[Bunu yapacak biri değil]

622 45 49
                                    

"3 gün sonra"

| Nam Lia |

Odamın kapısını açarak kendimi dışarı attım. Üç gündür bu odadan çıkmamıştım. Jin sürekli yanıma gelip beni eğlendirmeye çalışsa da gece tek kaldığımda moralsizliğim yerleşiyordu suratıma. Pek yemekte yiyemiyordum iyice berbat bir haldeydim. İftiraya uğramak kendimi açıklayamamak ağır gelmişti bana. Sevdiğim kişi tarafından gördüğüm muamele daha da yakmıştı canımı. Daha dört gün vardı ama okula geri dönecek olmam beni daha çok geriyordu. Nasıl hiçbir şey olmamış gibi oturabilirdim ki o sırada. Yine insanlar beni her gördüğünde fısıltılarla konuşacaklar, manyak biri olduğumu savunacaklar.

"Günaydınn güzellik."

Jin merdivenlerden inmeden yanaklarımı sıkıp sonra da koluma girmişti. Sürekli didişsekte birbirimizi çok sevdiğimizi böyle günlerde görebilirsiniz. Madem o bu kadar şirin o zaman biraz şirinlik yapma sırası bende diye düşünerekten "Günaydın abicim." dedim. Jin hızla bana dönüp gözlerini kocaman açtı. Ona asla abi demediğim için oldukça şaşkındı. Bu haline ufak bir kahkaha attım. Jin saçlarımı okşayıp "Hep böyle gül lütfen, sen gülmeyince evde bir şeyler eksik oluyor." dedi. Bu cümlesiyle gözlerim dolmuştu ama gülümsememi silmemiştim.

| Lee Minho |

Gözlerimi sıkıntıyla oflayan Changbin'e döndürdüm. "Noldu ?" diye sordum. Göz ucuyla önümüzde oturan Solbini gösterdi. Geçen senenin son zamanlarında içinde Solbin'e karşı kıpırtılar olduğunu söylemişti. Sanıyorum ki haftasonu etkinliğinde birbirlerine çıkmaları Changbin'in duygularını daha da kıpraştırmıştı.

"Tam konuşmaya başladık Lia olayından dolayı yazmıyor artık." dedi kısık bir sesle. "Hayır boku sen yedin ceremesini neden ben çekiyorum ?" diye eklemeyi de unutmadı. "Başlama yine.." diye çıkıştım. Bir suçlu arayacaksak kesinlikle o ben değildim. Okul bile onu suçlu bulmuşken ben nasıl ona inanabilirdim ki ? Kafamdaki düşüncelerle gözüm Lia'nın sırasına döndü. Beynim böyle düşünse de üç gündür içime bir şeyler oturmuştu asla kalkmıyordu oradan, hatta üç gün değil "Onlar gerçekten haklılarmış sen gerçekten kalpsiz biriymişsin Minho.." bu kelimeleri Lia'nın ağzından duyduğumdan beri böyle hissediyordum.

Okul başlayalı daha bir hafta olmuştu ama ben Lia'nın yokluğunu anlamlandıramadığım bir şekilde hissediyordum. Her sabah sınıfı neşesiyle selamlaması, dersin ortasında yaptığı espirileri, gülünce gözünün altında çıkan gamzesi, arada çaktırmadan bana bakmaya çalışmaları göz göze gelince kızarıp önüne dönmeleri..

Ahh hadi ama Minho neler düşünüyorsun böyle saçmalamayı kes.

Ellerimi saçlarıma geçirip öylece durdum. Beynim sonuna kadar ona sinirliyken, yaptıkları için onu suçlarken kalbim neden böyle saçmalıyordu ?

| Kim Seungmin |

Çalan zille sınıftan çıkan Felix ve Jeongin'in arkasından hemen Chan'ın yanına ilerledim. Başını kitabından kaldıran Chan "Bir sorun mu var Min ?" diye sorusunu yöneltti. Yana kayması için elimi sallarken sorusunu da kafamla evet anlamında yanıtlamıştım. Bedenini iyice bana döndürüp "Dökül bakalım." dedi. "Konu Lia aslında." dedim. Lia'nın adını duymasıyla yüzüne şaşkın bir ifade yerleşti. Haklıydı da şaşırmakta. Kimsenin bir şeyine karışmayan kendi kendime takılan biriydim sonuçta. Ama Lia konusunda yanlış bir şeyler vardı ortada ve bu beni oldukça rahatsız ediyordu.

"O gün öğle arasından önce onları ben de gördüm. Lia Bayan Hong'un onu çağırdığını söyledikten sonra yanından ayrıldı."

"Yine de bu yapmadığını kanıtlamaz ki Min. Ortada ses kaydı ve olayı bizzat yaşamış Yoonhee var.."

Sorry, I Love You | Lee KnowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin