[Uyurken bile güzelsin]

638 47 81
                                    

|Anlatıcı bakış açısıyla|

Güzelce yemeklerini yiyen ikili biraz dolaşmak için sahile yürüdüler. Ortamda sessizlik hakimdi. Changbin bir şeyler demek istiyor ama bir türlü lafa giremiyordu. Aniden patlayan havai fişeklerle durdular. Solbin kocaman gülümsemesiyle havai fişekleri izliyordu,  renklerin gökyüzünü süslemesi hoşuna gitmişti. Changbin ise Solbin'i izliyordu hayatını renklendiren kız zaten karşısındaydı havai fişeğe gerek yoktu.

Gözlerini havai fişeklerden alamayan Solbin konuştu.

"Çok güzel."

Changbin iç geçirdi.

"Evet fazlasıyla güzel."

Cümlenin sahibi havai fişekler değil onları izleyen Solbin'di. Changbin onu ima ederek söylemişti gözlerini yüzünden çekmeden.

Biten havai fişeklerle Solbin yürümeye devam etti. Artık konuşmanın tam vaktiydi. Changbin birkaç adım atıp durması için elini tuttu Solbin'in. İkilinin ilk temasları diyebiliriz bu harekete.

Solbin durup arkasını döndü. Önce eline sonra Changbin'e baktı. Changbin tam gözlerinin içine bakıyordu. Ellerini daha çok kenetledi.

"Aynı şimdiki gibi ellerimiz hiç ayrılmasın istiyorum, hep yanımda olmanı, seni her an görmek istiyorum."

Solbin'in duydukları karşısında kalbi maratona çıkmış gibi atıyordu.

"Buna izin verecek misin ?"

Solbin gülümseyip kafasını salladı. İçindekileri döktüğü için Changbin'de fazlasıyla rahatlamış bir şekilde gülümsedi.

İkili birbirine biraz daha yaklaştı Solbin'in gözleri kapanırken Changbin kafasını eğip Solbin'le dudaklarını birleştirdi.

|Nam Lia|

Gelen pizzalara hepimiz yemeğe gömüldük. Herkes çok acıkmış gibi duruyordu. Bi güzel yiyip çöplerimizi de topladık. Herkes birbiriyle sohbet ederken Minho'yla ben sessizce onları dinliyorduk. Chan'ın bana seslenmesiyle ona döndüm.

"Lia, hayalini kurduğun bir bölüm var mı ?"

Ah tabiki var. Fazlasıyla istediğim bir bölüm hemde. Düşününce bile gülümsemem yüzümdeki yerini alıyor.

"Evet var, hatta küçüklüğümden beri." dedim. Jeongin lafa atlayıp "Hangi bölüm ?" dedi heyecanla. "Veterinerlik." dedim. İstemeden gözlerim Minho'ya kaydı.  Hayvanları ne kadar sevdiğini biliyordum. Zaten şuan tebessüm eden halinden de anlaşılıyordu. "Çok güzel bir hayal." dedi Chan, bir Minho'ya bir bana bakarken. Neyi vardı bu çocuğun ? Sabahtan beri ne zaman ona baksam ikimizin arasında gezdiriyordu bakışlarını.

"Minho da bir ara düşünüyordu, öyle değil mi Minho hı ?" bu sefer lafa atlayan Han'dı. Dirseğiyle bir yandan Minho'yu da dürtmeyi ihmal etmiyordu. "Belki ileride birlikte bir klinik açarsınız-" Jeongin konuşmasının ardından "Ah." tarzı bir ses çıkardı. Tahmin ediyorum ki Minho alttan susması için ona vurmuştu.

Bu aşağılık ortamda noluyor tanrı aşkına ? Ah kafayı yiyeceğim gerçekten. Benim bilemediğim bir şey mi var ? Minho neden hiç olmadığı biri gibi davranıyor, çıldıracağım !?

"Siz nasıl tanıştınızda böyle bir araya geldiniz ?" dedim konuyu değiştirmek adına. Chan'ın yüzünü huzurlu bir gülümseme kapladı gerçekten çok seviyordu arkadaşlarını. "Ben Minho ve Felix'le çocukluktan beri tanışıyordum. Changbin ve Hyunjin de çocukluktan beri tanışıyorlarmış. İlk sene hepimiz aynı sınıfa düştük ben Changbin'le sıra arkadaşı olunca onunla da yakınlaştık tabi yanındaki Hyunjin'le de. Sonra Han, seungmin ve Jeongin de katıldı bu arkadaşlığımıza. Böylece 3 yıldır arkadaşlığımız devam etti." dedi bir çırpıda. Anladığımı belirterek kafamı salladım ve "Gerçekten güzel bir arkadaşlığınız var." dedim.

Sorry, I Love You | Lee KnowHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin