Bölüm 19

7 2 0
                                    

Gözlerimi zar zor açmayı denemek çok acı veriyordu. Diğer taraftan kafamda hissettiğim sızı da buna ek bir cezaydı.

Birkaç saniye etrafını göz gezdirip elimi acıyan tarafa doğru götürdüm. Oraya dokunmak hafif çığlık atmama neden olmuştu. Hiç hareket etmeden uzanmak istiyordum ama neler olduğu hakkında bir fikrimin olmaması bu isteğimi bastırıyordu.

"Kimse var mı?"

Bej, boyaları akmış ve içinde sadece bir tane yatak bulunan odanın kapısına doğru boylandım. Buranın kokusu da bir tuhaftı, hafif ekşi bir koku vardı. Artı olarak bir taraftan rüzgar çarpıyor gibi soğuk olması da bir dezavantajdı.

Tekrar kapıya boylandım ve etrafımı taradım. Dikkatimi çeken bir şey oldu. Odanın 3 tarafı duvardan oluşuyorken sadece bir tarafı naylonumsu sıkı bir şeyle kapatılmıştı. Karanlık değil aksine sabahti fakat ben arkada neler olup bittiğini göremiyordum.

Bu bir tuzak mıydı yoksa basit bir kurmaca mı?

"Artık biri ortaya çıkabilir mi?"

Sendeleyerek ayağa kalktım. Hafif başım dönüyordu ama düşünmeyi ertelemem gerekiyordu. Boş olan duvar gibi yerin arkası tuzak olabilirdi, oradan çıkmaya çalışırsam neler olacağını bilmiyordum. Etrafın tamamen sessiz olması beni çıkmaza sokuyordu.

Öte yandan bu kapı da tuzak olabilirdi. Belki kapıyı açtığım an kurtların sofrasına gidecektim. Ya da... Ya da bu kapı hiç gerçek degildi.

Hiç pencere olmaması eksi bir olaydı, en azından benim açımdan. Burada duran tek yatağın amacı da kesinlikle kaçırılan kişinin kıçının rahat olması için yapılmış bir şey değildi.

"Bizi mi bekliyordun?"

Nereden geldiklerini anlamadığım bir takım maskeli adamlar arkamda belirmişti. Hızla onlara doğru dönüp geri geri gitmeye başladım. Şimdi olamazdı, henüz olamazdı. Daha düşünme aşaması bitmemişti ve bir B planım bile yoktu.

"Kim olduğunuzu bilmeden nasıl bekleyeyim?"

"Biz de bunu merak ediyoruz işte."

Görünüşü daha genç, sesi olgun olan adam kendisiyle getirdiği sandalyeyi karşıma koydu ama oturmadı. Ben de oturmadım çünkü hiçbir kurbana böyle zarif davranılmaz. Asla!

"Neler olduğunu hatırlıyorum. Buraya nasıl geldiğimi ve kim tarafından geldiğimi de biliyorum."

Adam kahkaha attıysa da tereddüt ettiğini biliyordum. Şimdi yaptığı hareketse doğru yolda oldugumu gösteriyordu.

Ellerini iki saniyeliğine arkasına götürdükten sonra sandalyeyi çekip kendisi oturdu. Muhtemelen bu kendi başkanları için getirilmiş bir şeydi ve kendimden emin cevaplarımı görünce başkanın gelmesi ertelenmişti.

Gözlerinin içine bakarak iki saniyeliğine gülümsedim ben de. Ne demek istediğimi yakalamıştı, emindim.

"Bilmiyorsun, bilemezsin."

Ağzımdan çıkan kelimeler tükürükmüş gibi suratıma geliyordu. Rahatsız olarak geri çekildim. Düşün, durma ve düşün!

"Şimdi ölmeyeceğim biliyorum" dedim dümdüz duvara bakarak. Acaba çok mu erken davrandım ölmek kelimesini kullanarak? Adama malzeme vermiş gibi hissediyordum.

"Biliyorum çünki önemli kurban eğer bensem benden önce bir sürü kurban olmalı. İşi yarım yamalak bitirmek acemice kaçar. Ve eğer önemli kurban değilsem de yaptığınız bu kadar hazırlık boşa gitmiş olacak."

Adam maskesini aşağı yukarı çekiştirip duruyordu. Zor olduğumu biliyordu belki de ama bu kadar değil.

Hiçbir şey söylemedi ve anlamsız bir şekilde geldiği gibi kalkıp gitti. Arkasındaki adamlar da robot gibi hareket ediyordu ama garip bir şekilde gerekenden daha fazla hızlılardı. Buna ben de anlam veremediğim için anlamsız bir şekilde bakıyordum. Rahatımı bozmadan yatağa yayıldım. Bu birkaç dakikamı almadan hemen kalktım ve yatağı aramaya başladım.

8 NumaraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin