9) Sarmaşık İzleri ⚖️

808 57 19
                                    

Keyifli okumalar dilerim ♡‿♡

Medya için m_ekselina teşekkür ederim balım. Hesabına da bir bakın derim ;)

Bin okuma olduk ✿ Okuyan ve destek veren herkese teşekkür ederim ♡‿♡

••••••••••

Bazı anlar vardır ya hani ? İnsan kendini gizleyemez, yüzünden düşürmediği maskelerini o anda çıkarır ve asıl olduğu kişi gün yüzüne çıkar.

Şimdi de Nedim Eroğlu'nun maskesi düşmüş, Elif Görkem maskenin ardında gizlenen asıl kişiliği görmüştü.

Bir ruhun elleri tarafından bedeninden ayrılmasına, bir canlının parmakları arasında atan nabzının durmasına olan o haz, bunca zaman katillerin gözlerinde gördüğü o kana susamışlık vardı Nedim Eroğlu'nun gözlerinde.

Göz göze geldikleri an, boğazı hızla kesilen koyunun kanı ayakkabılarına ve pantolon paçalarına sıçramıştı. Bu da anlık olarak Elif Görkemin afallamasına sebep olmuştu. Koyununun korku içindeki sesi saniyeler içinde kesilen boğazıyla beraber susmuştu. Ama kesilen soluk borusundan gelen boğuk ve hışırtılı ses bir süre kulaklarında yankı buldu.

"Memur Hanım, hangi rüzgar attı sizi buraya ?"

Sadece yüzünü ve ellerini açıkta bırakan beyaz tulumu içindeki Nedim Eroğlu'nun sesi, kulağında yankılanan sese son vermişti.

"Üzgünüm efendim, durduramadım" diyen görevli kadını, sert bakışlarıyla göndermesi sadece saniyelerini almıştı.

"Sizinle konuşmam gereken bir mesele var."

Belki daha farklı bir cümle kurmalı, daha sert ve otoriter olmalıydı. Ama zihnini meşgul eden görüntüler şimdilik sağlıklı düşünmesine mâni oluyordu Elif Görkemin.

"Tabii" dedi Nedim Eroğlu ve el çabukluğuyla koyunun kulağındaki küpeyi alarak, eğildi yerden kalktı. "Bana üstümü değiştirmem için biraz vakit verin lütfen. Bu sırada Mehmet de sizlere bir şeyler ikram etsin."

"İkrama gerek yok, işiniz kısa sürsün kâfi."

Nedim Eroğlu, başını küçük bir tebessüm eşliğinde onaylar nitelikte salladı ve deponun tam karşı çaprazında olan kapıya yöneldi. Kapının önüne birkaç adımda varmış ve çizmelerini çıkartarak kenardaki ayakkabılarını giymişti. Kapıyı açıp içeri girdiği o kısacık sürede, odayı andıran küçük bir yer görmüştü.

Hızla açılan kapı, aynı hızla kapanınca Elif Görkem'in gözleri mezbahanın içini taradı bu sefer. Buram buram kan ve et kokuyordu. Bir köşede parçalanmış etlerin artıkları, diğer bir köşede kesimde kullanılabilecek malzemeler vardı. Balta, motorlu testere, küçüklü büyüklü çeşit çeşit bıçaklar özenle dizilmişti. Malzemelerin tam karşı tarafında ise deponun başından sonuna kadar uzanan kalın bir demir boru ve boruya asılı kancalar vardı. Az önce İslami usullere uymayan bir şekilde kesilen koyun da kanlar içinde, tek bacağından kancada asılı duruyordu.

Elif Görkem, etraftan bazı swap örnekleri almak istiyordu ama Nedim Eroğlu'nun adının Mehmet olduğunu söylediği adamı tüm dikkatiyle onu izliyordu. Örnek almaya kalksa işler ters gidecekti.

Elini çabuk tutmak için hızlı bir plan kurdu. Planını işlemek için telefonunu çıkardı ve Tuğbayı arayıp cebine koydu. Tuğba çalan telefonuyla kısa bir an yüzüne baksa da oyununu bozmadan dahil oldu.

SARMAŞIK İZLERİ (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin