3

4.9K 17 0
                                    


Damla ile vedalaşıp eve yöneldim. Bana mesaj atarsın demişti abim attım aynı zamanda yürümeye de başladım. Bahçe kapısından bizim eve geçtim.

Selçuk abi dışarıda sigara içiyordu. Onu gördüğümde hemen başımı yere eğdim.
Üstümde yarım atlet üstüne hırka vardı altımda da eşofman altı bana baktığını görünce hırkamın fermuarını sonuna kadar çektim.

Abim mutfak kapısını açıp buradan gir hadi dedi. Elinde bir içki şişesi vardı. Babam evden gittikçe içiyordu. Annem bu halini görse çok üzülürdü.

Mutfak kapısına doğru gittim. Tam içeri girecekken Selçuk abi arkamda durdu.

"Güzelim bol giyip bana göstermemeye çalışıyorsun ama bak, kalçamı avuçladı
sertliğini dayadı, hissediliyor bunlar taa uzaktan senin için bu sertlik söndürcen bir gün bu yangını"

"Bırak beni abim görür hiç mi korkun utanman yok ya bırak beni"

"Bu gece rahat rahat boşalırım artık"

Hemen ayrıldım içeri girdim. Bir su içip kendi odama çıktım. Yatağa uzandım telefonu alıp annemi aradım.

"Annem nasılsın aradım ama açmadın"
"Kızım iyiyim yaz temizliği yapıyoruz birde halanlar kurban kesip dağıtacak evde ona hazırlık yapıyoruz"

Arkadan halamın ve tanımadığım bazı kişilerin sesini duydum.

"Senin kız mı o Melek"
"Evet benim kız"
"Onu da getireydin ya bir işin içinden tutardı"
"O çalışıyor hastanede"
"Yaa evli mi barim kaç yaşında"
"Yok bekar daha"
"Senin yüzünden hep yüz verdin kızına ne olacaktı ki evlense şimdiye kadar üç çocuk doğururdu zorlasa"
"Ya he tabi doğru söyler görümcen"

"Biz de iyiyiz annem odamdayım şimdi ne zaman geleceğiniz belli mi sizin"
"Yok kızım belli değil"
"Tamam annem selam söyle babama iyi akşamalar"

Telefondan fazla anlamazdı annem zar zor alıştırmıştım. Babam sinirine kaç kere telefon kırmıştı. Benim kapatmamı bekledi koltuğa geri bıraktı büyük bir ihtimal telefonu konuşma seslerini net bir şekilde duydum.

...

"Sen keşke evlendireydin kızı yoksam orada büyük şehir bakire değil diye mi evlenmiyor"
"Tövbe tövbe ne alaka olur mu öyle şey benim kızım âhlaklı"

"Bilemem ben senin kızını tanımam etmem ama senin kız gibi yolladılar bu köye bir tane kocası durumu farketmiş ilk başta bir şey demese bile sonradan sinirlendikçe konu alevlendi kıza gün yüzü göstermez oldu. Kızın sırtından dayak karnından bebek esirgemez oldu. Daha otuz yaşına gelmeden dört mü ne hem de erkek hepsi"

"Yaa öyle mi oğlan yatmamış mı evlilik öncesi hiç"

"Sen kendini büyük şehirde yaşıyorum diye buraların adetini hep unutmuşsun gelin bilmez misin senin karşı komşun saçı açık dışarı çıktı diye babası ellisine dayanmış adama kuma verdi. Bebesi de oldu hem daha on altı yaşında"

"Öyle ama kızın suçu yoktu. Kocası öldü kayınları ve çocukların arasında döndü hep ne oldu saçı açık diye namussuz damgası vuranlar kendi şerefsizliğini gösterdi yirmisin de öldü kız zaten nasıl dayansın öyle şeye"

"Abartma Melek sen sanki kolaylıkla mı evlendin senin kızdan sonra daha gebe kalamadın sen niye kuma almadılar bu büyük şehir konuşmaların yüzünden mi söyle bakayım"

...

Birden bizim kapı hiddetle çaldı. Emel diye bağırıyordu. Damlanın sesiydi bu
Altımda şort üstümde de ince bir atlet heyecandan göğüs ucum belli olmuştu.

"Emell daha inme aşağı Damla sen de bu saatte ne var be"

Merdivenlerin orta kısmında durdum.
Selçuk abi beni dikizliyordu. Damla bir hışımla yanıma koştu. Sarılmaya çalıştı bende ona kısaca sarılıp hemen odama girdik. Selçuk abi bana bakarak aşağıyı gösterdi. Önünde kabarıklık vardı.

"Ne oldu Damla ne bu halin"
"Heps i her şey ya lan nmış Emel"
"Ne yalan olan ne beni korkutma"
"Mutlu dürüst ailemiz hepsi yalancı"

Sözü yarıda kaldı annesi ve babası kapı da onu çağırıyorlardı. Abim büyük bir ihtimal sarhoş olduğundan benim de onlara gitmeme izin verdi.

"Ben sizin yalanlarınızı dinlemek hiç istemiyorum artık tamam mı"
"Bak güzel kızım Tolga benim şehit olan arkadaşımın oğlu onu töreden uzak tut dedi. Dedesi daha görmek istemiyor da artık ben baştan üzülmesin diye"
"Sen de onu eve mi aldın"

"Kızım bebekti daha bırakamazdım"
"Ama engel olmadın töreden uzak.."
"Bak ben annen ona yıllarca baktık"
"Evet kızım ben o eve geldiği zaman bir oğlumu kaybetmiştim sütüm geliyordu hala ben biriktirmiştim hepsini"
"Evet kızım annen sütünü verdi ona"

"Peki o kadın onun annesi bebeğini öldü bilmiş ya bu vicdansızlık değil mi"
"Annesi doğumda öldü annesinin sözü son sözü bebeğimi al bunlardan dedi"
"Ne neden ama"
"Kızım baban doğru olanı yaptı belki şimdi yanlış geliyor ama ileride hak vereceksin bize"

"Neden burada büyümesi lazımdı"
"Çünkü yenge ve amcasının vicdanına kalacaktı oğlum onlar da ağalık konusu olduğu için iyi yetiştirmeyecekti"
"Bak yıllar sonra bulmuşlar onu ya da bizim ki onu bilmiyorum"

"Kendi dedesinin zoruyla mı evlendi"
"Hayır hayır amcasının kızı evlenmiş onların değimiyle kocaya kaçmış bizim oğlana da senin öz kardeşin kaçmış sen onların kızıyla evlenmezsen ikisi de ölü olacak demiş"

"Ama abim polis bu saçmalığa son.."
"Doğu tarafında işler pek öyle gitmiyor kızım malesef abin kıza acımış ondan"
"Peki abimin şuan ne hâlde olduğunu biliyor musunuz siz"

"Evet bir oğlu oldu karısı da ölüm kalım savaşı veriyor"
"Peki bizim senin oğlunun torununun yanında olması gerekmez mi"
"Gitmek istiyorum ama olmaz bizi takip ederler bebek bir de oğlan orası şimdi karışıktır abin buraya gelecek"

"Abim yengemi bırakıp bir başına asla gelmez buralara"
"Yengenin yaşama şansı çok azmış"
"Nee hayır bebeği annesiz mi kalacak"
"Abin yanımıza taşınır biz bakarız ona ne varmış"

"Tabii siz annesi ölmüş bebeklere iy..."
"Yeter Damla bak sana bu kadar sesimi bile yükseltmedim ama bu fazla artık sus tamam mı olmaz böyle"
"Ama baba şeyh ben"

Babasının ilk defa bu kadar yüksek ses ile bağırdığını ilk defa duydum. Damla da şaşırmıştı gözlerinden damla damla döküldü yaşlar. Babası dışarı çıktı.

"Kızım baban çok zor şeyler yaşadı abi Tolga abinin babası işkence çekmeye razı gelmiş ama babanın ismini yine vermemiş babanın gözleri önünde can vermiş baban her ona baktığında şehit olan arkadaşını gördü. Gittikçe kendi babasına benzedi bir de"
"Babam beni affeder mi"

"Damla anneni duydun ikisi de hatta üç abinin de hayatı kolay olmamış baban seni affeder merak etme"
"Emel birlikte uyuyalım"

"Siz uyuyun güzel kızlarım ben babanı sakinleştiririm"

Damla hıçkıra hıçkıra uykuya daldı. Tolga abi sürekli yurtta okuyordu. Polis falan derken buraya gelmez olmuştu.

Sabah gözlerimi açtığımda saat yediyi geçmişti işe geç kalmamak için direkt Emelin kıyafetlerinden giyip işe gittim.

İş başı yaptığımda abim aradı.

"Sen nerdesin lan nereye sürtmeye"
"Kelimelerine dikkat et ben işteyim"
"Nasıl gittin"
"Taksi ile geldim sen sarhoşsun ya belki ayalamamıştırsın diye düşündüm"
"Emel kapa çeneni akşam da taksi ile gel babam gelecekmiş alt mahallede bir düğün varmış ona gidip geleceğiz sonra babam geri dönecekmiş"
"Tamam ab.. tamam"





Seni BuldumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin