Selam herkeseee nasılsınız?
Bu bölüm sadece geçmiş zamanda geçecek bazı şeyleri tam oturtmaya çalışıyorum artık. Okudukça bir kitap daha ne kadar iğrenç olur diyebilirsiniz bxnzbs
İyi okumalar hepinize umarım beğenirsiniz cidden. Tek isteğim kendimi her bölümde daha çok geliştirmek. Hadi uzatmadımm
Ocak 1992.
"Tek çare bebeği aldırmak" dedi adam sert bir şekilde.
Kadın ilk kez kendini böyle güçsüz hissediyordu. İlk kez yıpranmıştı, ilk kez eli kolu bağlıydı. Ve ilk kez yenilmiş gibiydi.
"Saçmalama. Bunu nasıl söylersin ha?!" Adamın kolundan tutup kendine çevirdi. Belki de çok fazla ağlayan biriydi fakat gözyaşlarını kimseye göstermezdi. O gün ilk kez yapıyordu bunu. "Bu bizim bebeğimiz. Leylekler getirmedi bunu. Ya da tek başıma yapmadım?"
"Meltem anlamıyorsun." Artık adam da ağlamaya başlamıştı. Kadını çok seviyordu fakat güçsüzlük içten içe işlemişti ona. "Benim ailem çok küçük. Sezinkiler gibi geniş, nüfuslu birileri değiliz. Beni öldürür babam. Anlıyor musun?" Kafasını kaşıdı. Ardından gözyaşlarını sildi. "Ah kime ne anlatıyorsam."
"Sen Kemal Yıldırım!" Kadın elini adamın göğsüne bastıra bastıra konuşuyordu. "Sen Kemal Yıldırım. Görüşeceğiz seninle. Meltem Şahin seni bir gün kanatlarına alacak." Kadın artık ağlamıyordu. Eski güçlü Meltem geri gelmişti.
"Fakat bu sefer seni göklere çıkarmayacağım. Ben biliyorum ne yapacağımı, ben biliyorum. Hadi bu da boynumun borcu olsun."
Tek bir kelime bile dinlemeden çekip gitmişti. Birbirlerini son görüşleriydi. Büyük bir aşkın sona ermesiydi. Yıllar geçse de izleri hiçbir zaman silinmeyecekti.
*******
8 ay sonra.
"Sana aşık değilim biliyorsun" dedi kız saçlarını savurarak. "Aslında sorun sen değilsin. Herkesten nefret ediyorum."
Donuk bakışlarla aynaya bakıyordu. Bazen yaşama tutunmıyor gibi hissediyordu, o çok sevdiği hayalleri elinden kayıp gitmiş gibi. Ama her zaman böyle olmaz mıydı? İnsanın doğasında vardı. Tam pes edecekken aslında yeniden doğmak.
Meltem hayalperest biri değildi. Dakikti, tam düşünürdü, dediğini yapardı. Duygular onun için değildi fakat duygusuz da değildi. Mesela doğayı severdi. En çok da uzun yeşil ağaçları. Acıyı güzelleştirmek onun işi değildi. Asla yenik düşmezdi. Acı bir nevi onun için bir şey ifade etmezdi. Onun için sadece başarıyı tatmanın zevki vardı. Dünyadaki en iyi orgazm demişti bir ara bunun için.
"Biliyorum, ben de aslında seni sevmiyorum" dedi adam. Belki doğruydu, belki yalnış. Kim bilirdi ki?
"Yalan söylüyorsun Engin" dedi kadın gelinliğin eteğini düzelterek. "Beni kim sevmez ki? Hatta..." İşaret parmağını kaldırarak adama döndü. Sırıtıyordu.
"Bana kim aşık olmaz ki?"
Adam gülümsedi. Kadın'ı çok hafife alıyordu aslında. Belki de Meltem'i az da olsa dize getirecek tek kişi kendisiydi. Her ne kadar aşık olmadığını söylese bile.
"Gelecekte kızımız olursa ismi Çağla olsun" dedi adam. Kadın bu sefer daha çok gülümsedi. İyi niyetli değildi sanki dalga geçer gibiydi. "İyi huyu olur, coşkulu olur. Annesinde olmayan şeyler sonuçta, kızımda yaşar."
"Böyle bir dünyaya bir de çocuk mu getirmek istiyorsun?" Kadın bu sefer adama doğru daha da yaklaşmıştı.
"Çocuk güzel bir şey azizim, çocuk güzel bir şey." Eğilip kadının dudaklarına hafif buse kondurdu. İkisi de gülümsüyordu. Mutluluktan mı? Bilinmez.
"Şu bıyıklarını sevmiyorum" diyip daha yüksek sesle güldü kadın. Engin karşılığında bıyığını çekiştirmeye başladı.
Meltem gülüyordu ama aniden durmuştu. Adam şaşırmıyordu çünkü kadının normal olmama durumuna az çok alışmıştı. Her ne kadar sadece 2 aydır tanışıyor olsalar bile.
"Ben kötü bir insan olmadım Engin." Engin durdu, uzun uzun gözlerinin içine baktı. Onu cidden anlıyordu, anlamaktan öte hissedebiliyordu.
"Kimseyi öldürmedim, kimseye beddua etmedim, kötülüğünü istemedim. İlişkilerde kalp kıran taraf olmadım, kırılan da olmadım aslında bazı sorunları es geçersek. Ağaç kesmedim aksine diktim. Hayat almadım, verdim. Bir hayvana sert bir şekilde dokunmadım. Peki neden kötü karakterimişim gibi lanse ediliyorum şu hayatta?"
Adam derin derin düşünüyordu. Kadını sevmediği gerçek olsa bile ona bir insan olarak saygı duyuyordu ve kadının da ona karşı aynı hislerle yaklaştığını düşünüyordu. En azından bekliyordu, istiyordu.
"Bunları boş ver bu güzel günde." Kadının ellerini avuçları arasına alıp yavaş yavaş dudaklarına götürdü. "Ben her zaman her koşulda yanında olacağım."
Meltem hayatında ikinci kez birinin önünde gözyaşlarını tutamadı. Son sanıyordu, yanılıyordu. Hayat beklenmedik sürprizlerle doluydu.
"Bu akşam topuklularımla ayağına basacağım" diyerek ortamı yumşaltmak istedi kadın. Başardı da.
"Hazırız o zaman" dedi adam ve kolunu kadına uzattı. Beraber uzun bir yolculuğa çıkma konusunda yemin etmişlerdi.
Dost, arkadaş, sırdaş ve daha nicesi.
Cidden bu sözler onları tanımlayabilecek miydi?
Evlilik ciddi bir karardı. Hiç tanımadığın, hayatının büyük bir bölümünde olmadığı bir insan yaşamına dahil oluyor ve tüm düzenini kökten değişiyordu. Evlilik adil değildi. Olacak şeyleri biz seçemezdik, en önemlisi karşı koyamazdık.
Meltem de o gün yapmamıştı. Toplum gerçeklerine uyumuştu. Fakat hangi gerçekler söz konusuydu?
Sık sık düşünürdü bunu. Belki de her şey çok farklı olabilirdi.
"Belki de her şey çok farklı olabilirdi" diye tekrar etti kendi kendine. Tarih 28 Mart 2022'yi gösteriyordu bunu söylerken. Tekrar tekrar kendine hatırlatıp duruyordu.
"Belki de her şey farklı olabilirdi."
Bu bölüm biraz kısa oldu ama kendim çok uzatmak istemedim. Her şeyi açığa kavuşturmak isterken inşallah daha da gizemli hale sokmadım fbnzdj çok kısa sürede yeni bölüm gelecek beklemede kalın ✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8 Numara
Mystery / Thriller"8 numaralı odadayım." Telefonu kapatıp otel kapısından içeri girdim. Derin nefes alıp vermekten bayılacak gibi hissediyordum. Kafam allak bullak olmuş bir şekilde tam girişte durdum. "Ee burası?" Dedim kendi kendime şok olmuş bir şekilde. Bir an g...