|30|

881 65 9
                                    





Bora







''Yaratanın adil olmadığını düşüyorum.''

Kurulması oldukça basit ancak anlamca çok büyük tehditler içeren bir cümleydi bu.

Neden?

Çünkü buna inanmak, O'nun adaletinden şüphe etmek olurdu.

Ne yani, Yaratan her gününü su arayarak geçirecek çocuğu Afrika'da var ettiğinde bunu iyi bir şey olarak sayabilir miydik?

Peki savaş koşullarında hayatta kalmaya çalışanlar bunu hak etmek için ne yapmışlardı?

Altın kaşıkla doğmuş olanlar öyleyse? Yalnızca farklı bir ailedeniz diye bir sürü şeyden mahrum kalmamız ne kadar doğruydu?

''Bana adaleti tanımla.'' demişti bir konuşmamızda Onat. Ciddi şeylerden bahsetmeyi hiç sevmezdim ancak bazen, gerçekten çok nadir, konu inançlarımıza ve düşünüş şekillerimize gelirdi.

Arkadaşım ''Adaletli olmak herkese aynı şeyleri mi vermektir?'' diye devam etmişti. ''Eğer cevabın evet ise, dünyada verdiğimiz sınavı kabullenemiyor olabilirsin.''

''Adalet herkese eşit davranmak olsaydı, hepimiz zengin olurduk. Peki paraya değer vermeyenler ne olacaktı bu durumda? Ya da köyde yaşamayı sevenler, tek çilekeşi gitar çalmak olan müzisyenler, sahildeki küçük bir kulübede yaşlanmayı hayal edenler... Onlara haksızlık olmayacak mıydı?''

Sıkıntımı gidermese de sözlerindeki haklılık yüzümü asmama sebep olmuştu.

İfademi gördükten sonra ''Hepimize başka muamele gerekiyor.'' demişti bilgiç bilgiç. ''Afrika'daki çocukları soruyorsan, toprağın kurak hali, bugün her yeri asalak gibi sömüren ülkelerin suçu.''

Konuşma siyasi yerlere mi kayıyor diye kaygılansam da hemen toparlamıştı. ''Allâh herkese suyu, havayı, besini ve basacak toprağı veriyor. Eğer bir yerde bunların eksikliği varsa, ortadaki tek suçlu insanlıktır.''

''Peki daha güzel yaratılsaydım olmaz mıydı?'' diye kaçırmıştım ağzımdan.

Sırık gibi boyum vardı. Abur cubur yemekten derim çatlıyor, sivilceleniyordum. Saçlarım kısa sürede yağlanıyor, telefon bakmaktan gözlerim kanlanıyor, derste öğrendiklerim bir türlü hafızamda kalmıyordu. Küçüklüğümden beri insanlarla iletişimde berbattım, kahrolası abim daha çok seviliyordu ve annemi memnun etmek için denediğim her şeyde çuvallıyordum.

Ne yaparsam yapayım her zaman benden bin kat daha başarılı yaşıtlarım vardı.

Ne takarsam takayım daha şıkını giyen, ne kadar çalışırsam çalışayım benden daha zeki olan birileri vardı.

''Neden tipsizim? Neden mutlu bir ailede doğmadım? Neden daha akıllı değilim?''

Şu dünyaya sadece görüntümü ve sahip olamadıklarımı sorgulamak için geldiğimi düşünecek kadar çok soruyordum bu soruları kendime.

Onat'ın ''Orasını bilemeyiz.'' yanıtı beni büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştı. ''Her şeyi bilseydik insan olur muyduk yaw?'' deyip gülmüştü bir de.

Ajtó |boyxboy|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin