16) Sarmaşık İzleri ⚖️

599 52 37
                                    

Keyifli okumalar diliyor ve diğer kurgum olan Zemheriyi yazmaya kaçıyorum ♡‿♡

••••••••••

Bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur.

Zülfü Livaneli - Son Ada

Elif Görkem, günün sözünü yazıp mantar panosuna asarken sözün ne kadar çok anlam barındırdığını düşündü. Onlarca suçlu görmüştü. Bu onları aklamasa da altında onlarca sebep vardı. Aile, toplum, arkadaş çevresi, korkuları ve egoları tetikleyen insanlar...

Kalçasını, masasına yaslamış, ellerini de göğsü üzerinde kavuşturmuşken gözleri astığı, küçük not kağıdındaydı. Zihni ise anlamlarını düşünmekle ve kendini de sorgulamakla meşguldü.

Adalet, adalet derken birini suça teşvik etmiş ya da gelecekte suç işlemesine zemin hazırlamış mıyımdır ? Demekten de alıkoyamamıştı kendini.

Dakikalarca düşündü, düşündü, düşündü... İşin içinden çıkamayacağını fark ettiği anda buna bir son verdi. Düşünceler insanı değil, insan düşüncelerini yönetmeliydi.

Masasından uzaklaşacağı esnada telefonunun sesini duyunca mesaisinin başladığını anladı. Telefona uzanıp açması saniyelerini alırken, arayanın Zeki Amir olduğunu görmüştü.

"Odama gel, kızım."

"Peki Amirim."

Zeki Amir, odasına çağırdığına göre önemli bir şey olmalıydı. Sesi düz ama sorun olmadığını belli eder bir tonda olduğundan endişe duymadı.

Odasından çıkıp Zeki Amirin odasına gitmesi çok kısa bir süresini almışken, kapıyı çaldı ve gir komutunun ardından kapıyı açtı. Kapıyı açar açmaz konuşacaktı ki gördüğü kişiyle adımları gibi konuşması da duraksadı. Yüzünde ilk beliren duygu şaşkınlık olurken yılların hasreti de köşesinden ayrılıp yüzünde yer edinmişti. Eğer duygularını rahat yansıtabilen birisi olsaydı hiç şüphesiz şu an ağlardı. Ama Elif Görkem, bu huyunu çocukluğunda ağladı diye azarlanırken, aşağılanırken bırakmıştı. Artık onun kolayca yansıtabileceği tek duygu öfkeydi.

"Ne bakıyorsun gözüne far tutulmuş tavşan gibi, hayırsız ? Gel de biraz hasret giderelim."

Bir insanın gülümsemesi, esprileri bile bir başkasını hatırlatıp acı verebiliyormuş meğer. Elif Görkem, bunu yıllar önce fark ettiği için istese aşabileceği mesafeleri aşmamayı tercih etmişti. O etmişti etmesine de hayatta her şey onun kontrolünde olmuyordu. Yine olmamış, hiç beklemediği anda, hiç beklemediği birini görmüştü. Sanki geceleri yalnız kaldığında yeterince acı çekmiyormuş gibi gün içinde de onu hatırlatan bir şeyler ansızın çıkıyordu ya karşısına, acıdan nefesi kesiliyordu. Şimdi de olduğu gibi...

Birkaç saniyenin ardından derin bir nefes aldı. Odaya sessizce girdi ve kapıyı kapattı. Aslında amacı oyalanmaktı ama kaçışı yoktu bunu da biliyordu.

"Amirim" dedi, bir baş selamıyla saygısını eksik etmeden. Ardından ona gösterilen yere, bir zamanlar sırt sırta çatıştığı ekip arkadaşı Turgay'ın karşısındaki boş koltuğa oturdu.

Turgay, Mehmet Rauf'un ekibinde Komiserdi. Sadece bu kadarı da değildi, Mehmet Rauf'un manevi kardeşi gibiydi. Mehmet Rauf'un vefatından sonra Elif Görkem kadar o da toparlanamamış, tayinini isteyip gitmişti bu şehirden. Her yıl Zeki Amiri ziyaret etmek için uğrardı ama bu her zaman planlı olurdu. Zeki Amire gelmişken, Elif Görkemi de ziyaret ederdi. Ama bu ziyaretler hep Mehmet Rauf'un kabri başında olurdu.

"Tamam şaşırdın falan ama ayıp oluyor artık Pikachu" dedi, Turgay. Elif Görkem fazla sinirli olduğundan bu lakabı takmıştı ona. Önce sinirlendirir, sonra kafasının üzerinden şimşeklerin çaktığını söyleyerek, kızaran yüzüyle de dalga geçerdi. "Özlemedin mi hiç eski dostunu ?"

SARMAŞIK İZLERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin