"Kayboldum ve bu beni öldürüyor."
"Asla fark edemedim... Özür dilerim Daisy. Fark etmem gerekirdi. Yanında olmam gerekirdi. Ne zaman bu kadar yabancı oldun bana? Ne zaman bu kadar uzaklaştın? Ne zaman kaybettik?"
Tabutun aralanmış kapağının içinden buz kesmiş cesedin beyaz ve mor arasındaki eline uzandı yavaşça eli.
"Ne zaman bu kadar soğudun Daisy... Zihnim uyuşuyor ve düşüncelerim birbiri ile savaş veriyor. Sadece bir gece daha tabutuna başımı yaslayarak bu rahatsız histen kurtulup huzura ulaşmayı dileyeceğim. İstersen seninle bu karanlık odada sonsuza dek tek başımıza kalabiliriz. Artık zaman bizim. Artık insana özgü kavramlara ihtiyacımız yok. Sen ve ben beraber sonsuzluğu yaşayabiliriz."
Hafif çatılmış kaşlarının altındaki ela gözleri kısa bir süre rahatsız edici ama mutluluk vadeden bir düşünceyle uzağa daldı ve yavaşça güçsüz düşmüş bacaklarını zorlayarak ayağa kalktı.
"Sadece... Arada ufak bir engel var."
Tabutun kapağını tamamen kaldırıp içine özenle yerleştirilmiş gibi duran cesedin kapalı gözlerine baktı.
"Gereksiz bir beden. İki ruhun buluşmasını engelleyen aradaki çizgi."
Omuzları saatler önce üstünde erimiş kar yüzünden nemli olan paltosunun derin cebinden ufak bir şey çıkardı Rose. Hala tabutun içindeki sevdiği kişiden geriye kalan soğuk kas ve kemik yığınını izlerken parmaklarının arasında çeviriyordu. Parmaklarının hareketi kesildiğinde yavaşça cesedin üstüne eğildi, Daisy'nin kiraz kırmızısı dudakları her zamandan daha çok ölümü çağırıyordu bugün. Rose'un soğuktan çatlamış ve hafif morarmış dudakları yavaşça Daisy'ninkiler ile buluştu, incitmek istemezcesine narin davranıyordu sanki. Birkaç saniye sonra geri çekilip bakışlarını avcunun içinde ufak bir kesik açmış jilete çevirdi. Derin bir nefes alıp bu hayatında son kez inceledi sevgilisinin ardında bıraktığı boş bedeni.
"Papatya ve gül ayrılamaz demiştik."
Jileti titreyen parmaklarının arasında sıkıca tutup bileğine baktı.
"Sonsuza dek. Sonsuzluk bile ayıramayacak bu sefer."
Ve her şey görülebilecek en karanlık siyaha keser. İkisi de sadece bir kilise sırasında gözlerini açmak isterdi.
Ama sonsuzluk bedenleri ayırırken ruhları kavuşturur bazen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısa Hikayeler
Short StoryKendi yazdığım kısa kurgu hikayeler. Gerisini kendiniz hayal etmeniz gerekebilir. Kelimelerde kendinizi bulacağınız, satırların arasında dalıp gideceğiniz bir okumaya hazır olun. Tarzım biraz farklı etkilenecek olanların okumaması rica olunur. Kısa...