Aras etrafı incelemeye devam ettiği sırda Aras'ın arkasında ki adamlardan biri elindeki silahın namlusuyla Aras'ı arkasından dürttü ve ilerlemesini istedi. Aras yavaş adımlarla uzun koridorda yürümeye başladı. O yürürken demir parmaklıkların ardından uzanan eller Aras'ı tutmaya çalışıyordu. Aras tedirgin bir şekilde yürüyordu. Yürürken burnuna çok kötü bir koku geliyordu, adeta burnunun direği kırılmıştı. Bu koku öyle bir şeydi ki insanın midesi kaldırmıyordu, Dünya'da bulunan bütün pis kokulu şeyler burada toplanmış gibiydi.
Koridorun sonuna geldiler ve sağa doğru uzanan bir koridor daha vardı. Aras koridorun sonunda sağ tafta bir oda gördü, odanın dışında iki silahlı gardiyan duruyordu. Aras'ın arkasından silahın namlusuyla arkasından dürttüler. Aras ileride gördüğü odaya doğru yürümeye başladı. Odanın önüne geldiklerinde Aras tam içeriye girecekken gardiyanlar elleriyle Aras'ın göğsünü ittirerek girmesini engellediler. Aras ne olduğunu anlayamadı ve arkasında ki adamlara baktı. Gardiyanlar ve adamlar konuşmaya başladılar fakat Arapça konuştukları için Aras ne dediklerini anlayamıyordu. Konuştuktan sonra gardiyanlardan biri kapıyı açtı ve içeri girdi. Aras kapı açılınca göz ucuyla içeriyi görmek istedi ama içerideki bir kişinin ayakkabısı dışında bir şey göremedi ve kapı hemen kapandı. Onlar dışarıda beklerken diğer gardiyan Aras'ın etrafında döne döne Aras'ı inceliyordu. Tam o sırada kapı açıldı ve gardiyan dışarı çıktı. Gardiyan adamlara Arapça bir şeyler söyledi ve bunun üzerine adamlar oradan uzaklaşmaya başladılar. Daha sonra gardiyanlardan biri Aras'ın arkasından sağ elinin parmak uçlarıyla Aras'ı sırtından iterek içeriye sokup kapıyı kapattılar. Aras içeri girdikten sonra içeride artık ne olduğunu görebiliyordu. Sağ tarafında baş gardiyan ve arkasında iki silahlı muhafız vardı. Sol tarafta ise Aras gibi beş tane mahkum vardı. Aras mahkumlara bakarken baş gardiyan Aras'a bağırdı ve eliyle yerine geçmesini işaret etti. Aras hemen yerine geçti ve ne olacağını beklemeye başladı. Baş gardiyan bir uçtan başladı ve sırayla tek tek mahkumları incelemeye başladı. Daha sonra geri çekildi ve bağırarak bir şeyler söyledi. Aras ne söylediğini anlamadığı için aval aval baktı. Aras yanındaki mahkumlara baktı, mahkumlar bir anda iç çamaşırlarına kadar soyunmaya başladılar. Aras ne yaptıklarını anlamadı ve bir anda baş gardiyan Aras'a bağırdı. Aras'ta mecburen soyunmaya başladı. Önce üstünde ki kazağı yavaşça çıkarttı ve yere attı. Daha sonra pantolonunun kemerini çıkardı, sonra da fermuarını açtı. Pantolonunu da çıkartıp yere attı ve sadece don atlet duruyordu. Odanın içi soğuk olduğu için üşüyordu ve titremeye başladı. Muhafızlar mahkumların kıyafetlerini aldılar ve onlara mahkumların giydikleri yırtık pırtık, kirli ve beyaz iğrenç kıyafetler verdiler. Hepsi tek tek kıyafetlerini giymeye başladılar. Kıyafetlerini giydikten sonra muhafızlardan biri odanın kapısını açtı ve tek sıra halinde odadan çıkartıldılar.
Odadan çıkıp yatacakları koğuşa doğru ilerlemeye başladılar. Koridorun solundan başka bir koridora girdiler. Koridorun ilerisinde kapısı açık bir koğuş vardı. O koğuşun önüne geldiklerinde Aras ile iki mahkumu oraya koydular ve kapıyı kapatıp kilitlediler. Onlar hariç koğuşa bir mahkum daha vardı. Aras içeri girdikten sonra dikkatini bir şey çekti. Hapishaneye geldiğinde ilk girdiği koridor adeta cehennem yeriydi, koğuşlar kalabalık, yatacak yer falan yoktu fakat buradaki koğuşlar kalabalık değildi ve burada neredeyse hiçbir kaos ortamı yoktu, bu durum Aras'ı biraz düşündürdü. Aras kendine bir yatak aldı ve yatağa uzanıp biraz rahatlamak istedi, oldukça yorgundu. Biraz gözlerini kapatıp uyumak istedi, tam uykuya dalacakken kısık bir şarkı sesi duydu.
' Değmen benim gamlı yaslı gölüme '
Aras bu sözleri ve bu ritmi biliyordu, biri Türkçe türkü söylüyordu. Aras hemen gözlerini açtı ve dikeldi. Kafasını türkü sesinin geldiği taraf doğru çevirdi. Sağ tarafında ki mahkum Türkü söylüyordu. Aras şaşkınlık içindeydi, bir türkün Afganistan'da bu yerde ne işi vardı. Aras şaşkınlığını bir köşeye attı ve konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖREV
AcciónYalnızca bir komiser hayatını hiçe sayarak bir göreve girebilir mi? Eğer o Aras ise girebilir. Bu kitapta komiser arasın her şeyi hiçe sayarak kabul ettiği bu görevde neler yaşadı, kimlerle tanıştı, ne gibi engeller çıktı, neleri yapmak zorunda kald...