[İlk Kar]

592 47 119
                                    

|Nam Lia|

Minho'nun biyolojik annesi ne kadar uğraşsa da davada kaybeden taraf olmuştu. Kardeşi Kanada'dan abisini görmek için dönmeyi zahmet dahi etmemişti. Kısacası onlar asla Minho'nun ailesi değildi. Biyolojik bağları bunu değiştirmiyordu. Soran teyze ve Hojae amca Minho'nun gerçek ailesiydi. Evlerine gittiğim süre zarfınca buna kendim şahit olmuştum. Soran teyzenin Minho'ya bakarken bile içi gidiyordu. Öylesine çok seviyordu onu.

Minho kendini bizim de desteğimizle iyice toparlamıştı. Bu süre zarfında sürekli birlikteydik. Ne yalan söyleyeyim iyice de yakınlaştık.

Bunlarla beraber tabi odaklanmamız gereken okulumuz da vardı. İkinci sınavlar için Minho'ya okulun kütüphanesinde matematik çalıştırmaya devam ettim. Okula gelmek istemediği zamanlarda bile evine gittim. Hem kafası dağılsın hem de derslerden kopmasın diye.

Bizimkilere söylemesem de Dongmin sık sık beni rahatız etmeye devam ediyordu. Haddini ne kadar bildirsem de vazgeçmiyordu bundan. Tek temennim işleri büyütmemesiydi. Wooyoung ve Minho olmak üzere çocukların bunu duyması pek iyi sonuçlara ulaştırmazdı bizi. Ayrıca böyle bir şeyin olması Seungmin'i de fazlasıyla üzerdi.

Ah şimdiye dönecek olursam ikinci sınavlar bitmiş ara tatile girmiştik. Haliyle herkes evindeydi. Ve ben oldukça Minho'yu özlemiştim. Bir bahanem olmadığı için görüşemiyordum da onunla. Sadece mesajlaşıyorduk işte.

Havalar da iyice soğumuştu. Herkes gibi ben de karın yağmasını dört gözle bekliyordum. Bugün yarın yağar gibi duruyordu. Yani en azından hava durumlarında öyle tahmin ediliyordu.

Mutfağa inip kendime bir güzel kahve yaptım. Annem ve babam işte abim ise okuldaydı. Evde çalışanlarımız ve ben vardım sadece. Yani kısacası sıkıcı bir gündü benim için.

Bir çikolata da kapıp odama çıktım. Yarım kalan dizimi açıp izlemeye başladım. Çok geçmeden çalan telefonumla komidine uzanıp elime aldım. Arayanın Minho olduğunu görünce içimi bir heyecan kapladı. Neden yaptığımı anlamasam da dikleşip istemsizce saçımı başımı düzelttim.

"Alo Minho ?"

"Napıyorsun Lia ?"

"Dizi izliyordum öyle, sen ?"

"Hm iyii. Ben de öyle oturuyorum."

Sesi anlamadığım bir şekilde heyecanlı geliyordu.

"Şey Lia.. Bugün buluşsak mı ?"

Telefonu kendimden uzaklaştırıp elimi ağzıma kapadım. Avazım çıktığı kadar bağırmak istesem de şuan bunu yapamazdım.

"Lia ?"

Minho'nun bana seslendiğini fark edince telefonu geri kulağıma koydum.

"Ah buradayım. Olur tabi buluşalım."

"Tamam o zaman anlaştık. Bir saate sizin orda olurum. Sıkı giyin hava oldukça soğuk."

"Tamamm. Görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz."

Telefonu kapatıp içimde tuttuğum çığlığımı dışarı çıkardım. Sanırım beklediğim o gün sonunda geldi. Yani umuyorum.

Sorry, I Love You | Lee KnowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin