21

1.6K 3 0
                                    


Mert onları görünce şaşırdı. Elimi tutup eve doğru yürümeye başladı.

"Mert en azından yalandan selam a bir dakika sen Damla siz inanmıyorum"
"Merhaba Damla bizde Nihal ile yukarı mahalleden birine gelmiştik de arabayı görünce duralım dedik. Mert rahatsız oldun sanırım neden tepkisizsin"

"Hayır Suat rahatsız olmadım niye öyle olayım ki sadece hemen eve"
"Tamam devamını biliyoruz zaten çok şaşırdım ama Tolga asla onaylamaz ki bunu hem Tolgayı geçtim diğer abilerin onların tepkisini hiç düşündün mü"

Nihalin söyledikleri ile kendime geldim. Düşündüm söylememiştim onlar başka şehirde yüz yüze konuşmak daha iyiydi.

"Suat iyi akşamlar Tolganın haberi var ilişkimiz daha yeni onun için herkese hemen yaymak gibi bir düşünce içinde değiliz şu an ama en kısa zamanda gizli olmayacak yani herkes duyar"

Mertle eve girdik odaya girdiğimizde. O konuşmadan duşa girdi. Ben de üstümü çıkardım. Siyah dantelli iç çamaşırımla duruyordum. Duştan beline sarılı havlu ile dışarı çıktı.

"Damla sen yatmadın mı daha"
"Yatıyorum şimdi iyi geceler sana"

Yatağa girdim o başka odaya gitmişti ne zaman döndüğünü bilmiyorum. Saat iki gibiydi sanırım su içmek için komidine uzandım. Benden uzakta yatmıştı Mert.

Mert yan dönmüş yatarken sırtımı ona doğru yasladım. Sürtünmeye başladım huysuzlandı hemen gözlerimi kapatıp uyumaya devam ettim.

"Ha siktir ahh Damla ya bu kadar niye yaklaştın da beni yakıyorsun tekrar duş almak istemiyorum"

Konuşmalarına gülmemek için kendimi zor tuttum. Saçlarımı öptü.

"Seni çok seviyorum fazla seviyorum sen uyurken anlatsam derdimi Tolga acaba doğru mu düşünür üzer miyim ben seni ben ben kötü bir insan mıyım Damlam değildim yemin ederim değil o geceden sonra değiştim çok korktum ilk defa ailem beni bıraktığı için çok kızgın hale geldim ben o gece"

Hangi geceden bahsediyordu. Kalp atışı değişmiş neredeyse ağlayacaktı. Dönüp ona baksam onun ağlamasını görünce ben de ağlardım. Anlatsın diye sustum.

"O gün ölmek istedim ama yapamadım onu bile beceremedim. Ondan sonra ilk ikinci ilişkilerimde hep karşı tarafı ezik hissedecek hareketler yaptım"

Acaba şiddet mi görmüştü ya da daha fenası hayır hayır o olmasın.

"Beni bırakma yangınım lütfen bırakma köpek gibi pişmanım zaten bırakma"

Sabah kalktığımda önümde kabarıklık inmişti az da olsa. Damla uyanırken sağ sola dönüyordu. Beni görünce yüzünü kapatmaya çalıştı.

"Bu halime bakma ama Mert"
"Niye sen her halinle güzelsin birazcık uzaklaşsan mı tehlikeli sulardasın"

Gözümü çok çekici gözüküyordu. Bakıp gözlerinin içine dudaklarını öpmeye başladım. İlk başta şaşırdı sonra kontrol onun elinde olmaya başladı.

Dudaklarımı öpmesiyle artık daha dur diyemedim kendime. Ben de onu öpüp okşamaya başladım. Çevik bir hareketle benden önce davranıp üstüme çıktı. Bu kadar tecrübeli olması hırçınca ısırması dudaklarımı odunluğu kenara bırakıp düşüncelerimi defedip devam ettik.

Birden ben altta o üstte oldu. Boynunu öpmeye başladı ısırıp iz bırakacaktı. Ben de aynı şekilde ona karşılık verdim.
Kasıklarını bana bastırdı. İnledik hem o hem ben gözlerimin içine baktı.

"Devam edelim mi etmeyeceksek şimdi hazır değilsen sonra şimdi devam edip duramamaktan korkuyorum sevgilim"

Kalkacak gibi olurken durdurup baktı bana bacaklarını belime sarıp. Yükseldi dudaklarıma bu hareketi ne kadar arzu dolu bulsamda içimdeki sinir nüksetti.

Bana neden sinirlendiğini bulamadım.
Dudaklarıma tekrar kapandı bu sefer daha hırslı öpmeye başladı. Elleriyle de göğüslerimi sıkmaya başladı. Sağ göğüs ucumu iki parmağının arasını alıp sıktı.

Kendimi kaldırıp kilodumu çıkaracak gibi oldum. Çantamda kondom vardı. Dün çekmeceye komidine koymuştum ona uzandım eline verdim.

Ne zaman almıştı bunu bana hem çekil geri hem de bunu tak diyordu. Kalktım üstünden dediklerini sinir olmuştum.

"Bu kadar mı istemiyor musun benden çocuk ya bu kadar mı kötüyüm ben"
"Ne ne alakası var Mert beni bu halde bırakmayacaksın de mi"
"Yanında kondom taşıdığına göre sen bu halde fazla kalmazsın" dediklerimi bir an düşününce kendime küfrettim.

Yaptığı ima ile şaşkına döndüm. Yüzüne tokat atıp yataktan çıktım. Odama girip kapıyı kilitledim. Sabahtan beri yaptığı şeylere anlam veremiyordum. Ben ona dokundukça ellerimi geri yatağa koyup ya da sırtına koyuyordu.

"Damla aç kapıyı öy öyle söylemek asla istemedim lütfen benim için akıtma hiç pınarlarını lütfen sevgilim"
"Mer..t siktir git tamam mı"
"Damla lütfen dur beni dinle"
"Ya biz üç gün olmuyor sevgili olalı sen benim canımı kaçıncı kere yakıyorsun"
"Lütfen dur kıskandım köpek gibi hem de senin bana karşılık vermen çılgına dönderdi beni geri kafalı bir adam hiç değilim ama çılgına döndüm"
"Aynen hiç geri kafalı değilsin"

Kıyafetlerimi giydim abime gitmek için hazırlandım. Abimi tekrar üzmek Mert ile benim yüzünden aralarını bozmak istemiyordum. Otele gidecektim. Kapıyı açtım Mert duvara yaslanmış ağlıyordu. Onu böyle görünce ne kadar üzülsem de beni daha fazla üzmesine izin verip kendimi perişan etmek istemiyordum.

"Mert abimin yanına gidicem ikimiz de birbirimize zarar veriyoruz daha doğru söylemek gerekirse sen bana veriyor.."
"Hayır hayır Damla lütfen gitme"
"Uzatma böyle olmak zorunda ikimizde bunu çok iyi biliyoruz gidicem"

Gözündeki kararlılık ifadesini görünce itiraz etmemek zorunda kaldım.

"Tamam ama sadece bu gecelik yarın sabah seni alırım"
"Ona o zaman düşünürüz hayatta ne ne zaman nasıl olacak anlamıyoruz ki"
"Ne demek bu şimdi"
"Hiç hiçbir şey kader diye bir şey olursa biz de oluruz galiba ama ben sarfettiğin  cümleler sonra neden senle olayım ki"
"Ha hayır Damla lütfen öyle deme deme söyleme yalvarıyorum sana"

Kolumu tutmak için bana uzattığında geri çektim. Çantamı alıp kapıya çıktım.

Damla gidince viski şişemi alıp içmeye başladım. Ne yapsam bir türlü geçmişi unutamıyordum. Bana dokunması beni rahatsız etmemişti ama vücudumun üst bölgesine dokunulmasından geçmişde yaşadıklarımdan dolayı istemiyordum.

Livanın üstünü giydirdim. Kendim de hazırlandım. Tolga Mert ve Damlayı yalnız bırakmamak için oraya gidicez demişti. Çocuk gibi davranıyordu. Ben Damlaya aradım açmadı mesaj attım geliyoruz diye onu da cevapsız bıraktı.
Değişik manzarayla karşılaşmazdık bu olaya hazır değildi henüz Tolga.

"İnelim bak mutfaktalar tabi kardeşim bana en sevdiğim kurabiyeden yapıyor kesin çabuk gidelim Emel Mert hepsini yer yoksa hadi"
"Off Tolga ya çocuk gibisin gerçekten ya napıyorsun zile bas anahtar ile girmen doğru olmaz Tolgaa lütfen"

Kapıyı çaldık kapıyı hemen açıldı. Mert karşımıza üstü çıplak şekilde çıktı ben ve Tolga şaşkındık. Bize görünce şaşırdı o da kafasını dışarı doğru çıkardı.

"Damla Damla nerede"

Tolga içeri doğru girdi yerde bitmiş bir tane viski şişesi vardı. Yenisini açmak üzereydi üç dört tane daha bira şişesi de vardı. Bir süre bakıştık.

"Ne var da içtin lan kardeşim nerede ben sana emanet ettim"
"Tolga size size gelecekti bana doğru s."
"Benle dalga mı geçiyorsun lan it Emel Livayı odaya ya da kapıda bekleyin"
"Tolga abim ya da Selçuk bir şey yapmış olmasın lütfen olmasın benim yüzü.."
"Ne zaman çıktı evden kameralara bak kahve yapıcam sana duş al gel hemen"

"Ben telefonuma bakayım beni aramış olmalı hem gezme burada terliksiz cam kırığı olmuş burası"
"Telefonunun alıp geliyorum arabadan sakin olacağız belki de kafa dinlemek için otele falan gitmiştir"

Damla nereye gitmişti başıma ağrı girdi çok fazla içki içmiştim.

Seni BuldumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin