Kutay ve adamları okuldan çıktılar ve Aras'ı su dolu havuzda ölüme terk ettiler. Arabalara yerleştikten sonra konvoy şeklinde oradan uzaklaşmaya başladılar. Kutay'ın evine doğru ilerliyorlardı. Sabah olunca Ahsen'in cenaze töreni olacaktı. Kutay eve gidip sabaha kadar uyanık kalmayı düşünüyordu, çünkü onun için hayatının en zor dönemi sona ermişti. Artık gelecekte yapacakları ve yapması gereken işler için yeni bir düzen ve sistem kurması gerekiyordu. Aras onun bütün işlerini yerle bir ettiği için bu şekilde devam edemezdi.
Kutay yanında oturan adamına doğru kafasını çevirdi.
Kutay: Cenaze töreni için hazırlıklar ne durumda?
Koruma: Neredeyse bitti sayılır Kutay Bey.
Kutay: İsmini verdiğim kişilere haber gönderdiniz mi?
Koruma: Hepsine haber ulaştı.
Kutay: Güzel. Yarın en ufak bir sorun çıksın istemiyorum.
Koruma: Merak etmeyin Kutay Bey bir sorun çıkmasına izin vermeyeceğiz.
Yaklaşık birkaç saatin ardından yalıya vardılar. Kutay'ın bulunduğu araba bahçe kapısının önünde durdu. Kutay kapıyı açtı ve arabadan inip kapıyı kapattı. Kutay yavaş adımlarla ilerleyerek bahçe kapısına doğru yanaştı. Kapıda bekleyen koruma Kutay'a kapıyı açtı. Kutay içeriye girdi ve bahçenin denize bakan kısmına doğru ilerledi. denize doğru bakan bir banka oturdu ve biraz rahatladığını hissetti. Kızını kaybettiği için üzgündü ama bir yandan intikamını aldığı için de rahattı. Artık başında hiçbir dert yoktu. Yine de o da sevdiklerini kaybettiği için oldukça yıpranmıştı.
Kutay denine doğru daldı ve uzun uzun bunları aklından geçirdi. Daha sonra derin bir nefes alarak gözlerini kapadı ve başını yukarıya doğru kaldırdı. Birkaç saniye bu şekilde durarak dalgaların sesini dinledi ve yavaşça nefes verip rahatladı. Sonrasında yavaşça ayağa kalktı ve yalının arka kapısına doğru ilerledi. Kapıyı açıp içeriye girdi ve kapıyı geri kapattı. Yavaş adımlarla merdivenlerden üst kata çıktı. Kendi yatak odasına girdi. Oldukça yorgundu ve yarı baygındı. Üstünü bile değiştirmeden olduğu gibi yatağa uzandı ve gözlerini kapatıp uykuya daldı.
4 saat sonra...
Kutay yavaşça gözlerini açarak uyandı fakat hala tam olarak ayılmamıştı. Gözlerini açtığında gözleri etrafı biraz buğulu görüyordu. Etrafı görmeye başladıktan sonra derin bir nefes alarak esnedi ve esnedikten sonra öylece tavana odaklanıp izlemeye başladı. Biraz tavanı izledikten sonra kendine geldi ve kafasını etrafa çevirdi. Yavaşça ayağa kalktı ve elleri ile üstünü silkeleyip düzeltti. Odadan çıktı ve merdivenlerden aşağıya indi. Kapıdan çıktı ve bahçeye geçti. Koruması bahçede diğer korumalar ile konuşuyordu. Koruma Kutay'ı görünce hemen kendine çeki düzen verdi ve Kutay'ın yanına doğru geldi.
Koruma: Kutay Bey?
Kutay: Her şey hazır mı?
Koruma: Hazır.
Kutay: Arabayı getirin bahçe kapısının önüne, gidelim mezarlığa.
Koruma: Peki Kutay Bey.
Koruma hemen arabayı hazırlamak için gitti. Kutay ise bahçe kapısından çıktı ve kapının önünde iki eli de cebinde bir şekilde beklemeye başladı. Biraz bekledikten sonra yolun sağ tarafından araç yaklaşıyordu. Araba Kutay'ın önüne geldi ve durdu. Korumalardan biri Kutay'a kapı açmak için tam hareket edecekken Kutay kolunu kaldırdı ve eli ile durması belirtti. Kutay arabanın arka kapısını açtı ve arabaya binip kapıyı kapattı. Daha sonra yavaş yavaş hareket ederek mezarlığa gitmek yola koyuldular.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV
ActionYalnızca bir komiser hayatını hiçe sayarak bir göreve girebilir mi? Eğer o Aras ise girebilir. Bu kitapta komiser arasın her şeyi hiçe sayarak kabul ettiği bu görevde neler yaşadı, kimlerle tanıştı, ne gibi engeller çıktı, neleri yapmak zorunda kald...