14

2.1K 16 0
                                    


Ortamı buz gibi bir sessizlik hakim oldu Liva bu durumdan sıkılmış gibi ağzında bir şeyler geveler gibi sesler çıkardı.

"Ya sen sıkıldın de mi halacığım Nihalin söylediği saçma şeylerden hak verdim sana biliyor musun"
"Damla tamam sus uzatma"

"Damla abin ve dostunu koruman iyi bir şey ama ben gerçekleri her zaman olduğu gibi söylemekten geri kalmam"
"Nihal tamam Tolga haklı uzamasın boş muhabbet bak bücür de rahatsız oldu"
"Tamam son bir soru daha sorucam"
"Hayır Nihal sorma biz gidelim nikahı dün kıyıldı zaten yeni evli çifti yalnız bırakalım. Liva zaten rahatlık vermiyor belli biz barim bırakalım"

Damla sırıttı bana bakarak Livayı aldı kucağımdan. Tolga beni kolunun altına alıp misafirlere uğurlamaya gittik.

"Nihalin adına ben özür dilerim"
"Başkasının adına özür dilemene gerek yok sadece seni seven kadını neden bu kadar dibinde anlamıyorum"
"Ne sevmesi ya arkadaşım o benim"
"Hı hı belli içine düşcek resmen"
"Sen beni kıskandın mı"
"Ben seni yok canım daha neler neden kıskanayım ki"

"Yani bende onu diyorum bence hala yakından tanışmak gibi bir fırsatımız olmalı. Damla bakar Livaya"
"Tolgaa çok arsızsın sen ya"
"Ne dedim ki ben şimdi konuşuruz diye düşünmüştüm sen ne anladın ki"
"Yoo ne anlayacağım bende aynı şeyi düşündüm işte sen ne düşündüysen"

Yanıma yaklaştı kapının yanındaki duvara yasladı beni. Kokumu içine çekti. Öptü sonra boynumu burnunu sürttü.

"Yaa benim gözlerim bu hallerinizi hep görmek zorunda mı. Odanıza gidin de mi Livam evet aşkım aynen"

Tolga geri çekilirken ağzının içinden küfürler ettiğine eminim kızgınca baktı kardeşine. Damla Livayı yatmaya odaya çıkardı.

"Tolga senle bir şey konuşmam gerek"
"Tamam geçelim oturma odasına"
"Annem annem sizde oturuyormuş"
"Her şeyden haberim var Emel bütün olanlardan. O san dokunan şerefsizde şuan hapiste başka kişilerede rızası olmadan dokunmuş. Bir süre kalıcak o hapiste onu düşünme sen tamam mı"
"Sen gerçekten mi bu çok iyi yani başka birisine dokunması değilde hapishane de olması başka birine daha dokunmaz dokunamaz o zaman"

"Abin abin şuan bizi hala arıyor ama merak etme bulsa bile asla sana kötü bir şey yapmasına izin vermem"

Tolganın konuşması beni rahatlatmıştı. Damla elinde küçük valiziyle hazır bir şekilde bekliyordu.

"Abi ben gidiyorum bırakabiliyorsan sen bırak yoksa taksi çağırayım Livayı da uyuttum bu arada"
"Damla biraz daha kalsaydın"
"Yok Emel artık gitmem lazım okul hala devam ediyor biliyorsun"
"Sen bilirsin Damla, Emel ben bırakıp geleyim Damlayı garaja"

Damla ile vedalaştık. Liva için yemekler yaptım. Oyun odasını düzenledim. Bazı eksikleri sipariş verdim. Tolga birkaç işi olduğunu ve geç kalacağını mesaj atmış ben de Livaya yemek yedirip ona yeni oyuncaklarının önüne koymuştum. Bir o tarafa emekliyordu bir diğer tarafa.

Eve bir kargo geldi. Tolga yerine ben aldım. Normalde açıp bakmazdım ama Livaya aldığımız eşyalardan biri geldi sandım. Kutuyu açtım.

İçinde bir bir iki tane alet ve bir kağır vardı. Kağıdı açıp okumaya başladım.

Tolga öğrendim ki evlenmişsin. Liva için evlenceğini biliyordum ama bugün Nihal anlattı. Gerçekten seviyormuşsun kızı o gözlerindeki ışığı görmüş Nihal. Sana bir şey hatırlatmak isterim daha doğrusu başı sonu belli olmayan günlerimizi. İyi düşün gerçekten sen aşık olup bir kadına bağlı kalacak bir adam değilsin. Sabaha kadar beni becerdiğin geceleri düşün sen asla biriyle sevişemessin.

Kızı gerçekten sevdiğine emin olduğunu düşünmüyor aklım almıyor. Ben senin kölen olmuştum resmen. Tamam ben bu olay için yalvardım sana ama kabul et sende zevk aldın. Saatlerce içime sertçe gidip geldin. Benim boşalmama hiç izin vermedin beni pes ettirmek için ama ben senden hiç vazgeçemedim.

Doğum günü partisinde herkesin içinden çekip beni tuvalette becermiştin. Saçım başım dağılmış bir halde çıktım. Herkes beni kıskanmıştı. Sen herkesle doğrusu toylarla işin olmazdı. Senin beni sevdiğini düşünmüştü. Ama ben o akşam zar zor yürüdüm arabaya.

Düşünüyorum şimdi de ne kadar aptal birisiymişim bir erkek için neden bunları yaptım ki ben. Ben sana söyleyeyim ama sen o kızla en fazla bir bilemedim iki üç ay evli durursun. O kız seni kaldıramaz tecrübesiz olduğu belli dedi Nihal.

O seni kaldıramaz sen onla gecelerini geçiremezsi illaki sıkılacaksın. Benim sana saplantılığı hayranlığım yüzünden ben dediğin her şeyi kabul ettim. İnsan zaten acıdan zevk alabilir ki.

Okuduklarımı sindirmem zaman aldı. Hemen çöpe attım her şeyi. Böyle nasıl mektup gönderebilirdi ya evli bu adam.

Kapı açıldı. Tolga gelmişti elini yıkayıp oturma odasına geldi. Livayı ara uyku yaptırmadığımı farkettim. Tolga benim ne ruh halimde olduğunu anlamak istercesine bana bakıyordu.

"Ben Livayı yatırıcam yemek yedim sen açsana sana bir şey hazırlayayım"
"Ben tokum aç olsam da kendime yemek koyabilirim sen buna kendini zorunlu hissetme lütfen"
"Aslında zorunlu olduğum için değil gerçekten istediğim için sormuştum"
"Ya her neyse Livayı seveyim ben biraz"
"Uykusu çok var ben yatırayım erken kalkar zaten bugün arada uyutmadım sabah sevsen olur mu"
"Tabi tabi oğlumun keyfini bozmak hiç istemem sonra hiç uyumuyor"

Livayı yatırdım. Tolga da duşa girmişti. Ben de kıyafetlerimi soydum iç çamaşır ile kalmıştım. Kapıyı açtım girdim içeri.

"Şeyy Emel ben varım çıkıyorum ama hemen bekler misin iki dakika"

Duymamazlıktan gelip duşa kabine doğru yürüdüm. Bana döndü bende bu sırada südyenimi indiriyordum.

"Ha siktir ha ne yapıyorsun Emel kalp kalbime mi indireceksin"

Aşağı bakmamak için direndim o eliyle erkekliğini tutmuştu.

"Belki ihtiyacın vardır diye hem benim birinin beni yıkamasına ihtiyacım var"

Arkasına döndü bana bakmamak için direniyordu resmen.

"Bak Emel şuan iyi bir zaman değil bak ben hayır şey Emell"
"Kendini kontrol edememekten mi"
"Emel bak gerçekten duygularınından emin olmanı istiyorum. Ben senin içini doldurmam beni anlık tatmin eder ama ben senin yüreğinde yer edinmek çok isterim"

....

Üniversite son sınıftaydım. Bir çocukla aramda bazen bakışmalar oluyordu. Ona karşı bir hayranlığım vardı. Herkes ona aşıktı zaten. Bir gün bir ödev için aynı gruptaydık. Onun için herkes zıt bir şeyler ima ediyordu. Biri çok zengin biri çok fakir diyordu.

Aynı masada oturduk bir gün ve benle belaltı konuşmalara başladı.

"Emel senin bakire olabileceğinden bahsediyor herkes"
"Ne diyorsun sen ya"
"Ben de aynısını dedim. O kız güzellik kraliçesi illaki sevgilisi olmuştur. O kız ile yatmayıp ayrılan da gerizekalıdır ya da erkek değildir"
"Benim bakire olup olmamamdan sana ne hiç kimseyi ilgilendirmez"
"Olur mu Emel sana ben yardım ederim kaç gündür hatta aydır bakışıyoruz hem bakışıp hem de siki.."
"Kes sesini bir daha bana asla yaklaşma duydun mu beni asla"

Yüzüne tokat atıp oradan uzaklaştım.

.....

Ben duygularımdan emindim. Bundan sonra her şeyi o kadar hesap yapıp düşünmeyeceğim. Anlık duygularımın esiri olmak istiyorum.

Seni BuldumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin