22) Sarmaşık İzleri ⚖️

331 37 13
                                    

Keyifli okumalar dilerim ♡

••••••••••

Bir anda etraf mahşer yerine dönmüştü. İnsanlar ona çarparak koşuyor, kimisi feryat figan bağırıyor, kimi çocuklar korku içinde ağlıyordu. Elif Görkem ise gözlerini kırpmadan aracı izlerken ağzını açıp kapıyor ama küçücük bir ses bile çıkaramıyordu. Dilindeki tutukluğa kalbi isyan edercesine avaz avaz bağırır gibi göğsünü dövüyordu.

Hayat, bir terazi misali yükü az buldukça biraz daha yük bindiriyordu genç kadının omuzlarına. Lakin beyni bu olanları kabullenemiyor, gözünün önünde yanan aracına rağmen yeğenlerini arıyordu gözleri etrafta. Nefesleri kesilirken, görüş alanında binlerce karınca geziyormuş gibi görme kaybı yaşıyordu. Nefes alışları bir bir eksilirken uzaklardan bir ses duydu.

"Teyze !"

Küçük yeğenlerinin sesi kulağında çınlarken, ileri doğru hızlı bir adım attı. Yanan arabanın içindeki yeğenlerini kurtarmaya odaklıydı beyni ama bedeninin önüne koyulan küçük engeller onu durdurdu.

"Teyze !"

Bacaklarına sarılan kollarla başını aşağı eğdiğinde Berrak ve Yalın'ı görerek duraksadı. Üzerindeki şaşkınlığı atamadan başını kaldırdı ve ilerde ona bakan Alaz'ı görünce zihni daha büyük bir karmaşanın içine sürüklendi. Birkaç saniyede üzerindeki şaşkınlığı hızla silkeleyerek adeta titreyen iki çocuğu kendinden biraz uzaklaştırarak boylarını eşitlemek için dizleri üzerine çöktü ve iki çocuğa sıkıca sarıldı. Hızla öperek ve sıkıca sarılarak ritmi şaşan kalbini de sakinleştirmeye çalışıyordu. Ardından tekrar kendinden uzaklaştırarak ilk Berrak'ın üstüne sonra Yalın'ın üstüne bakarak bir yara alıp almadıklarına baktı. Yüzlerini şefkatle okşayarak bulamadığı yaraları sözlü olarak da teyit etti.

"İyi misiniz ? Yaralandınız mı ?"

İki çocuk da başlarını hayır manasında sallasalar da Elif Görkem onların konuşmasını da bekledi.

"İyiyiz Teyzecim. Ama o gürültüyü duyunca çok korktuk" dedi Berrak, pembe dudaklarını büzerek.

"Merak etme Teyze, ben Berrak'ı korudum" diyen Yalın'ın ise ten rengi olduğundan daha açık bir hale bürünmüştü. Korumacı tavrını göstermek istese de nihayetinde o da bir çocuktu ve oldukça korktuğu belliydi.

"Siz... Arabadan nasıl çıktınız ?"

İyi olduklarını görmüş ve teyit etmişti. Sadece fazla korkmuşlardı.

"Çocuklar fazlasıyla korktu, Elif Görkem. Ben sana neyi merak ediyorsan anlatırım ama istersen sonra merak ettiklerini sor çocuklara" dedi Alaz.

Haklıydı. Ortalık mahşer yeriyken o durmuş sorgu peşinde koşuyordu.

"Sana güvenebilir miyim ?"

Mimiklerinde aksini belli eden en ufak bir şey görse bundan vaz geçecekti ama buna şu an mecburdu.

Alaz, "Elbette" dediğinde iki yeğenini de öperek ayağa kalktı.

"Onları ilerdeki bir kafeye götürür müsün ? Benim burayı halletmem gerekiyor. Hâlâ tehlikede olabilirler" dedi bir yandan da etrafa dikkatle bakarak.

Çocuklar yeterince korkmuşken daha fazla yakınında tutması doğru olmazdı. Alaz'a güvenmenin de ne kadar doğru olacağı muallaktı lakin o an başka çaresi yoktu.

"Teyzecim, siz şimdi Alaz Beyle ilerdeki bir kafeye gideceksiniz, ben de buradaki işim biter bitmez yanınıza geleceğim ve planladığımız gibi eve gidip pizza yapacağız. Korkulacak bir şey yok ama eğer bir sorun olursa hemen beni arayın" dedi ve iki çocuğun onayından sonra onları Alaz'a emanet etti. Tabii ona da oldukça sert uyarısını yapmaktan geri durmadı. "Eğer onlara bir şey olursa..." Diye başlayacakken Alaz sözünü kesti.

SARMAŞIK İZLERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin