-7 ๑ Sarhoş ๑

340 16 2
                                    

        Uyandığımda, dün gece ne olduğunu kavramam fazla sürmedi. Bu sefer alarmımın sesine değil, güneşin gözüme vuran ışından uyanmıştım. Tam olarak ortaya çıkmamıştı güneş. Gökyüzü mavinin en koyu tonundaydı. Beni yatağıma Doruk getirmiş olmalıydı çünkü dün ağladıktan sonra onun dizinde uyuya kalmıştım. Sağa dönüp dizlerimi kendime çektim. Tam olarak yorganın içine girdiğimde ağlayamıyordum. Evet artık yaşamam için hiç bir neden yoktu. Ama ben, beni tekrar yaşama bağlayacak biri ile tanışana kadar yaşayacağım. Geç de olsa üstümdeki kıyafetlerin pijamalarım olduğunu farkedince gözlerim kocaman açıldı. Oha Doruk benim üstümümü değiştirmişti. Yataktan fırladım. Dün o kadar ıslanmama rağmen hiç ateşimde yoktu. Bol t-şörtümden içime baktım. Sütyenim bile mi? Kıpkırmızı oldu. İnanamıyorum. Öldürücem seni. Telefonu kaptığım gibi Doruk'u aradım. Uzun uzun çaldıktan sonra açtı.

        "Alo." Uykuluydu.

        "Sen naptığını sanıyorsun? Biliyordum seninde herkez gibi olduğunu. Sen öldün. Seni bugün öldürücem." dişlerimi sıkarak konuştum.

        "Ne diyosun sabah sabah? Kafan mı güzel."

        "Diyorum ki benim kıyafetlerim..!! Sütyenim bile!!" daha fazla açıklama yapmama gerek yoktu herhalde.

        Güldü.

        "Gülüyor musun?" sinirle soludum.

        "Öykü'yü görmedin mi?"

        "Ne?"

        "Dün gece Öykü'yü aradım. Çünkü çok ateşin çıkmıştı. Şimdi beni rahat bırak uyucam." Telefonu kapattı. İliklerime kadar kıpkırmızı olduğuma eminim. Elimle alnımı tuttum. Şimdi hiç ateşim yoktu. Aşağı indim. Öykü bir koltuğa kıvrılmış uyuyordu. 

        "Defol!" dedi gözlerini açmadan

        "Ne?"

        "Defol diyorum sana."

        "Öykü noldu."

        "Off gitsene başımdan sinek."

        "Öykü?" 

        Daha bir şey demedi. Güldüm. Uyurken konuşuyordu. Çalışmayan televizyonun üstüne koyduğum resme baktım. Öykü'nün sayıklamalarını yok sayarak fotoğrafı elime aldım. İlk fotoğrafa baktığımda, resimdeki herkez mutlu gibi gelmişti. Ama resimde tek mutlu vardı o da bendim. Annemin yüzünde kırgın bir gülümseme vardı. Babamsa sırf resim için gülmüştü. Fotoğrafa uzun uzun bakarken Öykü'nün adımı sayıkladığını farkettim.

        "İpek! İpek! Git!" 

        Yine aynı şeyleri söylüyordu. Kaşlarını çatmıştı. Terliyordu. 

        "Sarp lütfen!" 

        Onu uyandırmam gerektiğini düşündüm. Çünkü başını iki yanına sallayarak birşeyler mırıldanmaya başladı. Omuzlarından tutup sarstım onu.

        "Öykü?"

        Durdu. Vücudu gerginleşti ve adeleleri kasıldı. Gözleri hızla açıldığında bir çığlıkla fırladım yerinden. Az önce kıp kırmızı olan gözleri düzelip kendi tonunu aldı. Kocaman açılmış gözlerle ona bakıyordum.

        "Ö..Öykü?"       

         Yattığı yerden doğrulmuş bana bakıyordu. Ben hayal mi görmüştüm? Ahh ben delirmeye başladım sanırım.

Güneş Aya Aşık OlurHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin