24

1.3K 9 0
                                    


Duyduk ki Selçuk hapishaneye atılmış. Emele zarar vermeye çalışırken polisi yaralamış. Faruk Emeli ve Damlayı iki saat aradı ama açan olmadı.

Tolga ile konuştu. Tolga Selçuğun Emele küçüklükten beri taciz ettiğini kaç kere dokunmaya kalkkıştığından psikolojik tedavi göreceğinden bahsetti.

"Sana inanmıyorum o senin kardeşin hiç mi farket medin ya hiç mi"
"Begüm bak öyle değil seviyordu Emel onu küçükken çekinirdi hoşlanıyor hep diye düşündüm şuna bak"

Begüm bana çok sinirlenmişti. Hamile olduğu için fazla duygusaldı hem de. İşi bırakmıştı dayanamadı daha fazla. Hem babam da sevindi bu duruma çocuk bir yaşına gelmeden yine gebe bırak yoksa hemen işe döner diyordu.

Melek anne evde bütün işi o yapıyordu. Hamileyim diye bana iş gördürmüyor.

"Kızım ben o benim oğlum olsa bile onu sana savunamam daha gençsin Emelin çektikleri doğru ben karşı gelemedim"
"Yani Emel gerçekten o adamın tacizine uğradı mı ama Faruk niye"

"Aklın başın yerinde gözüküyor Faruk sana istemediğin bir şeyi zorla yap dedi ya orada bitir kızım çekme bunları ben üzgünüm böyle bir erkek evlat verdim dünyaya ama herkes şımarttı"

Faruk eve gelmiş ben yatakta yatıyor ve kitap okuyordum.

"Karıcığım beni yatakta beklemen beni özledin de mi bende özledim"

İçki kokuyordu sarhoş olmuştu. Yatakta doğruldum evde bizden başka olan da yoktu. Kalkmaya çalışırken beni yatağa yüzüstü itti. Kalçama vurdu.

"Erotik filmler izlerken iyiydi seni ilk böyle sikerken hatırladın mı haşat ettin beni demiştin işe gitmedin"
"Faruk hamileyim sarhoşsun sen bırak beni lütfen bak çığlık atarım"
"At sen Emelin çektiklerini bile bile eve girdin o kadar şey söylediler sen kılını kıpırdatmadan dinledin"

İç çamaşırımı yırttı aletini çıkarıp bana yerleştirdi. Hızlıca gidip geldi. Karnımı tutuyordum bebeğe bir şey olmasın da bitsin iş diye. Boşalınca dönemedim iki kere denememle olduğum yerde kaldım götümden girmeye başladı. Hareketleri çok sertti canım acıyordu. Kanamam vardı çığlıklar atmaya başladım.

Kapıya yumrukla vurmaya başladılar. Açmak için kalkmadı en sonunda biri arka kapıdan girdi sesini duydum. Ben ağlıyordum sancım çok vardı. Kapımız açıldı ben kıpırdayamadım. Faruk fark edemiyor gibiydi olanları sarhoşluktan.

"Selçuk dur ikili kaldırmaz karın bu lan benim çık dışarı başka zaman dünki iyi maldı ha ikimizi içine sağdı"
"Şerefsiz herif anne bak şu kıza ört bak işte gel ben alıyorum Faruğu"

Gözümü açtığımda kolumda serum bir iki doktor da beni kurtaranla durumu soruyordu.

"Kocası nikah var mı bilemem çığlıkları duymayan kalmadı bebek nasıl"
"Öldü malesef tecavüz bebeği miydi bak  bu bilgi önemli"
"O kadarını bilemem kız büyük ihtimal bilmiyordu aaa açmış gözünü"

"Bebek bebeğim nerde"
"Bütün müdahalelere rağmen malesef kurtaramadık çok darbe almış birçok dikiş attık üstelik yırtılmanız çok fazla"

"Şikayetçi misiniz"
"Evet şikayetçiyim"

Mert koltukta uzanıyordu. Çorba yapıp ona götürdüm. Tepsiyi bacağına bırakıp zigon sehpa aldım.

"Ama sevgilim sen karnımı iyileştircen diye kasıklarım yanıyor şuan"
"Oturuken mi azdın be adam"
"Eğiliyorsun tam önümde benim suçum ne burada ya acı bana bırak tepsiyi çık kucağıma da ikimiz de rahatlayalım"
"Mert iç şu çorbayı hadi biraz dayan"
"Nerene dayanayım sevgilim"
"Merttt bak kızıcam en sonunda"
"Örtüyü açma bana zaman ver tövbe ya kucağımda nimet var"

Livayı uyuttum Tolga koltukta oturuyor elinde telefonla. Beni görünce çağırdı yanına dizlerine başımı koydum.

"Sana bir şey söylemem gerekiyor"
"Kötü bir haber vereceksin de mi ondan bu sakinliğin beni korkutmak ste.."
"Kötü olduğu tartışılır ama lafımı hiçbir şekilde kesmeden dinle"
"Tamam dinliyorum"

"Abin abini Begüm şikayet etmiş"
"Ne neden abim ne yapmış Begüme kız hamile kötü bir şey yapmamış de mi"

Yerimden doğrulup söylediklerimle bir an duraksadı. Gözlerini kaçırarak bana bakmadan konuşmaya başladı.

"Lütfen kesme sözümü anlatayım gerisi senin elinde çünkü lütfen"
"Tamam anlat hızlıca"

"Abin yengeni zorlamış sarhoşmuş çok sarhoşmuş sert ilişkiye girmişler. Yeter artık çığlıklarını mahalledekiler duyup gelmiş evinize. Abini bütün mahalleli meydan dayağı atmış. Yeğenin malesef"
"Ab..i.m abi..m abim kendi bebeğini şu kadarcık bebeğini öldürmüş Tolga beni affet ama ben üzülemiyorum üzüldüm ama ya kız olsaydı babam ve abimin o kıza yapacakları belki abim kendi kızı olunca merhametli olur demiştim ama o değişmeyecek galiba"

"Emel yengen şikayetçi olmuş çok fazla hırpalamış kızı darp raporu almış"
"Annemlerin haberi var mı"
"Evet var senin de ifaden gerekliymiş çoğu kişi ifade vermiş gördüklerini seni teyit etmek için bekliyorlar"

"Ben ben her şeyi anlatacak mıyım"
"Baban tersi ifade vermeni istiyormuş ama annen anlatsın her şeyi demiş"
"Annem nasıl ifade vermiş"
"Gerçekleri anlatmış"
"Ama babam çok kızar dememiştir a.."
"Her şey bitti Emel baban ve abin ikisi de uzaklaştırma alır annen de yanımıza gelir yengen için de elimden gelenin en iyisini yapacağım"

Mert ile film izlerken abimler gelmişti.
Emel içeri girince kendisi Selçuğun ona saldırmaya çalıştığı yere odaklandı.

"Hoşgeldiniz beni özledin de mi Tolga bak beni görmeden yapamıyorsun"
"Hı hı çok özledim seni Damla nasılsın"
"İyiyim abicim siz nasılsınız bir şey mi oldu yüzünüz asık"

Abimin anlattıklarına aslında fazla bir tepki göstermedim. Mert çok sinirlendi.

"Abi ben de ifade vereyim"
"Sen Damla hayır"
"Neden Emel Damla da şahitmiş işte bu zamana kadar niye beklediniz ki hem sen nasıl söylemedin abine abini bırak hiç mi polis yok"
"Ne yapanibilirdik Mert kadın öldürüp içeri girmeyen o kadar çok insan var ki ben babam abim beni dövüyor desem ne yapacaklar içeri mi alacaklar şu an ne olacak ki sadece uzaklaştırma"

"Ben öyle demek istemedim Emel"
"Siz ne derseniz deyin ben size olacak olanları söyleyeyim bizimkiler köye eve gidecek abime oradan bir kız alacaklar"
"Annen gitmez"
"Annem gider çünkü ona gitmen gerek diye öğretildi. Ne yaparsa yapsın kocası o onun gözünde bu yaştan sonra ne ne yapıcam der ve gider burada yapamaz o Tolga uzaklaştırma en fazla iki ay yaa sonra ne olacak"

"Begüme bir daha yaklaşamaz sana da sen istediğin sürece annene de"
"Anneme bir şey yapmaz yapamaz ben artık iyi şeyler konuşmak istiyorum üç dört gündür yaşadıklarımıza bak benim yüzümden Mert yaralandı siz kaç kere kavga ettiniz bu evde iyi anılar yerine kötü anılar olacak"

"Emel bak beni dinle lütfe.."
"Emel haklı Tolga artık güzel şeyler bak şu Livaya en güzeli o demi gel artık bak amcan yaralandı ona bak"
"Enişte olmuyor mu ya o "

......

"Bir gün senden kurtulacağız ben de kızımda o zaman ne yapacaksın"
"Kurtulmak ne be kaç inek verdik senin için sen bana bir çocuk anca verdin"
"İki kızında var unuttun mu"
"Sus kadın artık biz yaşlanınca doğru köye artık kızını satarım birine oğluma istediği kızı alırım işte o kadar"
"Kızım istediği biriyle evlenecek işte o zaman ben gözüm açık gitmeyeceğim sen sana bir kere dua etmemiş evladın olan kızının üzüntüsüyle vicdan azabı çekeceksin o zaman ben.."

Annemim sesleri babamın tokatları ile kesildi. Sabaha kadar dövdü babam. O gün annemle birbirimize söz verdik o mutluysa ben de mutlu ben mutluysam o da mutlu olacaktı.

Seni BuldumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin