|38|

664 43 0
                                    











Güvenli evin kapısı ısrarlı vuruşlarla titredi. Genç adam vuruşları tanımıştı, kendisinden başka bu evin yerini bilen birkaç kişi vardı.

Oturduğu koltuktan ayaklanıp kapıyı açtı, içeri giren çilli kız sanki omuzlarında ağır bir yük varmış gibi kambur duruyordu. Toplu saçları adı gibi dalga dalgaydı.

Okyanus, atkuyruğunu geriye attı ve antrede dikilerek arkadaşıyla yüzleşti.

''Gelirken takip edildin mi?''

Genç kızın burnunun ucundaki çiller kırıştı. ''Hayır.'' dedi. ''Ama ben-'' Omzunda dost canlısı, sıcak eli hissedince cümlesinin sonunu getiremedi.

''Senin hatan değildi.''

Okyanus'un sert mizacının altında çok farklı biri yatıyordu. Ancak en yakınındakiler onu bu halde görebilirlerdi, gözyaşlarına şahit olanlar ise bir elin beş parmağını geçmezdi ve Fasih, her zaman olduğu gibi, bunda da bir istisnaydı.

Ağlamaklı bir sesle ''Öyleydi.'' dedi genç kız. Konu sevdiği insanlar olduğunda yumuşuyor, en ufak çizikle kanar oluyordu. Ki bu güçsüzlüğünden nefret ediyor, kendini savunmak için öfkeye başvuruyordu.

Hayattan aldığı darbelerle anlayacaktı ki, çaresizliğe öfke eklemek, nadiren pozitif sonuçlar doğururdu.

''Annem üzerine yemin ederim, sizi tanıştırdığımda işlerin böyle sonuçlanacağını bilmiyordum.''

''Biliyorum-''

''Bitirmeme izin ver.'' diye sözünü kesti Okyanus. ''Eğer onun öyle biri olduğunu, o sikik patronuyla seni dolandıracaklarını düşünseydim sizi asla tanıştırmazdım.'' Dudaklarını birbirine bastırdı ağlamamak için. Eğer sorunla yalnız yüzleşseydi bir şekilde bunun üstesinden gelirdi, fakat işin ucu arkadaşına dokunmuş ve kendilerini ucuz bir aksiyon filminin içinde bulmuşlardı.

''Üzgünüm.''

Fasih bir adımda kıza yaklaşıp kabaca sarıldı. Sevgilileri ve Okyanus hariç insanlara temas etmeyi sevmezdi. ''Sorun değil. Yani sorun tabii ama ortalık güvenli olana kadar burada kalırsak her şey yoluna girecek.''

Çilli kız derin bir nefes aldı, bu onun 'sakinleştim' deme şekliydi. Salona geçtiler. Yan yana, biraz mesafe bırakarak pahalı koltuğa oturdular.

''Şimdi biz,'' diye homurdandı Okyanus. ''Şapa mı oturduk?''

Fasih'in orman yeşili gözleri kısıldı, kendisine oyun oynandığını arkadaşının ağzından duymak hoşuna gitmemişti. Kıza gözünün ucuyla kınayan bir bakış attı. ''Kimse şapa oturmadı, her şey kontrolüm altında.''

''O halde faka mı bastık?''

Genç adam sırtını koltuğa verip uykusuzluktan çökmüş yüzünü ovuşturdu. ''Yaşananlar ne benim, ne de senin suçundu. Onlar bir seçim yaptılar ve sonuçlarına da katlandılar. Anlaşmamızın daha ilk gününde,'' Odanın ortasındaki kısa bacaklı masanın üzerini işaret etti, aralık pencereden gelen yaz rüzgârı, üst üste birikmiş kâğıtların ucunu havalandırıyordu. ''Onlara kırmızı çizgimi, iş hukukunu ne kadar ciddiye aldığımı ve herhangi bir aksilikte, sorun yaşayan tarafın çözüm bulması gerektiğini açıkça ifade ettim.''

Ajtó |boyxboy|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin