"Meltem hanım lütfen sorularımızı cevaplar mısınız?"
"Meltem hanım iki dakika lütfen."
"Meltem hanım son projeniz nasıl gidiyor."
Annemin kolundan sıkıca tutmuş düşmemeye dikkat ediyordum. Gazeteciler yine her tarafımızı sarmıştı.
"Çok iyi gidiyor arkadaşlar çok iyi. Lütfen ama." Annem yine nazik bir şekilde cevaplıyordu hepsini. Onun her huyu müthişti ve beni kendine hayran bırakıyordu.
"Meltem hanım lütfen birkaç sorumuz daha var. Birkaç dakikanızı ayırır mısınız?"
Annem derin nefes alıp onayladı. Mecbur birkaç dakika kalacaktık. Hiç sevemiyordum bu işleri. En kötüsü de kendimi dergilerde ve televizyonlarda görmek olacaktı.
"Meltem hanım projeniz tüm dünyayı kasıp kavurdu. Sanal şehirler yarattığınızı ve üstünde çalışdığınızı iddia ettiniz. Şu an nasıl gidiyor."
Annem bana kaş göz yaparak gülümsedi. Ben de gülümsedim ama tam olarak ne demek istediğini anlayamadım.
"Evet sanal. Şu an proje bitme aşamasında. Bizim farkımız bu sanal dünyalara kanlı canlı bir şekilde gitmeniz ve geri dönmeniz olacak. Biliyorsunuz tüm tecrübelerimizi yaptık ve hepsi de başarılı bir şekilde sonuçlandı."
Herkes kendi aralarında bir şey konuşmaya başladı. Hep bir ağızdan konuştukları için ne dedikleri anlaşılmıyordu. "Mesela yanımdaki kızım buna iyi örnek. Kendisi depresyonda olduğu zamanlar sanal dünyamıza gidip gelmiş birisi ve orada çok eğlendiğini söylüyor. Değil mi kızım?"
Bir an şaşkınlık gözlerim büyüdü. Ne? Ne demem gerekiyordu? Aniden ağzımdan çıkan sözcüklere sahip olamadım.
"Evet, evet" dedim kekeleyerek. "Öyle oldu. Bana çok iyi geldi."
Annem bu kadar yeter der gibi eliyle hareket yaptı.
"Bence yeterince cevap verdim bu kadar yeter. Hem şu an gündem konusu ben ve sanal dünyam olmamalı. Bir kadın öldürüldü, evinde. Tüm ülke olarak bunu konuşmalıyız."
"Son bir soru Meltem hanım. Son zamanlarda bu projenin çalıntı olduğu ve aslının çok farklı kişilere ait olduğu söyleniyor. Bu ne kadar doğru? Ne düşünüyorsunuz?"
Annem gazetecileron yüzüne bakmadan dik bir şekilde arabaya doğru yürüyordu. Ayağımdaki topuklularla zorlu bir şekilde ben de onu takip ediyordum daha doğrusu etmeye çalışıyordum.
"Düşünmüyorum ve doğru değil. Teşekkürler."
Annem beni çekiştirerek arabaya doğru sürükledi. Gazeteciıer hâlâ sorular sormaya devam ediyordu. Zar zor arabaya oturdum. Neredeyse kafama kadar çıkan elbisemi aşağı doğru çektim. Şu an en son isteyeceğim şey firikik vermek olurdu.
"Neden öyle bir şey dedin?"
Annem anlamayarak yüzüme baktı. Birkaç saniye konuşmadan onun yüzüne baktım ben de. "Neden sanal dünyaya gittiğim hakkında yalan söyledin? Öyle bir şey olmadı. Aileden gönüllü..."
"Kızım bunlardan çabuk kurtulmak istemiyor muydun? Dedim gitti işte neden bu kadar büyüttün?" Cümlemi yarım koyarak kapak gibi cevabı yapıştırdı. Hiçbir şey demeden arkama yaslandım ve asıl benim olayımı düşünmeye başladım.
***************
"Suzy sen olmazsan ben napardım acaba?" Suzy karnımın üzerine yaslanmış çenesini kaşımamı istiyordu. İlk önce öptüm sonra yavaş hareketlerle okşamaya başladım. O sırada telefonum çalmaya başladı ama bakmadım. Suzy'yi rahatsız etmeye kıyamıyordum. Cidden o benim beyaz biricik kızımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
8 Numara
Misterio / Suspenso"8 numaralı odadayım." Telefonu kapatıp otel kapısından içeri girdim. Derin nefes alıp vermekten bayılacak gibi hissediyordum. Kafam allak bullak olmuş bir şekilde tam girişte durdum. "Ee burası?" Dedim kendi kendime şok olmuş bir şekilde. Bir an g...