11📻Ne Yapmaya Çalışıyorsun?

1.5K 167 19
                                    

Bölüm şarkısı: Yıldız Tilbe - Ama evlisin

11| Ne yapmaya çalışıyorsun?

"Teoman?"

Şimdi sıçtın oğlum Teo dedi Teoman içinden, Elif'in zamanlamasının kötü olduğunun farkındaydı. O kızdan kaçmaya çalışırken bir şekilde karşılaşıyorlardı. Yüzüne bakmadan ifadesizce "Elif." dedi. Bu tavırları en az Elif kadar onunda canını sıkıyordu ama yapacak bir şeyi yoktu.

"Arkadaşın sanırım?" diyerek nişanlısının yanındaki adama baktı kız.

Teoman başıyla onayladı. "Ekim."

"Memnun oldum, Elif ben." Samimi gülümsemesiyle elini uzattı Ekim'e. El sıkıştıktan sonra çocuğun garip görüntüsünü ve sessizliğini görmezden gelerek –Ekim Teoman'ın verdiği kendisine birkaç beden büyük kıyafetleri giyiyordu- "Nasılsın, uzun zamandır konuşamadık." dedi.

"İyidir ya sen?"

Başını eğerek tebessüm etti. "İyiyim bende. Aslında seninle şey hakkında konuşmak istiyordum..."

Teoman birazdan Elif'in söyleyeceği şeyleri anladı ve engel olmak adına "Elif, kusura bakma bizim acilen gitmemiz gerekiyor. Sonra görüşürüz tamam mı?" deyip Ekim'in kolundan tutarak çekiştirdi.

Ekim ne olduğunu anlayamadan uyum sağlamaya çalışırken Elif birkaç adım atan Teoman'ın kolundan nazikçe tutarak durdurdu. "Nereye kadar kaçacaksın Teoman?" dedi, artık sabrı tükenmişti. Haftalardır kendisinden kaçıyordu ve Elif kovalayan olmaktan memnun değildi. "Sıkıldım artık."

Dudaklarını dişleyerek arkasındaki kıza döndü. "Üzgünüm..."

Sinirleri bozulan Elif istemeden bağırıp, "Üzgün falan değilsin." dedi. Derin bir nefes aldı. "Sesimi yükseltmek istememiştim. Ama, ama anla beni Teoman yoruldum. Nişanlı değil miyiz biz, kaçma artık benden."

Teoman dolan gözlerini kırpıştırıp "Özür dilerim." dedi. Kolunu bırakmadığı çocuğu çekiştirerek hızlı adımlarla ilerlerken Elif'i sokağın ortasında bırakmıştı.

.

Aradan geçen üç gün boyunca Ekim kendini Teoman'dan uzak tutmuştu. O gece hissettiklerinin tekrarlanmasını istemiyordu bu yüzden kendini dizginlemesi ve bir an önce kendi zamanına dönmesi gerekliydi. Uzak kalmak her zaman en iyisiydi.

Aslında Teoman'ın nişanlı olması umurunda değildi. Sadece gelip geçici bir şey için kimsenin başını yakmak istemiyordu.

O gün bu konu hakkında konuşmamışlardı fakat Teoman, Ekim'in değişen tavırlarının farkındaydı. Neredeyse hiç temasta bulunmuyorlardı ve bir daha hiç beraber uyumamışlardı. Bu durum canını sıkıyordu ama Ekim'e ne demesi gerektiğini bilmiyordu.

Ekim Döne hanımı komşuya giderken uğurladıktan sonra kapıyı kapatıp salona geçti. Koltuğa otururken insanların evinde bir boka yaramadan yaşıyorum resmen diyerek şansına ve zamana küfürler savurdu. Daha sonra elinden gelen tek şeyi yapmak için mutfağa yöneldi.

Döne hanım her akşam onlara çeşit çeşit yemekler yapıyordu, bugün de komşudan gelince mutfakta onlar için uğraşacaktı. En azından bunu yapabilirim diye düşünerek işe koyuldu.

Teoman işten dönmüş ayakkabılarını çıkartıyordu. "Anane, çok açım!" diye bağırdı mutfağa doğru. Kadından gelecek sesi duyamayınca "Açım!" dedi yeniden. Tekrar karşılık alamayıp oflayarak mutfağa yürüdü. Beklediği şey ananesini yemek yaparken görmekti, Ekim'i değil.

İlgilendiği salatalardan başını kaldırıp "Gelmişsin." dedi.

"Geldim geldim. Ananemle Taner nerede?"

"Taner arka sokakta çocuklarla oynuyor. Döne hanımda Mustafa'lara gidiyorum dedi."

"Anladım." diyerek kalçasını tezgaha dayadı Teo. "Ne yemek yapıyorsun bana?"

"Sana yaptığımı kim söyledi?" dedi Ekim kaşlarını kaldırırken.

"İçimdeki ses?"

Elindeki ekmek bıçağını yüzünün hizasına kaldırırken "İçindeki sese yemeği ananen ve Taner için yaptığımı söyle o zaman."

"Ne?" deyip dudak büzdü Teoman. "Beni aç mı bırakacaksın?"

"Hıhı, biz yerken sen bizi izleyeceksin."

Güldü sarı saçlarını karıştırırken. "Neden onlara yapıyorsun da bana yapmıyorsun? Beni sevmiyor musun?"

"Bayıldığım söylenemez." diyerek sırıttı Ekim.

"Oo Ekim'ciğim sen adam kayırıyorsun ama."

"Ne yapalım." dedi Ekim. "Taner daha velet, Döne hanımda bana çok iyi davranıyor. Sen bir kenarda avcunu yalayabilirsin."

Yeniden dudaklarını büzüp yaslandığı tezgahtan ayrıldı. Arkasına geçip başını omzuna dayadı Ekim'in. "Açım Ekim."

Ekim boş olan eliyle Teoman'ı başından ittirerek uzaklaştırdı. "Onu duydum zaten. Hatta sadece ben değil tüm mahalle duydu."

Teoman gülmek istedi ama gülemedi. Ekim'in az önce yaptığı uzaklaştırma hareketi moralini bozmuştu. Ne olurdu yani başı orada dursaydı? Bir anlığına huzur bulmuştu oysaki. "Ne yapmaya çalışıyorsun?"

"Salata. Döne hanım limonlu mu sever nar ekşili mi?"

"Onu mu diyorum Ekim?" diyerek ellerini beline yerleştirip bedenini kendine çevirdi. "Neden uzaklaştın benden?"

"Uzaklaştığım falan yok."

İkisi de bunun doğru olmadığını biliyordu. Teoman dudaklarını birbirine bastırmadan önce "Rahatsız mı ediyorum seni?" dedi.

Şaşıran Ekim "Hayır Teoman." diyerek göz devirdi.

"Yalan söylüyorsun."

Bedenleri arasındaki yakınlık dikkatini dağıtırken "Sal bir beni Teoman." diyerek gözlerini yeşillere dikti. Adamın kendisine ilgisi olduğunu hissediyordu ve bunun devam etmesini istemiyordu. "Benim tek derdim eve gitmek, 2022 yılına dönmek. Başka şeylerle uğraşmak istemiyorum." dedi aralarındaki adlandıramadıkları ilişkiyi kastederken.

Sinirlenen adam "Öyle mi?" diyerek soludu.

Göz temasını bozmayan Ekim "Öyle." dedi.

Sessizce geçen bir dakikalık bakışma Teoman'ın Ekim'in dudaklarına kendi dudaklarını bastırmasıyla son buldu. 

📻 şarkı 2000lerden ama uyumlu olacağını düşündüm dösğsğcmsğxm

Thunder | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin