18) Sarmaşık İzleri ⚖️

484 47 79
                                    

Merhaba. Bugün benim doğum günüm ve sizlerden küçük bir hediye isteyeceğim.

• Sokak hayvanları için bir kap su ya da yemek koymanız.
• Bir fidan dikmeniz veya tohum ekmeniz.
• Bir çocuğu mutlu etmeniz.
• İhtiyaç sahibi birine yardım etmeniz.

Siz, hangisi size uygunsa onu seçebilir ve bu doğum günümde de bana unutulmaz bir hediye verebilirsiniz. Şimdiden beni kırmayıp bu hediyeyi çok görmeyen herkese teşekkür ederim ❤️ (Not: Ne zaman görürseniz, o zaman da verebilirsiniz...)

Keyifli okumalar diliyor ve yeni bölümü düzenlemeye kaçıyorum ♡‿♡

••••••••••

Bir.

İki.

Üç.

Dört.

Beş...

Saatlerini hesap etmediği kamera kayıtlarının sayısı da beşi aşınca saymayı da bırakmıştı Elif Görkem. Hızlandırılmış halde izlediği kayıtlar oldukça uzayınca Turgay'ı evine göndermiş, kendisi de Turgay'ın emniyetteki odasında, misafir koltuklarında ayaklarını sehpaya uzatarak kucağındaki bilgisayarından kayıtları izlemeye devam etmişti. Başörtüsünü de evde yaptığı gibi arkadan bağlamış, bonesini de çıkartarak oldukça rahat bir hâle bürünmüştü.

Saati gece yarısını çoktan geçtiğini gösterirken kamera kayıtlarını izlemekten gözlerini her kırpışında artık bir şey batıyormuş hissi vermeye başlamıştı. Ama yine de ufak da olsa bir detayı kaçırıyorumdur, düşüncesiyle bir kaydı birkaç defa üst üste izlemekten ezberlemişti ama adam ya da adamlar o kadar dikkatliydi ki hiçbir açık yoktu. Bu kadar kusursuz bir iş çıkarmış olamazdı, bir yerde gözlerinden kaçan bir şey olmalıydı.

Saatler ilerledikçe ve genç kadın hiçbir şey bulamadıkça sinirleniyordu. Beynine hızla hükmeden sinirle tekrar tekrar izlediği kamera kaydını kapatarak bilgisayarı da yanındaki masaya koydu. Derin bir nefes verip koltukta biraz daha kayarak başını arkaya yasladı ve sızlayan gözlerini kapatarak ovaladı.

Nasıl alenen fotoğrafı olan birini hiçbir yerde bulamıyorlardı ? Nasıl bunca şeyi biliyor ve kusursuza yakın bir plan kurabiliyordu ya da kurabiliyorlardı ?

Elif Görkem, kafasının içindeki sorulara cevap bulamadıkça başındaki ağrı daha da artıyordu. Bu esnada odanın kapısı çalınınca hızla oturuşunu ve başörtüsünü düzeltti. Ardından "Gir" komutunu verdi.

Genç bir meslektaşı elinde bir kupayla girdi içeri. "Başkomiserim, Turgay Başkomiserim gönderdi beni. Size kahve getirdim" dedi elindeki kupayı uzatırken.

Bu saatte devriye gezen ve nöbette olan polisler hariç herkes evine gitmişti. Haliyle çay, kahve servisi yapan görevliler de.

"Zahmet etmeseydin keşke, alırdım ben" dedi mahcubiyetle.

Bu insanların ne kadar yorgun olduğunu gözlerinden görürken, işlerinin ona servis yapmak olmadığının da gayet bilincindeydi.

"Müsaittim Başkomiserim, zahmette olmadı" dediğinde Elif Görkem de teşekkür ederek kahvesini aldı.

Genç polis odadan çıktığında Elif Görkem, kahvesinin kokusunu derince soluduktan sonra büyük bir yudum aldı ve keyifle mırıldanarak arkasına yaslandı. Bir kupa kahve onu gevşetmiş, ağrıyan başına bile yavaş yavaş iyi gelmişti...

Elif Görkem, kahvenin verdiği mutlulukla kendinden geçerken masanın kenarında duran telefonu titredi. Turgay'dan mesaj gelmişti.

Gönderen: Kevgir

SARMAŞIK İZLERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin