GÖREV

31. Bölüm: Yalan

Aras'ın bu kadar büyük ve riskli bir işe kalkışmasının sonuçları olacaktı fakat sonuçlarının neler olacağı ilerleyen zamanda belli olacaktı. Kazım Müdür, Aras'ın bu kadar ileriye gidebileceğini hiç sanmıyordu, Aras'ın beklenmedik bir anda böyle bir hamlede bulunması Kazım Müdür'ü oldukça şaşkına düşürmüş ve bir yandan da sinirlendirmişti. Şuanda hapiste olması gereken birisinin artık ölü olması onun için büyük bir problem oluşturacaktı çünkü üstlerine bir açıklama yapması gerekecekti, ayrıca bu hatayı yapan bir komiser olduğu için ayrı bir problem çıkacaktı. Aras'ın görevden alınması artık kaçınılmazdı fakat Aras zaten bunları göze almıştı yani bunların olacağını biliyordu lakin aynı şeyler Kazım Müdür  geçerli değildi, bütün her şey bir anda üstüne gelecekti. Kazım Müdür bu olanlardan sonra Aras'a karşı büyük bir hamle yapacaktı ama daha ne olacağı belli değildi.

Aras ve Ali, Kazım Müdür'e yaptıkları sürprizden sonra hızla oradan uzaklaşmaya başladılar. Aras'ın içinde sevinç duygusunun yanında ufak bir tedirginlik duygusu da mevcuttu. Her şeyi göze alarak bu işe girdi fakat yine de bundan sonra başına geleceklerin belirsiz olması içine bir kurt düşürdü. Ali ise Aras'a sözünden dolayı yardım ediyordu ve bu yolda onun ile yapmış olduğu her işten memnundu.

Aras yavaşça cebinden bir telefon çıkardı, telefon Cemal' ait idi. Aras, Cemal'i öldürmeden önce Kutay'a ulaşabilmek veya iletişime geçebilmek için telefonunu almıştı. Aras telefonunu çıkarttı ve biraz kurcalamaya başladı. İlk olarak telefona kayıtlı kişilere baktı ve dolanırken '' Kutay Bey '' adında bir kişi gördü. Daha sonra Kutay ile olan mesajlaşmalara girdi. En son mesajlaşma 3 saat önceyi gösteriyordu, hemen en baştan okumaya başladı. Mesajlarda daha önceden Romanya'da bulunan ortaklar ile yapılan alış veriş sonrası geciken bir paradan bahsediliyordu. Bu para bugün Romanya'dan yola çıkan büyük bir balıkçı teknesi ile Türkiye'ye getirilecekti. Teknenin yaklaşık 4 saat sonra Sarıyer'de ki Kısırkaya kasabasında bir kıyıya yanaşacağı yazıyordu. Bu tekne para doluydu ve bu paraların ele geçirilmesi Kutay'a büyük bir darbe vuracaktı. Aras hızlıca kafasında planını kurdu ve kafasını Ali'ye doğru çevirdi.

Aras: Ali ilerden hemen otoyola bağlan.

Ali: Ne oldu?

Aras: Anlatacağım, sen dediğimi yap. Küçük bir aksiyon yaşamaya gidiyoruz.

Ali: Sen desene öyle.

Ali hızlıca ilerledi ve otoyola bağlandı. Daha sonra Aras Ali'ye yolu tarif ede ede hızlıca teslimat yerine doğru ilerlemeye başladılar.

1 saat sonra...

Artık teslimat noktasına yaklaşmışlardı. Teslimat noktasında Kutay'ın adamları olabilmesi nedeniyle arabayı yakınlara bir yere park edip silahlarını da yanlarına alıp arabadan indiler. Yavaşça ilerlediler ve bölgeyi kolaçan ettiler. Görünürde kimse yoktu, henüz iki taraftan da kimse yoktu. Tekne hala yolda geliyordu. Aras hızlıca etrafa baktı ve biraz ileride ufak bir tekne gördü, sağlam ve çalışabilir görünüyordu ayrıca başında bekleyen kimsede yoktu. Aras hemen Ali'yi de kolundan dürtüp tekneye doğru koşmaya başladı. Etrafı tekrar kolaçan ettikten sonra tekneye bindiler. Aras hemen motoru hızlıca çalıştırdı ve tekne yavaşça hızlanmaya başladı. Daha sonra Aras hemen dümene geçti ve tekneyi kontrol etmeye başladı. Gelecek teknenin nereden geleceğini bilmiyordu, tek çaresi şansına güvenmekti. Hemen bir tarafa doğru hızla ilerlemeye başladı. Biraz açıldıktan sonra ileride bir tekne ışığı gözüne çarptı. Hemen yanında bulunan dürbünü aldı ve ışığa doğru bakmaya başladı. Gördüğü şey bir tekneydi fakat yine de aradıkları tekne olup olmadığından emin değildi. Biraz daha baktıktan sonra güvertede silahlı birkaç adam gördü ve artık emindi. Dürbünü geri yerine koydu ve daha hızlı bir şekilde tekneye doğru yaklaşmaya başladı.