Bölüm 14

12 4 4
                                    

Günümüz.

"Kapıyı açın" dedi tamamen siyah giyinmiş kadın. Asla kimliğini belli etmezdi. En ufak saçı dahi gözükse hemen ya saçını keser ya da renk değiştirirdi. O bukalemun kadındı.

"Merhaba Siyah" dedi kız karşısına geçerek. Onunla buluşunca o da bilinmez bir karakter misali gelmek zorundaydı. Burada olan burada bile kalmazdı çünkü kimse birbirini tanımıyordu. 3 seneden fazla birbiriyle çalışmaklarına karşın bir kez bile gözgöze gelmemişlerdi.

"Gelişme var mı?"

Kız hafifçe kafasını kaldırıp önündeki kadını süzdü. Belki bir umut bir şeyler görür diye.

"Bu işin peşini bırak Çağla" dedi kadın bıkkınlıkla. "Sana kaç defa dedim."

"Hani arkan sağlamdı. Babana o kadar para yedirdim benim işimi çözecek." Çağla bir an sesinin yükseldiğini fark etti o yüzden hemen sustu. Pek birkaç dakikanın ardından devam etti.

"Bir dedektif olarak şüphe ettiğim birkaç olay var ve tek başına çözemiyorum. Sizin yardımınıza ihtiyacım var."

Kadın uzun bir süre konuşmamaya karar verdi. Çağla her ne kadar sinirlense de kendisine sahip çıkmayı da biliyordu.

"Bir şey gördün mü?"

Soruyu sorar sormaz kadın yüksek sesle cevabını verdi.

"Gördüm."

Otoriter sesi boş ve loş odada yankılandı.

"En son şey Deniz öldü. Biliyorsun. Birileri var mıydı yanında ya da yakınlarda?"

Kadın yine sessiz kalmayı ve susmayı tercih etti. Neden olduğu bilinmiyordu.

"Söylesene kadın! Bir şey gördün mü?"

Çağla artık dayanamamış ve avazı çıktığı kadar bağırmıştı.

"Gördüm" dedi kadın tekrar.

"Kimi?"

"Seni, seni gördüm."

************

5 gün sonra.

Hayatta bazen seçimler arasında kalır ve onların arasında kalmaktan eziliriz. Bazense bu seçimleri biz kendimiz koyar, hiç olmayacak sonuçlar doğmasına neden oluruz. Hangisi daha kötüdür? Ezilmek mi yoksa kendi ellerinle kötülüğü yaratmak mı?

Cevap vereyim, hiçbiri.

Gerçek cevap, her ikisi.

Ben hem hayatın karşıma çıkardığı seçimle arasında ezildim, hem de kendim seçim koyarak kötü sonuçlara neden oldum.

Şu an Deniz karşımda duruyordu ama sadece fotoğrafı. Hayatımda ilk kez birinin cenazesine katılıyordum. Hem de bu çok sevdiğim bir arkadaşımdı.

"Serkan" diye seslendim şişmiş gözlerimi ona taraf döndürerek.

"Tabutun içine ne koydunuz?"

Serkan sanki hiç zamanı değil der gibi bıkkınlıkla nefes aldı.

8 NumaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin