Keyifli okumalar dilerim ♡‿♡
••••••••••
Kutunun kapağı, Elif Görkem'in elleri arasından kayıp yeri boylayalı dakikalar olmuştu. Üzerindeki ilk şaşkınlığı atar atmazsa içini yoğun bir öfke kapladı. Ne demek oluyordu bu ? Kutunun içindeki notu aldı ve şık bir el yazısıyla yazılanları okudu.
Bugün yaptıklarınızdan sonra en azından size küçük bir hediye göndermemde sorun olmaz diye düşündüm.
Alaz Akabey...
Elindeki kartı, sıkı yumruğunun içinde buruştururken yüz kasları seğiriyordu.
"Görkem, korkutuyorsun beni ne oluyor ?" Dilek'in telaşlı sesi, Elif Görkem'in anlık ilgisinin ona kaymasına sebep oldu.
"Benim için korkacağın bir şey yok. Ama karşı taraf için aynısını söyleyemem !" Dedi sıktığı dişleri arasından. Elbette bu yaptığı karşısında öylece sevinecek hâli yoktu.
"Bir günlük bebeğimi alıp yanına gelmeden, doğru düzgün anlat şunu !" Dilek de endişeden zıvanadan çıkmıştı.
Elif Görkem'in, Dilek'in bunu yapacak olmasından zerre şüphesi yoktu. Ama öncelikle geri verilmesi geren bir hediye ve haddini bilmeyen birine, haddini bildirmesi gerekti.
"Dilek merak etme, korkulacak bir şey yok. Şimdi halletmem gereken bir durum var, kapatmam gerek, seni sonra arayacağım" dedi ve Dilek'in bir şey söylemesine izin vermeden telefonu kapattı.
Elindeki buruşturduğu notu, hızla yere fırlattı. Bu nasıl bir cesaret, bu nasıl bir hadsizlikti ? Kim ondan hediye istemişti ki ? Artık öğrenmişti, onun anlama yollarında bir problem vardı. Ama ona anlayacağı dilden anlayacaktı, Elif Görkem.
Büyük kutunun içi kırmızı güllerle doluydu, tam ortada da siyah, küçük bir kutu daha vardı. Elif Görkem, onu alıp kapağını açtığındaysa içindeki saati gördü. Bugün karakolda öğrendiği kadarıyla ünlü bir saat markasının sahipleriydi Akabey ailesi. Elindeki saatte en az bir yıllık maaşı kadar uçuk bir fiyata sahipti.
Aslında bugün ki kavganın sebebi de, karşı taraftan alınacak parçaların sürekli eksik veya kalitesiz gelmesi sebebiyle büyük bir alış verişin son dakikada bozulmasıydı. Çok yüksek meblağlarda yaptıkları bu alışverişe bel bağlayıp tüm parasını bu iş için kullanan karşı taraf, ödeme vaktinde durum feshedilince çileden çıkmıştı.
"Allah'ım, sen kullarına akıl fikir, bana da bunlara dayanmak için sabır ver. Amin."
Elif Görkem, duasını edip iki yana açtığı elleriyle yüzünü sıvazladı ve kutunun içine baktı. Kutunun ve çiçeklerin altında bir de çikolatalar vardı. Bunu ancak saatin kutusunu kaldırınca fark etmişti. Hemen gidecek ve bu saçma sapan hediyeyi iade edecekti. Hızla telefonunu, ev ve araba anahtarını cebine attı. Saati de kutunun içine geri koyup kutuyu aldı ve evden çıktı.
Öfke içinde arabasına doğru yürürken köşede ağlayan küçük bir çocuk gördü. Buna kayıtsız kalamayarak hızla yanına gitti ve kutuyu yere koyup dizleri üzerine çöktü. Küçük kızı korkutmamaya çalışarak saçlarını okşadı.
"Güzellik, sen neden ağlıyorsun böyle ?"
Küçük kız dizlerini kendine çekmiş, zayıf kollarını da dizlerine sarmıştı. Alnını da dizlerine yaslamış, dağınık siyah saçları etrafına yayılmıştı. Burnunu çekerek yavaşça başını kaldırdı. Ağlamaktan kızaran gözlerini, Elif Görkem'in gözlerine değdirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SARMAŞIK İZLERİ (TAMAMLANDI)
Боевик"Nasıl başarıyorsunuz ?" Dedi genç adam hayranlık barındıran gözlerle. Genç kadın kaşlarını hafifçe çatarak sordu. "Neyi ?" "Bu kadar duygusuz olmayı." Bu başta onu duraksatmış ardından küçük bir gülümseme katmıştı yüzüne. "Sizin gibi yeni mezun, g...