SARMAŞIK İZLERİ (TAMAMLANDI)

26) Sarmaşık İzleri ⚖️

Keyifli okumalar dilerim ♡

••••••••••

Doğrular ve yanlışlar...

İkisi de hayatın ilerleyişini sağlayan önemli parçalar. Ya araflar ? İşte o araflar, hayatın içinde de derin boşluklar aslında. Yanlış ve doğru arasında bocalarken dikkatsizce atılan bir adım, o boşluklarda bir kayıp verdirir insana.

Peki söylendiği gibi doğru tek midir ?

Hayır. Doğrular da yanlışlar kadar değişkendir. Elif Görkem'in gizlediği gerçekler aslında doğru bildiği şeyler içindi ama diğerleri için yanlışın ta kendisiydi. İşte tam o araftaydı, düşünürken atacağı dikkatsiz bir adım kayıplarla sonlanacaktı. Kaybı kendinden olsa yine o adımı atardı ama defalarca söylediği gibi bu bir ekip işiydi. Lakin ilerleyiş için kararı tek başına vermek zorundaydı. Piyonlarını yerleştirmeye başlarken ruhu bedeninde ızdırap çekiyorcasına huzursuzdu. Çünkü olası ilk kayıpları piyonlarından olacaktı ve bunun vicdani rahatsızlığı şimdiden içine tünemiş, adımlarını sağlam basmasına engel oluyordu. Ruhundaki amansız bir hastalık gibi bir şeyler kemirip duruyordu içini.

Elif Görkem, muhbirinden bir haber almış ve bunu Zeki Amire farklı bir dille izah etmişti. Kırmızı listede bulunan bir uyuşturucu çeşidi piyasaya sürülmek için yurt dışından getirilmişti. Ama düşmanları sandıklarından daha profesyoneldi. Yurt dışından getirilen kimliksiz kadınlar ve çocukların ticaretleri yapılıyor gibi gösterilerek midelerinde özel poşetler içinde ülkeye ilk girişi yapılmıştı uyuşturucuların. Polis baskını olduğu taktirde ilk başta hiçbir şey anlaşılmayacaktı. İşler planladıkları gibi gitmediği taktirde de özel poşetleri çözecek bir ilaç da verilmişti hepsine. Bu sayede ya yüksek doz yüzünden ya da mideleri delinerek ifadeleri alınamadan ve incelemeler yapılamadan acı içinde can vereceklerdi. Cesetler otopsiye gidene kadar da her şeyin üstünün kapatılacağını biliyordu. Bu yüzden suçüstü yapmaları, ses ve görüntü kayıtları almaları, onlar müdahale edemeden göçmenleri konuşturmaları gerekiyordu.

Bu dosyanın peşini bırakmadığı gibi bu sırada düşünmeden art arda hatalar yapmış ve kimisinin kuyruğuna bastığı için de dosyayla ilgili her şeyi soruşturması yasaklanmıştı. Bu yüzden de ekip arkadaşlarına sadece yurt dışından kaçırılıp pazarlanmaya çalışılan göçmenlerden bahsetmişti. Operasyon başarıyla ilerlediği taktirde gerisini kendi halledecekti ama önce o göçmenleri bulmalıydı. Zira rakibinin ilk gözden çıkardığı piyonları o göçmenlerdi.

Zihni düşüncelere dalıp gitmişken gözleri, dışarıdan elit bir barı andıran mekandaydı. Mekânda tesettürüyle göze batacağından operasyonu arabadan yönetecekti. Tabii bu işler ters giderse o mekânı başlarına yıkacak biri olduğu anlamına da geliyordu.

Tuğba ve Murat, takım elbiseleriyle kapıda güvenlik için görevlendirilen personellerin yerini almışken, çok uzun sürmeden mekânın kapısı önünde oldukça lüks bir araba durmuş, Banu ve Serhat arabadan inmişlerdi. İlk hamleyi yapacak piyonlar onlardı ama kaybetme gibi bir lüksleri olmayan bir oyunun içindelerdi.

Banu, "Bu elbiseyle buraya eğlenmeye gelmeliydim. O zaman mekânı tam olarak yıkmış olurdum" dedi ve özenle yapılmış sarı saçlarını kibar bir edayla savurdu. Bir yandan da etrafa gülücük saçarak rolünün hakkını veriyordu.

"Biraz sabret güzelim. İşimizi hallettikten sonra eğlenmeye de gideriz" dedi Serhat, göz kıparak.

Eli Banu'nun belini okşarken, uzaktan tam da istedikleri görüntüyü sağlıyorlardı. Zengin adam ve flörtöz kadın rolünü şimdilik iyi oynuyorlardı.