23| Karşılık
...
Binadan çıktığı an güçsüz düşen bacaklarını serbest bırakıp diz çöktü kucağındaki bedenle beraber.
Başarmıştı, ilk önce ablasını kurtarmıştı ölümden.
Nefret ettiği geleceğini değiştirmişti.
.
"Doktor beyin söylediği kremleri kullanmayı unutmayın, geçmiş olsun."
"Teşekkürler."
Gülümseyerek kendisini izleyen hemşireye bakmadan çıktı odadan. Koridorun ilerisindeki Evrim'in kaldığı odaya ilerledi. Koridordaki duvara asılı saati görünce çoktan sabah olduğunu anladı. Hastaneye ilk geldiklerinde bilincini kaybettiğini anımsıyordu. Doktoru da zaten çok duman soluduğunu bir süre tedbirli olması gerektiğini söylemişti. Hemen sonra koluyla ilgilenilmiş, pansuman yapılmıştı. Sargı beziyle sarılmasına rağmen hala gözünün önüne geliyordu büyük yanık izi.
Kapının önünde bekleyen babası ve Selim'i görünce yanlarına gitti. "Evrim nasıl?"
Tuna bey hemen ayaklanıp sarıldı boynuna. Sırtını sıvazlayarak "Teşekkür ederim Ekim, çok teşekkür ederim." dedi.
Ekim birkaç saniye kalakaldı. Karşılık veremeden geri çekilen adamın minnet dolu gülümsemesiyle bakışlarını kaçırıp "Rica ederim." diye mırıldandı.
O sırada bacağına yapışan Selim "Süper kahraman gibiydin Ekim abi!" dedi hayranlıkla.
Çocuğun saçlarını okşayıp Tuna beye döndü yeniden. "Daha iyi mi?"
"Fazla duman solumuş. Bir de yanağında küçük bir yanık var. Onun dışında iyi dediler, dinleniyor şimdi. Ziyaret etmek ister misin?"
Utanarak "Ben rahatsız etmeyeyim..." dedi.
Tuna bey gülümseyerek "Olur mu öyle şey oğlum gir içeri." dedi.
Ekim "Oğlum mu?" diye mırıldanırken adam onu açık kapıdan içeri itelemişti. Yatakta uzanan kıza ve yanındaki sandalyede oturan annesine başıyla selam verip "Nasılsın?" dedi Evrim'e hitaben.
Kız onu görünce heyecanla yerinde doğrulup "Asıl sen nasılsın abi? Yaralandın benim yüzümden." dedi.
Ekim yatağa yaklaşıp ayak ucuna oturdu. "Senin yüzünden değildi. Kendim isteyerek girdim oraya."
Dudak büzdü Evrim. "Biliyor musun benimde yüzüm yanmış. O an fark edememiştim ama hastaneye gelince çok acıdı, bak." diyerek yanağıyla kulağı arasındaki küçük bandajı gösterdi.
"Önemli olan kurtulman..." dedi Ekim sessizce. Bu gece ölecekti o kız ama kurtulmuştu ve sağlıklıydı. Önemli olan buydu.
"Yine de yüzümde yara kaldı, çok çirkin oldum."
Ekim ne diyeceğini düşünüyordu ki annesi araya girip uyardı kızını. "Evrim'ciğim, hayatını kurtardı abin, güzel çirkin tartışmasının sırası mı? Bak hem o da yaralı bir şey diyor mu?"
Kız gözlerini kaçırdığı sırada tuttuğu nefesini bırakıp "Sen gördüğüm en güzel kızsın..." dedi. Evrim'in gözleri, gözleriyle buluştuğu sırada "... ufak tefek yaralar için üzülme, onlar seni daha güzel kılıyorlar."
"Teşekkür ederim." dedi Evrim utanarak.
Ekim hanım gülümseyerek dizini sıktı oğlunun. Ekim ortamdan rahatsız olarak boğazını temizledi. "Ben artık gideyim, Teoman bekliyordur."
Odadan çıktığı sırada Ekim hanımda peşinden geldi. "Haberin yok mu tatlım?" dedi fısıldayarak.
Kaşları çatılırken "Neyden?" dedi.
Annesi dudaklarını ıslatıp acıyan gözlerle baktı yüzüne. "Teoman'ın..."
"Ne oldu Teoman'a?" dedi Ekim fark etmeden sesini yükseltirken.
İrkilen kadın anlayışla nefes verip omzunu sıktı. "Teoman'a değil, Döne hanıma... gece yangından önce sanırım emin değilim, rahatsızlanmış. Hastaneye kaldırılmış."
"Ne?" diyebildi Ekim. "Hangi hastanede?"
Annesi "Yan binada..." dediği sırada hemen arkasını döndü. İki adım atmıştı ki kadın nazikçe tuttu bileğinden. "Tatlım, biliyorsun tüm konu-komşu hastaneye döküldü, o şekilde öğrendim bende. Sabaha karşı vefat etmiş kadıncağız."
Duyduklarını sindiremeden koşarak uzaklaştı oradan. Kulağında yankılanan sözlere aldırmadan koştu. "Başınız sağ olsun." demişti annesi.
Kendini dışarı attığında nefes nefese baktı yandaki binaya. Doğru olamazdı değil mi? Teoman anneannesini kaybetmiş olamazdı? Ya Taner, yeniden mi öksüz kalmıştı şimdi? Artık uykularından anneannesinin adını sayıklayarak mı uyanacaktı?
Dolan gözlerine aldırmadan binaya ilerlediği sırada zihninde yankılanan o cümleyle durdurdu adımlarını.
Kurtardığı her canın bir karşılığı mı olacaktı?
📻slm
bölümlere başlık bulamıyorum napıcam
bi de 1k olmuşuz🥺
teşekkür ederim okuyan herkese çok mutlu oldumm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thunder | bxb
Fantasia[TAMAMLANDI] Tek istediğim ekmek almaktı. Evden çıktığımda kendimi 1998 yılında bulacağımı hiç düşünmemiştim. - Burunları temas edecek kadar birbirlerine yakınlarken kızgın yeşillerini Ekim'in siyahlarından ayırmadı. Ekim ilk defa onu böyle sinirli...