Armin'in kendisine yönelttiği soru ile kalakaldı Freya, anında gözlerini kaparken her şey için çok geçti aslında. Bunu bilen bilmeyen kızın gözüne bakmıştı ve ay ışığında parlayan kırmızı irisi kendini oldukça belli ediyordu.
Ah üzgünüm, ay beni tetikliyor...
Freya içindeki alaycı sese kulak verdi, doğru ya... Phoebe karanlığı ve gizemi ile ilişkilendirilmiş ve temsilcisi olan bir titandı. Geleneksel olarak da ay ile ilişkilendirilmişti. "Şu an konuşabileceğimiz tek uygun zaman bu gibi gözüküyor, o yüzden Freya..." Levi çaprazındaki kıza eli ile devam etmesini söyledi, açıkçası Freya bunu nasıl anlatacağını bilmiyordu. Olabilecek en iyi şekilde anlatmalıydı ki bu konuda bir soru almasın, "Pekala..." sırtını dikleştirdi, "Şöyle ki; bir tarafta bizim bildiğimiz titanlar var diğer bir tarafta ise benim içinde olduğum durum ortaya çıkıyor. Sanırım içimde bir titanın ruhunu taşıyorum, adı Phoebe. Zamanında gelmiş geçmiş en büyük kahinmiş, karanlığı ve gizemi ile ilişkilendirilmiş ve Ay'ı temsil etmiş bir titandır. Efsanevi 12 titandan biriymiş," Freya durup karşısındaki kıza baktı, "Mikasa, hatırlıyor musun? Bana hep benimle ilgili şüphelerin olduğunu söylüyordun, o sakladığım şey buydu." Mikasa yavaşça salladı başını, olaylar şimdi yerine oturmuştu işte. Freya omuzlarından bir yükün daha kalktığını hissetti, geri elinde tuttuğu bardağa odaklandığında Armin konuşmaya başladı. "Eğer bir kahinsen, yani içindeki titan bir kahinse bu zamana kadar yaşadığımız her şeyi gördün mü?" Freya gozlerini meraklı, mavi gözlere çevirdi. "Hepsini değil ama gördüm, bundan ötesini de gördüm ancak ne zaman gerçekleşecek bilmiyorum, aynı zamanda tanımadığım bir yüz de gördüm. Onu hala anlamdıramıyorum..." Connie hemen söz aldı, "Köyümün altında yatan gerçeği de görmüştü." Freya ruhsuz bakan gözlerini ona çevirdi ve başıyla onayladı.
"Yıllardır yanımızda bu kadar efsanevi bir yaratık duruyormuş meğersem." Sasha ortamı neşelendirmek amacıyla kurmuştu bu cümleyi ama kimsede tık yoktu, sadece daha demin bir arkadaşlarının böyle bir sırrını öğrenmenin şokunu yaşıyorlardı. Freya ise Eren ve Historia'yı nasıl kurtaracaklarını düşünüyordu, umdu ki bu sefer kayıp vermeden başarsınlar. Tek istediği buydu onun, kendisine herhangi bir şey olabilirdi ama sevdiği birisine zarar gelirse kesinlikle gözü dönerdi. Kenny'i elinden kaçırmış olmanın verdiği öfkeyle hele kimse durdurumazdı onu bu sefer.
﹌﹌﹌
Marlo ve Hitch adında Askeri Birlikten onları aramak için gelen askerleri yakalamışlardı, Marlo denen çocuk Keşif Birliğine yardım edeceği hakkında bir şeyler söylerken tabii ki de kimse kulak vermemişti bu dediklerine. Ne de olsa onları kandırmak için olan bir plan olabilirdi. "Freya, onları uzak bir yere bırak." Levi'ın verdiği emri yerine getirmek için bağlı olan ikiliye yöneldi, "Kaptan, izin ver ben de Freya ile gideyim!" Kaptan Jean'a bir bakış atıp onu onayladığında ikisi yürümeye başladılar. Freya bıçağı Jean'a verse de bunun iyi bir fikir olmadığını içten içe biliyordu, "Dosdoğru yürüyün bakalım." elindeki bıçağı rastgele sallayıp konuştu, "Cesaretiniz varsa bir misilleme yapmaya çalışın, boğazınıza bunu nasıl konumlandırıyorum görürsünüz." yüzündeki deli gülüşünden Freya bile korkmuştu. Amacının ne olduğunu anlamaya çalışsa da yapabildiği tek şey salak salak yanındaki oğlana bakıyordu, Jean üzerindeki bu bakışları hissedip onun kulağına fısıldadı, "Bir planım var." Jean'ın bir planı varsa bitmişsiniz demektir... Freya sadece arkada durup olanları izlemek istedi, içinden bir his eğleneceğini söylüyordu. Önlerindeki Marlo hafif başını çevirerek ikiliye baktı, "Gerçekten, sizinle birlik olup Keşif Lejyonuna yardım etmek istiyoruz. Bunu söylerken çok samimiyim."
"Hah! Siz onu benim külahıma anlatın!" dedi Jean alayla. Marlo derin bir nefes verdi, bıkmıştı galiba. Karşısındaki bu çocuk çok inatçı ve çok bilmiş gibi gözüküyordu. Freya Jean'ı tanımasa kesin onun bu hallerine gıcık olurdu. Gerçi, tanısa bile gıcık olduğu huyları var. Mesela zevzek zevzek konuşması ya da annesine tam bir pislik gibi davranması... Freya sürekli annesine daha nazik davranması gerektiği ile ilgili konuşuyordu, Jean'ın yaptığı tek şey kaşlarını çatıp birkaç saatlik bir trip oluyordu. Freya oğlanın dayanamayıp trip atmayı bırakacağını çok iyi bildiğinden umursamıyormuş gibi davranıyordu, bu sayede de Jean'ın en büyük skoru yarım saatti.
"Tamamdır, burada durun." taşlı ve onlardan uzak bir yere gelmişlerdi, Freya kollarını önünde bağlayıp sağ ayağına verdi yükünü. "Bu konu hakkında, kimseye bir şey söylemeyeceğiz." Jean bıçağı kaldırıp gülmeye başladığında zavallı ikili korkudan birbirlerine yapışmışlardı, "Tabii ki de söylemeyeceksiniz, çünkü tam burada öleceksiniz!" arkada olanları izleyen kız alnına koca bir şaplak attı, "Kaptan sizi bağışlamak istemişti ama bu büyük bir risk... Bu yüzden sizi öldürme görevini ben üstlendim!"
"Lütfen bana inan! Keşif Birliğinin insanlığın iyiliği için çalıştığını biliyoruz, değil mi Hitch?" dedi yanındaki kızı koluyla dürtüp, Hitch hızla başını salladı. "Hı? Senin bu saçma sapan sözlerine inanır mıyım sanıyorsun? Hele saçını böyle bir model ile kestirmiş olan birisine, kafasına fes geçirmiş bir aptal gibi duruyorsun!" Jean bıçağı savurarak koşmaya başladığında merakla izledi Freya, oğlanın ayağının kayması ile suratının tam üstüne düştüğünde şaşırmamıştı kız, "Tanrım..." Marlo fırsatı değerlendirip bıçağı alırken yanındaki arkadaşına bağırdı, "Hitch, kaç!" Hitch bir tarafa kaçtığında Jean'ı orada bırakıp kızı kovalamaya başladı, ağaçların arasından koşuyor ve sağa sola giderken yönünü kaybettirmeye çalışıyordu. Freya kovaladığı kıza yaklaştığında kızdan gelen yumruktan kaçındı, Hitch'in yumruğunu tutup yere serdiğinde üstüne çıkıp sırtına dizini bastırdı, bir eli de hareket etmemesi için ensesindeydi. Hitch acıyla inlemişti, "Ah! Tamam, tamam! Bırak artık!" Freya kızın dediğini yapıp üstünden kalktı, "Sakın kaçayım deme, bunun on katını yapmaktan hiç çekinmem." Hitch saçını geriye savurarak kalktığında Jean hakkında söylenmeye başladı, "O at suratının derdi ne!? Delirmiş bir manyak gibi duruyordu!" Freya dişlerini göstererek gülümsedi, "O genel olarak böyle." dedi sadece. Sonra yerde gözlerini gezdirdi, bulduğu bir odun ile onu kıza fırlattı, "Şunu bir kafasına geçir de aklı başına gelsin."
○○○
"Jean, abartma." buzu kafasına koyması için uzatırken söyledi. "Bana vurmasını söyleyen sendin değil mi Freya!? Planım tam istediğim gibi ilerliyordu ama sonra sen gelip-" sözünü kesen bir inilti ile pis pis ona vuran kıza baktı. Kız ekibi gördüğünde o tarafa odaklanarak konuştu, "Çok aptalsın Kirschtein."
Biraz daha o ormanın içinde kaldıktan sonra geceleyin A.P'in üssüne gelmişlerdi, "Gidelim," dedi kaptan, "şimdi saldırı sırası bizde."
○○○
iyi bayramlar aşklar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Freya Meri A Legend | ATTACK ON TITAN
Fanfiction"Sen canavarsın! Benim kızım olamazsın." dedi korkmuş kızın annesi. O daha 11 yaşındaydı ne anlayabilirdi ki bu cümlelerden? Hem duvarlar daha yeni yıkılmıştı. Panik halindeydi ikisi de, bu yüzdendir diye düşündü küçük kız. Annesi ondan uzaklaşmasın...