Taha Metin.
"3, 2, 1. Kayıt."Sahne ışıkları gözüme gözüme girerken omuzlarımı oynatıp kendimi havaya sokmaya çalıştım. Yüzüme daha yeni yapılan makyajın pütür pütür durmaması için içimden dua ediyordum. Milletin ağzına sakız olmak ve linç yemek istemiyordum. Tam derin nefes alırken arkadan bağırışma sesi duydum.
"Taha, Taha! Aklın nerede senin. Kayıt başlayalı çok oldu öylece bakıyorsun."
Ne olduğunu anlamayarak etrafıma bakındım. Doğru ya film çekimlerindeydim kendi odamda değil.
"Özür dilerim?"
"Bununla kurtulacak mısın sandın? Hadi baştan alıyoruz."
Elimde olmadan yine duraksadım. Gerçekten bu işi yapmak için hazır hissetmiyordum, en azından şimdilik. Biraz daha zaman tanımak benim için en iyisi olacaktı.
"Bana zaman verin, lütfen, biraz daha."
Herkes aynı anda derinden nefes alıp seti terk etmeye başladı. Kravatımı çözüp yandaki kanepeye doğru gitmeye başladım. Odama gitmeye bile halim yoktu.
"Kara kara düşünmeye sebep olan kadın kimmiş bakalım? Ya da dur, tahmin ediyorum kim olduğunu."
İmalı şekilde konuşan partnerim Melis'ten başkası değildi. Yan masadan aldığı suyu bana uzatmış ve gülümsemişti.
"Bir kadın olduğunu kim söyledi?"
Melis göz devirip, duyulacak şekilde üfledi. "Dağ gibi erkeyi sadece bir kadın yıkabilir. Ne savaş, ne alkol, ne uyuşturucu. Kadın tüm bunların birleşimi."
Suyu yudum yudum içerek dikkatle onu dinliyordum. Aslında doğruydu evet ama bilindik kelimeleri art arda diziyor gibi geliyordu. Çünkü bu cümleler artık klişe olmaya başlamıştı.
"Filmin konusu çok çekici ve epey merak uyandırıcı. Bayağı zekisin galiba?"
Cevap vermediğimi görünce bu sefer başka konuya sapmıştı. Son yudumu da içtikten sonra boş bardağı tekrar kendisine doğru uzattım.
"Evet, zekiyim. Başka soru?"
Melis hiç alınmadan, gücenmeden kahkaha attı. Biraz daha yaklaşarak kucağıma kadar geldi ve oturdu. N'oluyordu?
"Sevişme sahnesi beni biraz geriyor. Biliyorsun, utanıyorum."
Daha devam etmeye müsait olan cümlesini yarıda keserek onu susturdum. "Anladım, çıkarabiliriz. Zaten önemli değil gece gece gelen hevesle yazmışım o sahneyi de."
Tek isteğim biran önce kucağımdan inmesiydi ve onu itmemek için kendimi zor tutuyordum. Çünkü biliyorum ki herkes burda taciz uğramış olmamı unutup, bir kadını itmemi konuşacaklardı.
"Hayır, demek istediğim hazır başbaşa kaldık. Bir prova yapalım. Birbirimize alışalım. Ne dersin?"
Sorusunu gayet medeni şekilde cevaplamayı düşünüyordum. Hiçbir konuya takılmadan. "İstersen öpüşme ve bazı teknik sahnelerin provasını yapabiliriz. Tamamen çıplak olmayacaksın merak etme ve istemediğin sürece fazla temas, dokunma da olmayacak."
Cevaplarım kendisini memnun etmemiş olacak ki suratı bir anda düşmüştü. Ayağa kalkınca sevinmeye başlamıştım fakat 10 saniye sonra yanıldığımı anladım.
Melis üzerindeki kot pantolon ve mavi kısa tişörtü çoktan çıkarmaya başlamıştı bile. Altında iç çamaşırı takımının olmaması dikkat çekici olabilirdi, belki. Bense sadece yüzüne bakmayı sürdürüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8 Numara
Mystery / Thriller"8 numaralı odadayım." Telefonu kapatıp otel kapısından içeri girdim. Derin nefes alıp vermekten bayılacak gibi hissediyordum. Kafam allak bullak olmuş bir şekilde tam girişte durdum. "Ee burası?" Dedim kendi kendime şok olmuş bir şekilde. Bir an g...