Eski kulübe.

170 44 52
                                    


Tren bölümünün devamıdır.

Sonunda kulübeye varmıştım. Hemen içeri girip ışıkları yaktım ve bu eski döküntü yere göz gezdirdim. Uzun süredir içinde yaşanmadığı belliydi. Çantamı kenara bırakıp etrafta gezdim ve üst kata çıktım. Bütün evi incelemem bitince çantamdan kıyafetlerimi alıp üstümü değiştirdim ve üst kattan aldığım havlu ile saçlarımı sardım. Acıkmıştım ama mutfakta-normal olarak-hiçbir şey yoktu. Çantamdaki küçük çikolata barını çıkarıp bir süre beni idare etmesini umarak yedim. Saat oldukça geç olmuştu ve uykusuzluk göz kapaklarıma karşı konulmaz bir baskı uyguluyordu. Aniden çakan şimşek ile yerimden sıçradım. Aynı anda kesilen elektrikler korkumun iki katına çıkmasına sebep olmuştu. Sakin kalmaya çalışıp karanlıkta el yordamıyla yukarı çıktım ve yatak odasından bir battaniye alıp tekrar aşağı indim. Salon üst katlara göre çok daha aydınlıktı bu yüzden burada yatacaktım. Camın kenarındaki koltuğa uzandım ve battaniyeyi üstüme örttüm. Uzun bir gün olmuştu ve oldukça yorgundum. Cama vuran sert yağmur damlalarını izledim bir süre. Dışarıdaki ağaçlar şiddetli rüzgarla sallanıyordu. Ormanın fısıldadığı rahatlatıcı melodi ürpertici jenerik müziğine döndüğünde çoktan uykuya dalmıştım.

Şuraya birkaç etiket alsam? Okunma sayısı çok düşük rastgele birilerini etiketleyin işte

Kısa HikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin