Keyifli okumalar dilerim ♡
••••••••••
Genç kadın, meslek hayatı boyunca görebileceği her şeyi görmüş olsa da hâlâ anlamıyordu; sırt sırta çatıştığı ekip arkadaşlarını nasıl gözlerini bile kırpmadan sırtından vurduklarını. Hainlikten bile aşağılıktı bu.
Serhat, sonunda operasyon günü olanları itiraf etmişti. Serhat'ı muhbirleri olarak kullandıkları ve yapacakları sevkiyattan bahsetmedikleri için Serhat, o gün onları görene kadar operasyonun asıl sebebini anlamamıştı. Anladığındaysa hemen haber vermiş, her şeyi hızla planlayıp Büyük Patronun kaçmasını sağlamışlardı.
O gün Serhat'a bir emir verilmişti. O da midelerinde uyuşturucu madde taşıyan çocukları yok etmesi ve Banu'nun icabına bakmasıydı. Çünkü çocukların olduğu aracı kaçırdıkları taktirde peşlerine düşüleceğini ve bu olayın yalnızca insan ticaretinden ibaret olmadığının ortaya çıkacağını iyi bildiklerinden kanıtları yok etmeleri gerekiyordu. Serhat da emirlerini neredeyse kusursuz bir şekilde yerine getirmişti. Önce arabaya bomba yerleştirebilmek için Banu'yu kandırarak arabadan indirmişti. Daha sonra en yakındaki bir ıssız sokağa saptıklarında da onu sırtından vurması gerekirken, bir anlık duraksaması Banu'nun onun hain olduğunu anlamasına sebep olmuştu. Ferit ise arabaya yerleştirilecek bombayı getirdiğinde Serhat'ın Banu'yu vuramayacağını anlayarak onu bombayı yerleştirmesi için gönderip Banu'nun icabına bakmıştı. Direkt oradan kaçmak yerine de bilerek binanın arka tarafına tekrar gelmişti. Bu sayede Elif Görkem, bunu onun yaptığına emin olacak ve içlerinde bir köstebeğin olduğundan şüphe etmeyecekti. Banu'nun şehit olmadan önce söylemeye çalıştığı da buydu. Serhat'ın bir hain olduğu...
Tekrar tekrar izlediği sorgu kayıtlarından birinin daha sonuna gelirken öfkeyle kapattı bilgisayarı, Elif Görkem. Büyük Patrona dair sorular sorulduğunda papağan misali onlara ne öğretildiyse onu söyleyip duruyorlardı. Sinirinden kızaran yüzüne soğuk ellerini bastırırken derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştı. Bu işe yaramamış olacak ki jest ve mimiklerine yansıyan siniriyle, "Her şey elimizde, adamlar bir adım kadar yakınımızda ama biz hâlâ bunlarla uğraşıyoruz. Resmen adamlara kaçmaları için vakit tanıyoruz !" dedi. Bütün bir gün gözden kaçan bir şeyler olması ihtimaline karşı Serhat ve Savcı Leyla'nın sorgularını tekrar tekrar izlemiş ve belleğin şifresini çözmeye çalışmıştı. Bütün günün sonunda hiç yol katetememiş olmak artık sabrını zorluyordu. Yine de son bir umut Dilek'in gözden kaçırdığı bir şeyler olma ihtimaline karşı, "Bulduğunuz telefonlardaki numaralardan bir şey çıktı mı ?" diye sordu.
Yapılan aramalar sonucunda Savcı Leyla'nın odasındaki dolapta ve Serhat'ın çantasında ikinci bir telefon bulunmuştu. Dilek'in bu ikinci telefonlardan nasıl haberdar olduğunu bilmeseler de hazırladığı dosyalardaki arama kayıtları bu telefonlara aitti. Baş Savcı, Savcı Leyla'nın yakalama ve gözaltına alma tutanağında, sunduğu dosyadaki diğer delilleri sebep gösterdiği için bu konuda bir sorun yaşamamışlardı. Turgay da dosya sürecinde direkt göze batmaması için telefonların Bilişim tarafından detaylıca incelenmesini istemişti.
Savcı Leyla, ifade süreci boyunca olabildiğince ketum davranmıştı. Serhat ise verdiği ifade de farklı numaralardan arayan iki kişi olduğunu söylemişti. Birisi direkt emir aldığı Patron lakabındaki Ferit'ti. Diğeriyse Ferit'in de emir aldığı, nadiren arayan, yüzünü ve ismini gizleyen, Tilki lakabında bir adamdı. Büyük Patron ise bu isimlerin arkasına saklanıyordu...
"Maalesef. Adamlar her şeyi planlamış. İzini sürebildiklerimizden de bir şey çıkmaz."
Elif Görkem, öfkesini daha fazla kontrol edemeyip orta sehpaya sert bir tekme attıktan sonra kanepenin sırtına başını yaslarken, yanında duran yastığı da ağzına bastırarak çığlık attı. Öfkeden deliye dönerken bile zar zor uyuttuğu küçük kızı düşünmek zorundaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK İZLERİ (TAMAMLANDI)
Боевик"Nasıl başarıyorsunuz ?" Dedi genç adam hayranlık barındıran gözlerle. Genç kadın kaşlarını hafifçe çatarak sordu. "Neyi ?" "Bu kadar duygusuz olmayı." Bu başta onu duraksatmış ardından küçük bir gülümseme katmıştı yüzüne. "Sizin gibi yeni mezun, g...
