24) Sarmaşık İzleri ⚖️

328 36 36
                                    

Keyifli okumalar dilerim ♡

••••••••••

Bazı kelimeler bıçaktan daha keskin, bazı bakışlar ise bir mermiden daha delici olabiliyordu.

Baktığı aynadaki yansıma on iki yaşına aitti. Dalgalı ve aşırı kabarık, kızıl kahve tonlarında saçları olan, zayıf ve çelimsiz küçük kız, ağlıyordu. Annesi yine kızmıştı. Bu defa gerçekten masumdu oysa.

"Şu tipine bak, hapishane kaçkınına benziyorsun... Bıktım her sabah seninle uğraşmaktan... Götürür bir kuaföre, erkek saçı gibi yaptırırım görürsün... Ağlama, sus artık... Ablanın saçları elimde kalırdı da hiç sesli ağlamazdı, sen de bir dakika susmuyorsun... Senin yüzünden canımdan bezdim..."

Yer yer kıvırcıklaşan dalgalı saçları oldukça fazla ve kabarıktı. Bu yüzden tararken, sinirlenip vurarak üzerinde kırdığı taraktan daha çok canı acıyor, küçük kız da saçlarını taratmamak için her şeyi yapıyordu. Tabii annesi de ona asla acımıyor, kılıçtan daha keskin sözlerini hiç çekinmeden söylerken, öyle bir bakıyordu ki küçük kız kalbini tutarak ağlamak istiyordu.

Tiksinen, bezmiş, nefret dolu bakışlar...

Bir canlıyı onca ay içinde büyütüp, her şeyini hissedip, ona kanından ve canından verdiği için mi en kolay evladını gözden çıkarıyordu bazı anneler ? Zira Elif Görkem'in annesi ilk ona acımazdı. Bir olay mı vardı ? Kesin Görkem haksızdır, diye daha söylemeden döver, kızardı. Sonra da haklıymış gibi ben malımı bilmez miyim, diyerek savunurdu kendini.

Evlerine gelen hiç tanımadıkları bir misafire bile saygıda kusur edilmezdi. İnançlarına ve kültürlerine tersti. Fakat çocuklar bunların içinde sözde var olsa bile uygulamada dahil edilmedi. Çünkü bazı ebeveynlerin gözünde çocukları her şeyi yapabilecekleri birer maldı. Konuşma hakkı olmayan, doğrusu belli bir yaşa gelene kadar hakları bile olmayan mallar...

Bir an sonra aynadaki o küçük kız hırsla gözyaşlarını sildi. Oturduğu yerden kalkıp dolabındaki makası aldı. Severdi aslında saçlarını ama annesi sevmiyorsa artık o da sevmiyordu. Bir tutam saçını alarak hiç düşünmeden kesti. Nasıl görüneceği umurunda bile değildi.

Bir, iki, üç derken eline geçen bütün tutamları hırsla kesti. Ta ki annesi okula geç kaldığı için kızarak odasına girene kadar...

Küçük kız gözünü bile kırpmadan annesine bakıyordu. Tek amacı orada iyi bir şeyler görmekti, gerisi umurunda bile değildi. Ama beklediği gibi olmamıştı. Sen ne yaptın, diye başlayan bir bağırma, evi batırmışsın, okula geç kaldın, saçlarını neye çevirmişsin, diye ilerleyen azar silsilesine dönmüştü. Küçük kız, senin için yaptım anne, demek istedi ama yüzüne inen ilk tokat onu anlık olarak sustururken devamını getirmesine de kafasına ve sırtına aldığı art arda darbeler engel olmuştu.

Saç yumağının içinden çıkarılıp üzeri değiştirilirken hâlâ ağlıyordu küçük kız. Çünkü iyi bir şeyler görmeyi beklediği gözler aksine yoğun bir öfkeyle kaplanmışken, yüzü ve çıplak kolları da aldığı sert darbelerden ötürü yanıyordu. Bir de ağladığı için dayak yedikten sonra babasının önüne bir çöp gibi atılmış, götür şunu okula, gözüm görmesin, denilmişti.

Bir çocuğun kalbi onarımı en kolay görünen kalp olsa da kırılımı da bir o kadar kolaydı. Kırılan bir parça doğru onarılmadığı taktirde dokunan herkesi yaralardı. Elif Görkem'in kalbini onarmaya çalışmayı bırak denememişlerdi bile. Bu yüzdendir ki Elif Görkem, uzun yıllar saçını uzatamamıştı. Uzatmaya karar verdiğinde yirmilerinin ortasında, kendinden başkasının ona iyi gelemeyeceğini anladığı ve ilk olarak içindeki çocuğu iyileştirmeye karar verdiği yaşlardaydı.

SARMAŞIK İZLERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin