42| Çok Sevdiğim İçin
"Gidiyorsun yani, öyle mi?" dedi Emir dolu gözlerini silerken.
Küçük bedeni kollarının arasına alıp dostça sarıldı Teoman. "Gitmem gerekiyor kardeşim."
Başını Teoman'ın omzuna yasladı Emir. "Zorunda değilsin, gitmesen de olur."
"Zorundayım ama şöyle düşün sürekli seni ziyarete geleceğim." dedi gözlerini kaçırarak.
Buruk bir tebessümle fısıldadı Emir. "Yalancı."
Aynı tebessümle karşılık verdikten sonra Duman'la da sarıldı. Duman geri çekilmeden önce kulağına mırıldandı. "Kabul etti, sevgili olduk."
"Çok sevindim."
Hemen ardından Ekim'le de vedalaşmış, diğerleri için geri çekilmişlerdi. Mustafa ve Elif'te iyi olacağıyla ilgili bir şeyler mırıldanmış ağlamamaya çalışarak vedalaşmışlardı arkadaşlarıyla. Sıra kaldırımın kenarında Selim'in elini tutarak ağlayan Taner'e gelmişti. Küçük adımlarla ilerledi kardeşinin yanına.
Gözlerinden yaşlar akarken baktı çocuk abisine. Hiçbir şey demeden burnunu çekip kollarını Teoman'ın boynuna doladı. "Hiç gelmeyeceksin dimi?" dedi hıçkırıklarının arasından.
"Geleceğim, sürekli ziyaret edeceğim seni."
Ağlayarak başını iki yana salladı Taner. "Yalan söyleme, gelmeyeceksin."
Teoman'ın da gözleri dolmuştu. Belli etmemeye çalışarak "İzmir'de çok eğleneceksin ama..." dedi "...tüüüm kuzenlerimiz seninle olacak hep oyun oynayacaksınız hiç sıkılmayacaksın, aklına bile gelmeyeceğim ben."
"Ama ben sadece Selim'le oynamak istiyorum." dedi Taner burnunu koluna silerken.
"Sana bir sır vereyim mi?" diye fısıldadı Teoman. Çocuk başını sallayarak onaylayınca, kardeşinin kulağına eğildi "Öyle bir zaman gelecek ki, Selim'i istediğin zaman görebileceksin. Ne zaman istersen... Sadece biraz sabretmen gerekecek. Bu süre içinde de kuzenlerimizle yetinmen gerekecek, tamam mı?"
Biraz daha sakinleşen Taner yeniden başını salladı. "Sen Ekim abiyi çok sevdiğin için onunla beraber uzaklara gidiyorsun dimi?"
Kardeşinin sevimli yüzüne bakıp kızaran yanaklarını sıktı. "Evet abicim, çok sevdiğim için."
"O zaman ben hiç üzülmem ki..." dedi Taner gülümsemeye çalışarak. Az önce abisinin yaptığı gibi Teoman'ın kulağına yaklaşıp fısıldadı "...bende Selim'i çok sevdiğim için o isterse onunla uzaklara giderdim. O yüzden sana hiç kızmadım."
Dolu gözlerine rağmen güldü Teoman. "Teşekkür ederim." dedi ve alnından öpüp sıkıca sarıldı kardeşine.
Selim'lerle vedalaştıktan sonra Taner'i almak için gelen Özge'ye sarıldı. "Sana emanet biliyorsun."
"Biliyorum abi." dedi Özge.
Cebinden çıkardığı kaseti kızın eline tutuşturdu. "Bunu saklamanı istiyorum ve hiç açmamanı. Ne kadar merak edersen et ama açma Özge."
Şaşırdı Özge, bir kasete bir de Teoman'a baktı. "Abi... Ne yapacağım bununla?"
Gülümsedi Teoman. "Taner'e vereceksin, 18 yaşına geldiğinde. Kimseye söyleme aramızda kalsın olur mu?"
Tüm mahalleliyle vedalaştıktan sonra Ekim'in yanına döndü. Beraber büfeye doğru yürüdüler. Her bir adımda titrediğini hissediyordu Teoman. Bunu fark eden Ekim sımsıkı tuttu sevgilisinin elini. Kapının önünde durduklarında "Biliyorsun..." dedi "...içeri girdiğimizde hiçbir şey olmayabilir ve öylece geri çıkıp çadıra gidebiliriz."
Başını salladı Teoman. "Ya da beraber geleceğe gideriz."
"Ama gittiğimiz gelecekte ki Taner, İzmir'de teyzesiyle büyümüş Taner olacak. Abimle hiç görüşmemiş de olabilir, hatta Taner İzmir'de bile olabilir. Buna rağmen... Emin misin Teo?"
"Evet. Girelim artık."
Ellerini hiç ayırmadan büfeden içeri ilerlediler. Ekim'in yönlendirmesiyle duvar kenarına oturup beklemeye başladılar.
Bir saat sonra Ekim yanıldığını söyledi. Teoman ise sabretmesini.
Üç saat sonra Ekim olmayacağını söyledi. Teoman ise beklemesini.
Beş saat sonra Ekim gidemeyeceklerini söyledi. Teoman ise kardeşini istediğini.
Ekim'in uykudan gözleri kapanıyordu artık. Teoman'ın omzuna başını yerleştirip esnedi. "Boşuna bekliyoruz." dedi bir kez daha.
"Hayır. Olacak sadece bekleyelim."
"Sıkıldım Teoman."
"Uyu." diyerek siyah saçları okşadı.
Ekim'in uykuya direnmeyip gözlerini kapatmasının ardından yarım saat geçmişti. Önce başının döndüğünü hissetti Teoman. Hemen ardından raflardan düşen ürünlerle deprem olduğunu anladı. Kollarıyla Ekim'i sarıp sevgilisini korumaya çalıştı. Yerin altından kaydığını hissediyordu. Daha önce hiç bu kadar şiddetli bir deprem görmemişti.
Birkaç saniyenin ardından sonlanan depremle Ekim'i uyandırdı. "Ne oldu?" dedi Ekim gözlerini aralamaya çalışırken.
"Deprem." dedi Teoman nefes nefese. "Deprem oldu."
"Ne?" diye bağırdı Ekim. Hızla kendine gelerek ayağa kalktı. "Kaç saniye? Saydın dimi?"
Başını iki yana salladı Teoman. "Saymadım, yirmi falan?"
Sevgilisinin elini sımsıkı tutup gülümsedi Ekim. "Hadi."
.
📻yeni kurgu çalışmalarına başladım h.o.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thunder | bxb
Fantasi[TAMAMLANDI] Tek istediğim ekmek almaktı. Evden çıktığımda kendimi 1998 yılında bulacağımı hiç düşünmemiştim. - Burunları temas edecek kadar birbirlerine yakınlarken kızgın yeşillerini Ekim'in siyahlarından ayırmadı. Ekim ilk defa onu böyle sinirli...