Bölüm şarkısı: Sezen Aksu - Tutuklu
16| Yeni Yıl Yeni Dostluklar
"Cidden şu an bunu yapıyor muyuz?"
Yüzünü buruşturarak bakan Ekim'e aldırmadan gülerek "Evet, çok eğlenceli olacak." dedi Emir.
Teoman sevgilisine biraz daha yaklaşırken Emir elindeki içi boş içki şişesini tam ortaya bırakmıştı. Duman durumdan hoşnutsuz olduğunu belli eden bir ifadeyle şişeye bakarken kalkıp gitmeyi düşünüyordu.
O akşamın üzerinden birkaç gün geçmişti. Yeni yıl gecesindeydiler ve Teoman eve iki arkadaşını davet etmişti. Tabi öncesinde Ekim'e sorun olup olmayacağını sormuştu ve Ekim'de abartmamasını söyleyerek göz devirmişti. Sevgilisinin her konuda ona danışması ve önceliğinin kendisi olması hoşuna gidiyordu ama Teoman bu sıralar fazla üzerine düşüyordu. Üstelik kendisi tüm gün oturuyorken o çok çalışıyor eve geç geliyordu. Kafa dağıtmaya, arkadaşlarıyla zaman geçirmeye ihtiyacı vardı. Bu sebeple yeni yıla eğlenerek girmesini istemiş, Emir ve Duman'ın gelmesinde bir sorun görmemişti.
Tabi ellerinde bir kutu içkiyle geleceklerinden ve bir şişeden sonra Emir'in kafayı bulup oyunlar oynamak isteyeceğinden haberi yoktu.
Şükür ki Duman iyi içiciydi de aklı hala yerindeydi. Ve Emir'le ne kadar kavga ederlerse etsinler sahip çıkıyordu.
Ekim Teoman'a kolaçan etmek için baktığında tamamen ayık olduğunu gördü. Onunda iyi içici olmasını umuyordu. Kimsenin sarhoşluğuyla uğraşmak istemiyordu.
Emir şişeyi bırakırken, "Kapak gelirse içiyorsunuz, arkası gelirse istediğiniz birine içiriyorsunuz, tamam mı?" dedi. Hepsi onaylayan mırıltılar çıkartırken şişeyi döndürdü.
Aradan bir saat geçmiş, saat gece yarısına yaklaşmıştı. Bu sırada içki şişelerinin dibi görünmüş oyunun son turuna geçilmişti. Teoman hariç hepsi kör kütük sarhoş olmuştu. Emir gözleri kararırken bile "Sıra kimde?" deyip duruyordu. Sarışın çocuğun bu hallerine uyuz olan Duman şişede kalan tüm içkiyi tek seferde içip Emir'i ağlatmıştı.
Onlar birbirleriyle uğraşırken Ekim midesinin bulandığını söyleyerek yanlarından ayrılmıştı. Teoman'da ayakta bile duramayan sevgilisinin peşinden gitmişti.
Ekim evin kapısının önüne çıkmış hava alırken Teoman mutfaktan getirdiği suyu uzattı sevgilisine. Ekim bir yudum alıp bardağı geri verirken kapının önündeki merdivenlere oturdu. Fena başı dönüyordu ama gökyüzündeki yıldızlar çok ilgisini çekmişti. Başını iyice havaya kaldırıp mavilere karışmış beyazlara bakarken "Aynı, onun gözleri gibi." dedi.
Kıskançlıkla kaşları çatılan Teoman "Kimin gözleri, ne gözü?" diye atıldı.
Derin bir nefes çekti içine "Onun... O çok güzel, ama en çok gözleri. Gözleri çok güzel Teoman. Öyle derin bakıyor ki kayboluyormuş gibi hissediyorum."
Teoman'ın sinirden gözleri seyirirken yumruklarını sıkıyordu. "Kim lan o, içki hayal mi gördürüyor, ne oluyor?"
Kirpiklerini kırpıştırıp gözlerinden bir yaş akıtırken başını Teoman'a çevirip "Annem..." dedi "...benim annem çok güzel."
Gözlerindeki öfke an be an yerini hüzne bırakırken dudaklarını birbirine bastırdı. Elindeki bardağı yere bırakıp kollarını açtığında Ekim hiç beklemeden yaslandı göğsüne. Siyah saçlara bir öpücük kondurdu. "Sende aynı annen gibisin yavrum, çok, çok daha güzelsin."
Ekim başını daldırıp burun buruna gelmelerini sağladı. Kızaran burnunu çekip "Seni seviyorum." dedi.
Teoman gülümseyerek burunlarını birbirine sürttü. Saatin on ikiyi gösterdiğinden ve arka sokakta atılan havai fişeklerden habersizlerdi. "Ben seni daha çok seviyorum."
Ekim'in yeniden gözleri doldu. "Hayır. Ben seni çok seviyorum Teoman." dedi ağlayarak.
"Oyy..." diyerek burnunun ucunu öptü. Ekim geri çekilip hiç beklemeden uzandı Teoman'ın dudaklarında. Bir anda böyle bir şey beklemeyen adam önce afallasa da sevgilisinin öpücüğüne karşılık verdi.
Ekim Teoman'ın alt dudağını dudaklarının arasına alıp emerken, Teoman Ekim'in üst dudağında usulca dilini gezdiriyordu. Ekim dilini sıcak dudaklardan içeri gönderip Teoman'ın diliyle buluşturdu. Geri çekilirken Teoman alt dudağını esir alıp dişlerini geçirdi. Hafif bir inlemeyle karşılık aldığında gülümseyerek öpmeye devam etti.
Dakikalarca süren sakin öpüşmeleri sesini oldukça iyi tanıdıkları bir kadının sesiyle bölündü. "Teoman, Ekim?"
.
"Çekil Duman! İçmek istiyorum daha sarhoş olmadım!"
"Bu sarhoş olmamış halinse sıçtık."
İnatla Duman'ın üzerinden bitik şişelere uzanmaya çalıştı sarışın çocuk. En sonunda dayanamayan Duman ince kolu tutup kendine çekti. Dengesi bozulan Emir, esmer çocuğun üzerine düştü.
"Ya ne yapıyorsun aptal?"
"Gözünü aç da öyle konuş geri zekalı."
Emir Duman'ın geniş omuzlarına bakıp "Maşallah." diyerek tutundu. Destek alarak kalkmak istiyordu fakat başı o kadar dönüyordu ki ne yaptığının farkında bile değildi. Kalkmak isterken iyice yerleşmişti kucağına.
"Rahat mısın bari?" dedi Duman başını ovarken. Bilinci yerinde değildi ve oyun sırasında çok içmişti. Birkaç gün baş ağrısı çekmek zorunda kalacaktı.
"Hıı, ne demezsin. Kucak değil adeta kuş tüyü yatak, beyinsiz." diyerek başını omzuna gömdü.
Ofladı Duman. "Hayvan gibi yayıldığına göre öyle demek ki salak." Hakaret etmesine rağmen kollarıyla sımsıkı sarmaladı kucağındaki çocuğu.
"Duman..." diye mırıldandı Emir başını kaldırmadan.
"Hm?"
"Yakında yirmi bir yaşıma gireceğim..." gözlerini açıp bakışlarını esmer boyunda gezdirdi "... hala kimseyle öpüşmedim."
Başını sarı saçlara yaslayıp bir nefes çekti Duman. "Ne olmuş yani?"
"Fakülteden çocuklar dalga geçiyorlar. İktidarsız mısın, dediler bana."
"Desinler, siktir et."
Kaşlarını çatıp başını yasladığı yerden kaldırıp kahve gözlere baktı. "Utanıyorum onların yanında geri zekalı. Tabi tüm fakülte senin götünde gezdiği için bilmezsin sen."
Duman'ın bakışları küçük pembe dudaklara kayıyordu. "Ne saçmalıyorsun yine aptal?"
"Diyorum ki sen o kadar çok kişiyle birlikte oldun ki... Bir öpmediğin ben kaldım herhalde."
"Hatırın kalmasın o zaman." dedi Duman gözlerini ayırmadan.
"Ne-" demesine kalmadan dudaklarını birbirleriyle buluşturdu.
📻 emir ve duman yeni karakterlerimiz
onları da görücez ama çok katmam herhalde bilmiyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thunder | bxb
Fantasi[TAMAMLANDI] Tek istediğim ekmek almaktı. Evden çıktığımda kendimi 1998 yılında bulacağımı hiç düşünmemiştim. - Burunları temas edecek kadar birbirlerine yakınlarken kızgın yeşillerini Ekim'in siyahlarından ayırmadı. Ekim ilk defa onu böyle sinirli...