Gözlerimi açtığımda Deniz'in kolları arasında bulmuştum kendimi. Beynime çomak girmiş gibi şok geçirdim. Bağırmamak için kendimi zor tutuyordum.
Ne? Deniz ve ben? Ne alaka? Niye? Ne işimiz var? Ne yaptık?
Kafamda bir sürü soru vardı ve delirmek üzereydim. Ani bir çıkışla Deniz'i ittirmiştim haliyle o da yataktan düşmüştü.
"Abi noluyor" diye korkarak uyandı. Yataktan düşerken büyük ses çıkarmış olmalı ki evdeki herkesin odama koştuğunu sandım. Neyse ki giren Beyza'dan başkası değildi.
"Kapat gözünü kız kapat, kapat" diye bir yerlerini tutarak tekrar yatağa girdi Deniz.
Beyza bile bu duruma sinirlenmiş gibi gözüküyordu. Beyza?
"Annem görmeden çabuk kalkın yoksa ikinizi de gömer" diye fısıltıyla konuştu. Kapı kapandığı gibi üzerini giyinmeye başlamıştı bile Deniz.
Bense olayın şokunu hala atlatamıyordum. Yanda duran dudak parlatıcısına bakarken gözlerim dolmuştu. "Taha" diye belli belirsiz bir şeyler çıktı ağzımdan.
Deniz bunu duymuş olmalı ki bir şey demeden sessizce kapıdan çıkmıştı.
O gün gerçek anlamda kendimi çözmeye çalışmıştım. Ne yapıyordum, ne istiyordum? Fakat her zaman olduğu gibi bir cevap bulamamıştım. Hayatta en çok korktuğum şeyi yaşıyordum, amaçsızca yaşam sürmek. Ne acı...
Yataktan kalkıp duş almak için banyoya yöneldim. Hemen ardından gelen bildirimle tekrar yatağa koştum.
"Sana bir soru Çağla Yılmaz. Çözersen katili kendi ellerimle teslim ederim."
Şaşırmıştım, boş boş ekrana bakmaya devam ederken bir mesaj daha geldi.
"84 milyon kişiden şanslı 8 kişi seçilmiştir. Bu kişiler de kendi aralarında bir sayıyı temsil ediyor ve hepsi zamanı gelince oyundan çıkıyor. En gereksizden en değerliye doğru. Şimdi,
Sıradaki kişinin en değerli olma olasılığı kaçtır?
Aynı zamanda..."
Nefesimi tutmuş bilinmeyen numaradan gelen mesajı bekliyordum.
"Katilin bu şanslı kişiler arasından olma olasılığı kaçtır?"
Gün geçtikçe kendimi çıkmaza sokuyor gibi hissediyordum. En iyisi yine ve yine Deniz'e gitmekti.
*******
2015
"Tek çare bebeği aldırmak dedi" adam.
Arkasını kadına dönmüş viskisini yudumluyordu. Geçmiş gözlerinin önüne geldi. Kirli miydi yoksa masum muydu kendisi bile anlam veremiyordu. Kadına bakamazdı, ona bakarsa vicdan azabından ölüp gidecek gibi hissediyordu.
"Sen ciddi misin?" Kadın gözyaşlarını silerek sordu. Burnunu çekerek küçük çocuk gibi ağlıyordu. Belki de ilk defaydı ve son olmayacaktı.
"Benim bir ailem ve adım var. Bu olayı herkes bilirse ne olur anlıyor musun? Biterim. Ah kime anlatıyorsam."
Cümleleri bile aynıydı. Beyninin içinde bir şeyler fısıldayıp duruyordu. Onları susturmak istiyordu fakat nafile. Bu işte pek başarılı olamıyordu. Zaten o hangi işlerde başarılı oldu ki? Kendisini bir piç gibi yetiştirmek dışında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8 Numara
Mystery / Thriller"8 numaralı odadayım." Telefonu kapatıp otel kapısından içeri girdim. Derin nefes alıp vermekten bayılacak gibi hissediyordum. Kafam allak bullak olmuş bir şekilde tam girişte durdum. "Ee burası?" Dedim kendi kendime şok olmuş bir şekilde. Bir an g...