"Asansör hazır! Silahlar da aynı şekilde dolu ve hazır." pusuda duracakları yere doğru ilerlediler 7 kişi. İnanmak istiyordu, başarmak istiyordu Freya. Elinden geleni yapacaktı. Takımına güveniyordu, onlar da yapacaktı.
"Yükseklik bir metre, genişlik on santim..." arkada sessizce ilerliyordu Freya. Sadece konuşulanları dinliyordu, "Bunu da kıçlarına sokabilirsiniz her ihtimale karşı." Reiner elindeki kılıcı gösterdi. Freya bu herife ne kadar kıl olsa da komik gelmişti, tutmamıştı işte kahkahasını. "Pardon." deyip ağzını kapadı. Reiner ise ona bir sırıtışla bakıyordu. Freya ciddiye dönüp ona sert bir bakış attı. "Reiner... bunlar son sözlerin olabilir ha." dedi Jean önden.
Yerlerine geçmişlerdi, işareti bekliyorlardı. Sessizce yerinde kıpırdadı, ateş sesini duyduğu anda yerinde fırladı ve kendi hedefini hakladı. Diğerlerine baktı Freya. Gördüğü şeyle gözleri korku ile açıldı. Sasha ve Connie'nin başı dertteydi. Hemen o tarafa ilerledi Freya, Mikasa da onunla geliyordu.
"A-arkanızdan gelmek çok büyük kabalıktı... Ben, özür dilerimmm!!" titan Sasha'yı sürüklerken hemen kolunu kopardı ve ardından ensesini hedef aldı. Derin bir kesik atınca titan yere düştü. Genç kız önüne gelen saçları savururken Mikasa'ya baktı o da titanı yere sermişti. Sasha gelip ona teşekkür ederken Freya onu inceledi yarası var mı diye. Bir sorun görmeyince rahatça bir nefes verdi.
"Hepsi bertaraf edildi!" gelen sesle içine daha çok bir rahatlama geldi. Gaz sorunları kalmayacaktı. "Şimdi stoklarımızı dolduralım!" "Başardık!" Herkes gazlarını yenileyince dışarı çıktılar. Freya ise o titanı arıyordu, "Titanı, yiyorlar?" diye seslendi Jean'a. O ise hiç umursamazmış gibi devam ediyordu. "Jean onu kurtarmalıyız, belki bir bilgi falan elde ederiz." Genç adam ona 'ciddi olamazsın' bakışı attı. Sonra birlikte titanları öldürmeye başladılar. "Çocuklar! Hadi gelin!" Freya son titanı öldürdüğünde o tarafa döndü, Armin gelmeleri için el sallıyordu. "Freya!!" ne olduğunu anlamazca önüne baktı ve ona doğru gelen kocaman eli son anda görüp saniyesiyle kurtuldu. Titana bakıp konuşmaya başladı, "Hey, anlaşmaya başlıyoruz sanmıştım." dedi dudak bükerek. "Freya, şakanın sırası değil git ve öldür titanı!" kulağını çınlatan Connie'ye bir saniyeliğine bakıp titanın ensesine ilerledi. Tam kesecekken titan zaten yere düşmüştü.
Freya yere inip titanın ensesine baktı. Oradan dumanlar çıktığı için yaşanan şeyi çok görmese de sonradan bir insanın oradan çıktığını gördü. İlk önce inanamaz bir şekilde bakıp dondu ama sonra kendine gelip çıkan kişinin yanına gitti.
Bu... Eren idi. "Ne!?" diye bağırdı Freya. Hemen Eren'i ona titana bağlayan derilerden kurtarıp çatıya çıkardı. Mikasa da gelmişti zaten. Freya, Mikasa'ya yer vermek için ayağa kalkıp Jean'ın yanına gitti. O da çok şaşkındı, gerçi kim olamazdı ki? Derken etrafına baktı, çok normal karşılamış üçlüyü görünce bir şüphelendi. Annie, Bertholdt ve Reiner. Bu üçünün arkasında bir olay vardı ama neydi bir türlü çözemiyordu. 'Neyse' deyip geçti gitti zaten Freya da.
Şimdi ise Mikasa feryat ederek ağlıyordu. Armin ise oldukça şaşkındı. Tabii, değer verdikleri birisini öldü sandılar ama karşılarına bir titan olarak çıktı. Bu cidden, çok kafa karıştırıcıydı.
.
.
."O bizi öldüreceğini söyledi!" askerler dehşetle dörtlüye bakıyordu; Eren, Mikasa, Armin ve Freya. Soğuk bakışlarıyla etrafı izlerken verilecek emir için hazırda olan askerleri gördü. 'Gerçekten dinlemeden mi karar vereceklerdi?' diye düşündü. Erenleri arkasına almış ikna etmeye çalışıyordu ama hiçbir işe yaramıyordu doğrusu. Hepsi boşaydı, korkudan gözleri dönmüştü ve bu yüzden ne deseler de inanmayacaklardı. "Bakın, Eren orada bizi öldürmeye değil korumaya çalışıyordu! Daha neyini anlamıyorsunuz? O düşman değil! Şu anki suratına bakarsanız bir şey hatırlamadığını anlarsınız. Büyük ihtimal o da yeni öğrendi zaten, burada hain falan yok!" diye bağırdı Freya. Artık sabrı taşmıştı, ne dese sanki kulaklarında tıkaç varmış gibi hiçbir şey duymadan kendilerini tekrarlamaya devam ediyorlardı. "O düşman, hepimizi öldürecek..." blah blah blah.
"Dördünüzün davranış biçimi insanlığa ihanet olarak gözüküyor, bu yüzden bir karar vermek zorundayım! Eğer bir oyun oynarsanız ve kaçmaya çalışırsanız, vurulursunuz. Buna hiç tereddüt etmem!" cidden kulaklarında bir sorun var mı acaba diye düşündü Freya. O kadar dil dökmüştü şurada, boşuna mıydı yani!? "Direkt konuya gireceğim, sen nesin? İnsan mısın? Yoksa titan mı?" Eren şaşkınca baktı, en ufak fikri yoktu ne olduğu hakkında.
"Ben sorunuzla ne demek istediğinizi anlamadım efendim!" Freya arkasına dönüp "Bu verilecek cevap mıydı şimdi?" diye sadece onların duyabileceği bir şekilde bağırdı. "Sen aptal ayağına mı yatıyorsun?!." Komutan oradan bağırmaya devam ederken etrafa bakıyordu. Belki kaçacak yer olurdu ve doğru zamanı bulsalar onları gönderirdi. Kendi gitmeyecekti tabii ki de. Aslında başından beri üçünün işine karışmak istememişti ama kendini burda bulmuştu. Yarı yolda bırakmazdı, değil mi?
"...seni havaya uçuracağım!" yanındaki kişi söze başlamıştı bu sefer, "Efendim, ondan kayda değer bir bilgi alacağımızdan şüpheliyim. Bence enerjimizi ve zamanımızı boşa harcıyoruz." arkadan da onu öldürmekle ilgili tavsiyeler yükseliyordu. Mikasa bir adım öne çıkarak kılıçlarını çekti, bu hareketi ile ben de aynısını yaptım. "Benim uzmanlığım, et. Ve onu parçalara ayırmak. Biraz daha yaklaşırsanız, sizlere göstermekten mutluluk duyarım. Tekniğimi denemek isteyen varsa... Buyrun, bu tarafa gelmeye çekinmeyin." Freya da öne çıkarak ona destek verdi, "Bir Meri ve bir Ackerman. Neler yapabileceğimizi görmek isterseniz, duydunuz. Gelin..."
"Yüzbaşı, bunlar Freya Meri ve Mikasa Ackerman. Diğer seçkin askerlerimizle arka muhafızlarda görevlendirilmişti. İkisi de tek başlarına 100 sıradan askere denk geliyor. Freya'nın dediği gibi neler yapabileceklerini aslında çok iyi biliyoruz. Bu tür askerleri kaybetmek bu insan kuvvetlerini büyük ölçüde zedeler." Freya sinsice gülümsedi. Bu tavırları karşıdaki askerleri daha çok korkutmuşa benziyordu, bu yuzden sırıtmayı kesip ciddi kaldı. Armin arkadan onlara böyle yapmak ile bir yere ulaşamayacaklarını söylüyordu ama iki kızın da umrunda değildi. Freya, Mikasa'ya uyuyordu şu an, o ne diyorsa oydu.
"Tekrar soruyorum, sen nesin?" İki saniyeliğine Eren'e baktı iki kız da sonra önlerine geri döndüler. Bir cevap bekliyorlardı ama gelmiyordu. Sanırım ne diyeceğini düşünüyor, sonuçta bu sadece onun değil diğer üçlünün de ölümüne sebep olabilirdi. "Ben... insanım!" dedi gürleyerek. "Alınmayın ama bunu yapmak zorundayım." deyip elini kaldırdı komutan. İşte şimdi bitmişlerdi. Mikasa arkasını döndü, "Eren, Armin! Duvarların üstüne çıkıyoruz." Mikasa Eren'i omzuna atmıştı. Freya ise sadece arkasını dönüp bakmıştı. Ne olduysa o anda oldu işte, Freya Eren'in yeşil gözlerinin içine bakarken bir şey gördü. Kıpırdayamamıştı bile bu görüntü karşısında. Gerçek değildi diye düşündü. Eren'in gelip onu kendine çekmesiyle düşüncelerinden ayrıldı. Eren sol kolunu topun geldiği yöne uzatarak kocaman bir titan kolu oluşturdu. Freya, Mikasa ve Armin üçlüsü şaşkınca izledi sadece.
○○○
BUGÜNÜN BÖLÜMÜNDE TÜM FANDOM AĞLIYORUZ HAZIR DEĞİLİM AMK
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Freya Meri A Legend | ATTACK ON TITAN
أدب الهواة"Sen canavarsın! Benim kızım olamazsın." dedi korkmuş kızın annesi. O daha 11 yaşındaydı ne anlayabilirdi ki bu cümlelerden? Hem duvarlar daha yeni yıkılmıştı. Panik halindeydi ikisi de, bu yüzdendir diye düşündü küçük kız. Annesi ondan uzaklaşmasın...