hayalimdeki ekim bu beyefendi
bi tık gözümde canlanmasını sağlıyo tabi saçlarını ve gözlerini daha koyu düşünüyorum baya simsiyah
sizinde aklınızda canlansın biraz şekillensin diye bıraktımteo yok
niye teo orospu çocuğu mu
blm21| Kısasa Kısas
"Niye toplandık bu saatte?" dedi Elif ellerini montunun cebine sokarken. Saat gece yarısını geçmişti. Uyumak üzereyken Teoman'ın gelmesiyle dışarı çıkmak zorunda kalmıştı. Şimdi de üçü birden Teoman'ın evinin kapısında oturuyordu.
"Konuşmamız gerekiyor çünkü." dedi Teoman uzatmadan.
Ofladı Mustafa "Bu saatte mi?"
"Evet bu saatte. Üçümüzde yeniden bir araya geldiğimize göre şu aramızdaki sorunları halledelim." son cümleyi söylerken Mustafa'ya bakmayı ihmal etmedi.
Baş parmağıyla burnunu kaşırken göz teması kurmadan başını sallamakla yetindi adam.
"Sizin aranız niye gergin?" dedi Elif gözleri ikisi arasında turlarken.
Mustafa bakışlarını kaçırırken "Oğlancı olduğum için." dedi Teoman.
"Öğrendi mi?" dedi Elif şok içinde.
Başını sallayarak onayladı Teoman. "Elif'te mi biliyordu?" dedi Mustafa.
"Arkadaş seni üzüp, oğlanlarla konuştuğumu iddia etti..." dedi Elif'e bakarak, kadın inanamayan bakışlarını Mustafa'ya gönderirken devam etti "...tehdit etti beni beyefendi."
"Ulan, ibneye bak sattı hemen."
Elif sinirle ayakta dikilen adamın bacağına tekme attı. "Düzgün konuş, arkadaşın o senin."
Gözlerine baktı Elif'in "Senin neyin?"
"Benimde arkadaşım tabii..." cebindeki paketi çıkarttı "...Ekim'le ilişkileri varken nişanlı mı kalacaktım herifle?"
Boğazı düğümlenirken "B-ben... sandım ki..." dedi.
"Ne sandın?" diyerek ayaklandı Teoman. "Hem Elif'le hem de Ekim'le ilişkim olduğunu mu?"
"Açıklasaydın." diye atılarak savundu kendini Mustafa.
Bir adım yaklaşarak burun buruna gelmelerini sağladı Teoman. "Ağzıma sıçıp gitmeseydin o zaman dinleseydin beni."
Yeniden gözlerini kaçırdı adam. O sırada aralık kapıdan her şeyi duyan Ekim usulca Teoman'ın kalktığı yere oturup Elif'in paketinden bir dal çıkarttı. Sigarasını kadının sigarasının ateşiyle yakıp derin bir nefes çekti içine. "Bir daha ibne demeyeceksin sevgilime." dedi duygusuz bakışları Mustafa'nın üzerindeyken.
Ayaktaki bedenler geldiğini görmediği için irkilerek kendisine dönerken umursamadan adamın gözlerinin içine bakarak devam etti. "Dilini kopartırım senin."
Mustafa'nın dudakları kilitlenirken sakince bir nefes daha çekti içine. "Kimse kimsenin günah keçisi değil..." dedi Elif'e hitaben şimdi de yıldızları izliyordu "...ayrıca elinde koz olan sadece sen değilsin Mustafa." Hepsi suspus olmuş ona bakarken son kez sigarasını dudaklarına götürüp izmariti yere attı. "Her neyse ilişkimizle alakalı bir sorunu olan var mı?" Ayakkabısının tabanıyla yanan izmariti ezip ayaklandı. Sırayla önce Elif'e sonra Mustafa'ya bakıp "Güzel, olursa ben buradayım." diyerek içeri girdi.
Ardından üçlünün arasında oluşan sessizliği Elif "Oha, enişteme bak be..." diyerek bozdu.
"Tam kendine göre birini bulmuşsun Teo, Allah ayırmasın." dedi Mustafa yüzündeki şok etkisinden kurtulamadan.
Yutkundu Teoman, "Aklımı alıyor aklımı."
Birkaç dakika daha konuştuktan sonra hepsi evlere dağıldılar. Aralarındaki sorunu çözmüşlerdi şimdilik kimsenin kimseyle bir sorunu yoktu.
Teoman uyuyan kardeşini kontrol edip üstünü örttükten sonra odasına ilerledi. Yatağında telefonuyla uğraşan sevgilisinin yanına yerleşti sırıtarak. Başını omzuna yerleştirip "Sana aşkım kabardı az önce." dedi.
"Olur öyle."
"Şarjın bitmedi mi hala?"
"Yüzde sekiz kaldı."
"Ne zamandan beri sigara içiyorsun sen?"
"Liseden beri."
"İçme bir daha."
"Yo."
Burnunu sevgilisinin boynuna sürtüp "Sigara kokmandan hoşlanmıyorum." dedi.
"Bende senin benden habersiz tüm yükü sırtlanmandan hoşlanmıyorum." dedi Ekim göz devirerek.
"O ne demek öyle?"
Sırtını yatağın başlığından ayırıp Teoman'ın yüzüne baktı. "Duydun Teo. Her şeyle tek başına baş edemezsin. Ben buradayım, sevgilin? Bana da bahsetmen gerekirdi."
"Gerekirdi ama canını sıkmak istemedim. Hallettim."
"Şaka mısın Teo..." diyerek sesini yükseltti Ekim "... çok sıkıldım tüm yükü ben sırtlanırım tavırlarından. Ne zaman benimle bir şeyleri paylaşacaksın?"
Bacaklarını kendine çekerek oturur pozisyona geldi. "Haklısın."
"Niye seninle ilgili şeyleri anneannenden öğreniyorum Teo? Niye bu konuşmaları kulak misafiri olduğumda öğreniyorum? Ya yaşını bile tesadüfen kimliğini gördüğümde öğrendim. Bana sadece adını söyledin Teoman. Anlamıyorum, niye?"
Saçlarını karıştırarak ofladı adam. "Neden durup dururken kendimi anlatayım ki? Seni dinlemeyi seviyorum ben, kendimi anlatmayı değil."
"Belki bende seni dinlemeyi seviyorumdur." diyerek yataktan kalkıp salona ilerledi Ekim. Işığı yakmadan koltuğa yerleşip dizlerini kendine çekti. Kollarını bacaklarına dolayıp başını yasladı. Bu sefer gerçekten kalbi kırılmıştı.
Hemen ardından Teoman gelip aynı şekilde yanına oturdu. Bakışları birbirlerinin yüzlerini turlarken fısıldadı. "Özür dilerim."
"Bir daha yapma böyle." fısıldayarak karşılık verdi.
"Yapmam."
"Ne zaman tehdit etti seni?"
İç çekti Teoman. "Birkaç gün önce."
"Bir daha götü yemez."
"Harbi ya..." diyerek güldü "...sende ne kozu varmış?"
Tebessüm etti Ekim "Tüm mahalleye bizim dedikodumuzu unutturacak kadar büyük bir koz. Sıkıyorsa açsın ağzını."
"Arkadaşım o benim, yapmaz öyle bir şey."
"Görelim bakalım arkadaşlığını."
"O değil de..." diyerek sırnaştı çocuğa "...sinirliyken çok seksi olduğunu biliyor muydun?"
"Ben hep seksiyim."
"Bak sen."
.
📻bölüm atmayı unutmuşum
söylemiyosunuz da
bi de bi arkadaşım okumuş ill bölümleri çok sıkıcıydı sarmadı dedi...
yaktım bi dal ağlıyorum tşk esma
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thunder | bxb
Fantasia[TAMAMLANDI] Tek istediğim ekmek almaktı. Evden çıktığımda kendimi 1998 yılında bulacağımı hiç düşünmemiştim. - Burunları temas edecek kadar birbirlerine yakınlarken kızgın yeşillerini Ekim'in siyahlarından ayırmadı. Ekim ilk defa onu böyle sinirli...