Duşakabinin içinde emin hareketlerle Tolganın arkasına geçtim omzunun alt kısmını öptüm. İnledi derince.
Bana döndü. Ellerinin arasına aldı yüzümü. Öptü burnumu.
"Yapma yanarım yanarsam yakarım"
"Hadi yak o zaman"
Dudağımı öpmeye başladı. Tek eli aşağı kalçama doğru indi. İzin istercesine göz göze geldik. Kafamı evet anlamında salladım. Kalçamı sıktı ağzımdan küçük ama etkili bir inleme çıktı.
Suyu kapattı. Beni kucağına aldı. Yatağa götürüp bıraktı. Çıplak vücuduna baktı.
Üstüme çıktı yüzümü dudaklarımı öptü.
Boynumu diliyle yalayarak göğüslerimi sıktı. Sağ göğsümü emmeye başladı. Sol göğsümü eliyle sıkıyordu.
Kilodumu çıkardı parmaklarıyla oynadı klitorisimle. Yalamaya başladı.
"To l ga tol ga dur ahh"
"Gel aşkım hadi akıt yakınsın biliyorum hissediyorum hadi"
Her ne kadar uzaklaşsın istesem de tek elimle saçından tutup bastırıyordum.
Boşalmaya başladım. Ben boşalırken beni seyrediyordu. Parmaklarıyla gitgel hareketlerine devam ettiriyordu.
Rahatlayınca üstümden inip yan tarafa geçti. Pikeyi üstüme örtüp bana sarıldı.
"Tolga sen sen rahatlayamadın"
"Ben şuan çok huzurluyum Emel bana senin yanında olmak rahatlık ve huzur veriyor zaten"
Sabah kalktığımda Tolganın göğsünde yatıyordum. Hızlıca kendimi toparlayıp Livanın yanına gittim. Uyanmuştı saat daha beşti. Kahvaltı için poğaça hazır ettim. Livaya bir şeyler yaptım.
Tolga da yanımıza geldi. Tolganın göz rengi simsiyahtı. Livanın ki değişik bir maviydi. Annesinin göz rengini almıştı demek. Açık tenliydi baya.
"Tolga Livanın annesinin göz rengi"
"Ne alaka şimdi bu"
"Sakin ol bir şey demedim ki sadece bir soru soracaktım"
Bu kadar terslemesi hoşuma gitmedi.
"Damla varmış annende gayet iyiymiş haber vermemi istedi"
"Tamam sağol ben seni kızdırmak hiç istemezdim sadece Livanın gözü çok güzel ama dün senin çekmecenden bir resim düştü gerçek ailen hep esmer ve kahverengi gözlü ben de annesinin göz rengini merak ettim"
"Dün seni boşalttım ve senin ertesi gün aklına gelen soru annesinin göz re.."
"Tolga ağzından çıkanı kulağın duysun"
"Sen benim eşyalarıma nasıl bakarsın"
"Bakmak mı düştü çekmecenden düştü diyorum sana anlamıyor musun"
"Tamam anladım"
"Sen böyle bana yaptıklarını kafama takacaksan söyle de ben ona göre kendi kendime düzen kurarım"
"Bak Emel ben bir an sinirlendim"
Gözlerim doldu odaya Livayı bıraktım. Üst kata doğru çıkıyordum. Tolga benim peşimden geliyordu.
"Sinirlenince insan doğruyu söylermiş"
"Ben hayır bak sana şuan anlatamam ama çok önemli ya da gereksiz bir şey öğrendim"
"Tolga biz evlendik sen beni sevdiğini söylüyorsun ama hareketlerin hiç böyle göstermiyor"
"Bak ben sana zaman verdiğim için"
"Sen bana bir sorununu anlatmaya gerek duymuyorsun farkında mısın ben şuan yalnızım senden başka kimsem"
"Emel ağlama bak sil göz yaşını hadi bir tanem lütfen kıyamam sana"
"Hadi yok yok söyle dün duşa girdin sen beni ayarttın belki Selçuğu da ayarttın nereden bileyim sana dokunmak elimi bile sürmek istedim ama seni boşaltıp rahatlattığım için pişmanım bir fahiş.."
"Susss sus bir daha kendin için o kelime ve onun gibi şeyler asla söyleme"
"Yalan mı aynı bir fah.."
Dudağımı öptü elleriyle kafamı sabit tutup öpmeye devam etti.
"Sen çok temiz bir kızsın daha önce bir ilişki yaşasan da benim için öylesin bu doğal bir şey önemli olan teninin değil kalbinin temiz olması"
"Tolga dünden gece bir şey olmuş hadi anlat bana gizlimiz olmasın"
"Bak otur ilk önce şöyle ki ben Livanın annesi ile bir kere beraber oldum. Gebe kalınca da başka bir kadınla da ilişkim olmadı. Şu an bir an sinirle sana pat."
"Ne sinirin var Tolga anlat da bileyim"
"Be senden gerçekten özür dilerim çok çok özür dilerim bir daha"
"Tolga neye sinirlendin artık onu söyle"
"Ben emin değilim ama Damla eve değil bir arkadaşının yanında kaldığını abim söyledi bugün geri dün gece dönmüş"
"Yani sen ben anlamadım ne tam"
"Emel off bilmiyorum böyle bir şey yok yok hayır Damla benim kardeşim onun için bazen endişeleniyorum acaba kim di kaldığı çocuk"
"Bilmiyorum ki ama sevgilisi olabilir dedi Ali yani sen lütfen Damlaya sakın söyleme ben bazen şüphelendiğim olay olunca peşine sivil takıyorum"
"Sen ama böyle bir şeyi neden"
"Nedensiz değil bazı görevlerde zaafım olarak kullanılmasın diye"
"Şimdi de benim yüzümden mi"
"Yani Selçuk falan intikam almasın"
"Mert bugün gelecek mi buraya siz eski günleri konuşurken keyifli oluyor"
"Haa o benim her şeyimi ortaya döküyo tabii sende keyif alıyorsun"
"Yani bir bakıma"
"Ama o burada değil şehir dışındaydı. Öğlene burada olur belki akşama yoksa yarın kahvaltıya çağırırız"
Damla evde kalmamış Mert de burada yok çok güzel. Acaba seviştiler mi.
"Neyse boşver sen bunları Livanın uyku için eğitime başlamak lazım sonra odası falan ayarlayalım bugün"
"Tamam hadi ben kahve yapayım bize sen de Livayı yatır"
"Tamam sen yap kahve bize kocacığım"
Konuyu ikimizde değiştirmiştik hemen.
"Eğer dün notu okuduktan sonra benle yatmak istediysen kırılacağımı bil diye belirtmek isterim bu kadar kıskanç biri olduğunu bilmiyordum"
"Ben şey hayır aslında o değil Nihal ve üstüne bu kargo kendimden emindim ama senin tecrübeli ve deneyimli olup benim bir.."
Beni oturduğu sandalyeye kucağına çekti. Kalçamı avuçladı kafasını gömdü göğüslerime. Tişörtümün üstünden bir öpücük kondurdu göğüslerime.
"Çok güzelsin ve ben sana zarar vermek istemiyorum korkuyorum"
"Sen bana zarar vermezsin veremezsin Tolga bazı şeyleri ikimizde aşmamız"
"Evet evet ben başlıyorum o zaman ilk açma olayına şu göğüslerin ile biraz da ilgilensem nasıl olur ki acaba"
Gülmeye başladım. Tişörtümü çıkardı.
Südyenden taşan kısımları yaladığı an benim inlemem arttı.
"Beni toy çocuklar gibi sertleştirdin"
Dudaklarımla boynunu yaladım adem elmasını ısırdım.
"Hımm öyle mi şeyhh Tolga ben sana bi soru sorucam gülmek yok"
"Neymiş bakalım Emel hanım sor"
"Şey ben yani sen hiç o kelepçeleri bir kadında kullandın mı"
Sorumla gülümsedi. Anlamamazlıktan gelip alaya vurdu.
"Ne gibi mesala senin aklından nel..."
"Tolga cevap ver ya düzgünce"
"Sana anlamsız bir şekilde ne sorsan anlatasım geliyor sana bu kadar kısa sürede nasıl bağlandım ya"
"Büyü yaptım sana"
Yüzümün her tarafını öpüyordu. Sertlik kendini belli etmeye başladı. Kendimi bastırdım inleme yükseldi ikimizden.
"Benim fazla işim olmaz fantaziyle ama Mert Mertten dolayı çok anlatınca bi iki kişide anca kullandım"
"Mert arkadaşın Mert mi rahat biri gibi gözüküyor ama bazen dalıp gidiyor ne oldu ona ne o gözünün altında yatan mahzun bakışları"
"Evet ama bana bile anlatmadı ailesini doğru düzgün sadece yatak arkadaşları kadınlardan bahsederdi bir sürü kadın ahı var üstünde gençlikte çok aldattı iki kızı aynı anda yürüttüğü oldu"
"Hımm peki sen nasıldın o zamanda"
"Ben karşıma biri çıkacak biliyordum"
"Yaaa öyle mi o çıktı mı bari o kişi"
"Hı hı kucağıma bile çıkıyor şimdi"
Omzuna vurdum. "Yaa Tolga"
