıyordu. Uzun, siyah camlıydı.
"İpeeeek!" Sesin geldiği yere döndüm. Aslı koşarak yanıma geldi.
"Bekleseydin, hani beraber gidicektik okula."dedi. Ama gülümsemiyordu. Hep gülümseyen Aslı üzgün görünüyordu.
"Pardon. Sen neye üzüldün?"
"Okula gelmek istemiyorum."
"Neden?"
"Şu katliam falan vardı. Çok yakın bir arkadaşım.." Dudaklarını birbirine bastırdı.
Onun için üzülmüştüm. "Hadi sınıfa çıkalım."
Başıyla onayladı. Konuşa konuşa sınıfa çıktık. 12/D'nin önüne geldik. Aslı içeri girerken derin bir nefes aldı. Tam olarak herkez gelmemişti. Doruk ve Ekim yoktu. Sıralar hep hayal ettiğim gibi tekliydi. Cam kenarında konuşup gülüşen kızlar bize baktı. Aslı'ya acır gibi bakıyolardı. Aslı sırasına geçti hemen yanındaki sıra boş gözüküyordu bende ona oturdum. Çantalarımızı bırakıp kalktık.
"Seni Baran'lar ile tanıştırayim. Kesin kantindedirler." dedi. Kantine indik. Yemekhaneside vardı okulun. Bir masaya ilerlemeye başladık. Masada 3 erkek 1 kız vardı. Erkeklerden 1 tanesi baya yakışıklıydı. Konuşup gülüşmüyorlardı daha çok onlarda Aslı gibiydiler.
"Selam" dedi Aslı.
Yakışıklı olan beni baştan aşağı süzdü.
"Okula yeni geldi. Yan komşumdu. Çok iyi biri."
Aslı aralarından hafif tombul olanı gösterip "Melih" .yeni ergenliğe giren diğer çocuğu gösterip "Kaan." Yakışıklı olanı gösterip "Baran." ve en son kızı gösterip "Zeynep." dedi. Kız bakmadı bile. "Bu da İpek." dedi. Tanışma işinden nefret ediyorum. Bir sandalyeye oturdum.
"Bizde Burçin'i konuşuyorduk." dedi Melih. Burçin çok tanıdık gelmişti kulağıma. Sormanın kabalık olucağını düşündüm ama yinede sordum.
"Burçin kim?"
"Arkadaşımızdı. 3 hafta önce öldürüldü."
Öldürüldü mü? Bahsettikleri kız kesin benim gördüğüm kızdı.
"Çok içine kapanık olduğu için fazla sevmezdik ama sonuçta arkadaşımızdı." dedi Zeynep.
"Neyse kahvaltı yaptınız mı?" diye sordu Melih.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Aya Aşık Olur
FantasyHayatım boyunca kaçarak yaşadığım hayatım annemin ölümü ile daha bir çıkılmaz hale gelmişti. Yeni bir hayat için, annem ve babamın daha önce yaşadığı yere, Sakarya'ya gitmiştim. Her şeyin daha güzel olacağına inanırken kaçınılmaz bir sırrın ortasın...